27.06.2008 - 19:00 | Son Güncellenme:
Utku BOLULU/İZMİR (DHA)
CEM Vakfı Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan, cem evlerinin ibadethane olup olmayacağının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın takdirinde olmadığını söyledi. Doğan, Erdoğan'ın bunun farkında bile olmadığını belirterek, “Bu konu Avrupa İnsan Hakları Antlaması'na göre insanların temel hak ve özgürlüğüdür” dedi. Doğan, Başbakan Erdoğan'ın zaman zaman laik bir Cumhuriyet'in başbakanı olduğunu unuttuğunu söyledi.
Prof. Dr. İzzettin Doğan ve Cem Vafı Yönetim Kurulu üyeleri İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nu makamında ziyaret etti. Doğan, basın mensuplarının Başbakan Erdoğan adına Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren'in cemevlerinin ibadethane sayılması konusunda yasal düzenleme yapılmayacağı ve tüm Müslümanların ortak ibadet yerinin cami olduğu yönündeki açıklamayı değerlendirdi. Doğan, şunları söyledi:
“Sayın Başbakan, kendi genel siyasi çizgisinde hiç bir zaman samimi olmadı. İkiyüzlü bir politika gütmeyi kendi siyasetinin temel niteliği olarak maalesef Türkiye kamuoyuna sundu. Zaman zaman bazı çıkışlar yaptı. Zaman zaman ise laik bir Cumhuriyet'in Başbakanı olduğunu unutuyor. Kimlerin nerede ibadet edeceğini, nerede ibadet edenlere ne zaman Müslüman deneceğine kendisinin karar vereceği bir üslupla konuştu. Kendisinin söylemediği yerlerde ise Diyanet İşleri Başkanlığı konuştu. Cem evlerinin bir ibadethane olup olmayacağı, hala farkında değil ki kendisinin takdirinde olan bir konu değildir. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın da takdirinde olan bir konu değildir. Bu Avrupa İnsan Hakları Antlaşması'nın dokuzuncu maddesinin öngördüğü, insanların temel hak ve özgürlükleri içerisinde yeralan temel bir haktır. Herhangi bir Başbakan'ın, bir Cumhurbaşkanı'nın veya bir kurum başkanın takdirine tabii bir konu, mesele değildir. Maalesef bunun dahi farkında değil.”
Doğan, Başbakan Erdoğan'ın ya danışmanlarını değiştirmesini, artık dünyanın nasıl döndüğünü, aynı kurallar içerisinde dünya nizamının yürütüldüğünü bilebilen insanlarla bu tür beyanlardan önce konuşması gerektiğini ya da ülkeyi bölecek, yurttaşlar arasında ayrımcılığı tahrik ve teşvik edecek bir tavırdan mutlaka kaçınması gerektiğini söyledi.
Doğan, İzmir'in Türkiye'nin özel bir bölgesi, demokrasinin köksaldığı ve en çok geliştiği, çoğulcu demokrasinin önemli kentlerinde bir tanesi olduğunu söyledi. Nüfusu 3 milyonu aşan İzmir'de 1.5 milyon Alevi yaşadığını belirten Doğan, Türkiye'nin dört bir yanından gelmiş olan insanların İzmir'de barış içerisinde, kardeşçe, dostça, beraberce yaşadığını dile getirdi. İzmir bu yapısını hala devam ettirmesinde Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Aziz Kocaoğlu'nun etkisi olduğunu belirten Doğan, şöyle devam etti:
“Yurttaşlar arasında ayrım gözetmeyen, eşitlikçi uygulamalardan bu sonuç ortaya çıkıyor. Çünkü, yurttaşlarımız aynı rahatlı Türkiye'nin her tarafından ne yazık ki duymuyorlar. Anayasa'nın açık hükümlerine rağmen, yurttaşların yasalar önünde dini, dili, rengi hatta siyasi görüşü ne olursa olsun eşit muameleye tabi olması gereğine emreden yasa hükümlerine rağmen Türkiye'de uygulamalar bu şekilde olmuyor. Özellikle alevi yurttaşlar açısından AKP iktidarının icraatları sırasında bu kural çok sık ihlal edildi. İzmir istinaslarından birini oluşturuyor. Kamu hizmetini yürütmekte olan belediyeler halkla içiçe hareket ediyor. Belediye Başkanı Kocaoğlu, tarafsız tutumu, inanç özgürlüğüne önem veriyor. Anayasal ilkeler istimaketinde, yani her dileyenin yasalara aykırı olmamak şartıyla dilediği biçimde dilediği mekanda ibadetini yapmasına açık yüreklilikle izin veren bir örnek bir il İzmir.”
Başkan Kocaoğlu'nun inanç özgürlüğüne saygısıyla yaptığı bazı hizmetler olduğunu, bunların vatandaşlar arasındaki ayrımcılığı körüklemek için değil, tam tersine kişilerin yasalar önünde eşit olduğunu, laik kelimesinin içerdiği anlam istikametinde yurttaşlara hizmet vermek, bütünleştirme olduğunu söyledi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ise İzzettin Doğan'ın Türkiye'de birlik ve beraberliğin sağlanması, Alevi kesiminin ülke birlik ve beraberberliğine, gelişmesine harç olması konusunda çok dikkatli, özenli çalışma yürüttüğünü söyledi. Tek farklılıkların bir kenara bırakıp sonsuz birlikteliğe dikkat çeken. Kocaoğlu, herkesin birlik ve beraberlik doğrultusunda çaba göstermesi gerektiğini belirtti.