Siyasetİran, Fazilet'i de böldü

İran, Fazilet'i de böldü

22.02.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

İran, Fazilet'i de böldü

İran, Fazileti de böldü


Yenilikçiler, "İran seçimlerinden ders çıkarmalıyız" derken, Aksaçlılar, "Reformcu, mollalar diye bir ayrım yok" yorumunu yaptılar


Yenilikçiler

FP'de de sağılıklı bir değişim olmalı
Abdullah Gül: İran halkı, seçimlerde statüko ve baskıdan kurtulmak için değişim istediğini belirtti. İran'da bir tarafta statükocu bir tarafta da realiteyi ve dünya gerçeklerini gören insanların var. Halkın oylarıyla bu değişim gerçekleştiriliyor. Reformcular önde. İran'da olan sağlıklı bir değişme ve gelişmedir. FP'de de sağlıklı bir değişim olmalı. Doğrusu herkes bundan bir şeyler çıkarmalı. Gördüğümüz şey statükoyu muhafaza edemezsiniz. Statükoyu muhafaza etmek isterseniz toplumdan dışlanırsınız. Şimdi İran'da olan bu. Değişime öncelik edenlere baktığımızda İran'ın genel prensiplerine ders düşen insanlar değil. Ama rasyonel olmaya gayret ediyorlar. İnsanların önünü açmaya gayret ediyorlar. İnsanları gemleyemezsiniz. Ama sadece FP değil, Türkiye'deki temel hak ve hürriyetleri sınırlamak isteyenler de bundan ders almalı.

Teokratik devlet uzun ömürlü olamaz

Bülent Arınç (FP Grup Başkanvekili): İran seçimlerinden çok iyi analiz yapıp gerekli sonuçların çıkarılması lazım. Bundan herkesin alacağı ders var. Partilerin, devletin, siyasal akımların, felsefi ve sosyal düşüncelerin. Siyasal İslam adına da teokrasi adına da önemli sonuçlar çıkarmak lazım. Çünkü İran'ın geleneksel devlet anlayışı, teokratikti. Bana göre iki sonuç çıkıyor. Birincisi tek tip ve dayatmacılık geçerli değil. İkincisi de Teokratik devlet yapısının ne kadar baskıcı olursa olsun uzun ömürlü olamadığı. Toplumda değişim arzusunun önünü kimse kesemez.

İran özgürlüğü tercih etti

Necati Çelik (FP Genel İdare Kurulu üyesi): İran halkı baskıya karşı özgürlüğü tercih etti. Dayatmayı reddetti. İran halkı ağıt yakmaktan ağlamaktan yoruldu. Halk, barış, huzur ve özgürlük istiyordu. Reformist bir kanadın kazanmasını bekliyordum. Tabii bir sonuç olarak değerlendiriyorum. Ben olumlu değerlendirdim. Baskıcı, yasakçı yönetim anlayını İran halkı kabullenmedi. Özgürlükçü, insan haklarına saygılı yönetimi tercih etti. Hiçbir akıl sahibi baskıya yasağa pirim vermez. İran seçimleri bunu ortaya koydu. Yeniliği istemişlerdi.

Reformcular çağın icaplarına uydu

Oya Akgönenç (Ankara milletvekili): Halkın değişime büyük bir susamışlığı var. Baskıcı bir rejim istemedikleri açık. Ders aldılar. Reformcuların kazanması çok sevindirici. Çağın icaplarına uydular. Küreselleşme varken, Avrupa, ABD iç içe Asya üzerinde çalışırken onların ayrı bir uçta kalmasının mantığı da imkanı da yoktu.

Erbakancılar

Türkiye'de neden halk seçmiyor
Şevket Kazan: Bu sonuç gençlerin hareketlerinden ziyade kamuoyunun iradesinin yankısıdır. Bundan sonra bazı gelişmeler olacaktır. İran'da demokrasi yoktur diyenlere seçim güzel bir cevap oldu. Halkının değişim arzularına saygı gösteriyor. Türkiye'de cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine bile cesaret edilemiyor. İran'da cumhurbaşkanı halk tarafından seçiliyor. Türkiye'de neden seçilmiyor? Türkiye'yi ilgilendiren tarafı bu olmalı. Yoksa reformcular kazanmış muhafazakarlar kazanmış, bu demokraside doğaldır.

Bir partinin gitmesi birşey değiştirmez

Cevat Ayhan (Genel Başkan Yardımcısı): Değişik tercihler olur, demokrasilerin tabiatıdır. Bir parti gelip, bir parti gidince bir şeyler yıkılmaz. Türkiye'de suni gündemlerle kamplaşmalar yapıldı, sağcısı solcusu bilmem nesi diye. Şimdi İran'a aynı damgayı vurmanın anlamı yok.

Mollacı, reformcu ayrımı çok yüzeysel

Süleyman Arif Emre (İstanbul Milletvekili): Kazanan, kaybeden tarafları şunlar mollalar, şunlar reformcu demek yüzeysel bir değerlendirmedir. Halbuki her iki tarafın ne yapmak istediğini ve istemediğine bakmak lazım. Medya da değerlendirmelerde yanlış yaptı. Halkın katılımcı demokrasiye adepte olduğunu söyleyebiliriz. Halkın heyecan ve şevki bizden de ileri gitti. İlerisi için daha da gelişirse, İran demokratikleşmesinin ufku açılabilir. Hangi tarafın programları İran'ı 21. asrın hızlı gelişimine adepte edecek program onu bilmiyorum.

Hiçkimse bu sonucu tahmin etmiyordu

Ali Oğuz (İstanbul Milletvekili): Sürpriz oldu. Hiçkimse tahmin etmiyordu. Artık rejim oturdu, rahat bir şekilde seçimlere girilebilir, çünkü hizmet edildi diye düşünülüyordu. Ama böyle olmadı. Reformcu kanat çok rahat bir şekilde zafer kazandı. Bu iktidardakilerin akıllarını başlarına almaları lazımdı.

Ben basına güvenmiyorum

Bahri Zengin (İstanbul Milletvekili): Her ülkenin kendi iç meseleleri vardır. Nedir değişimci demek? Ben basına güvenemiyorum. Tutucu olana yenilikçi diyor. Bizi de böyle yapay bölenler var. Etiketlere göre değerlendirme yapmak olmaz.

Tepkiler

Bülent Akarcalı (ANAP İstanbul Milletvekili): İran, reformcuları Kemalist diye tanımlıyordu. Daha iyiyi ve güzeli arayanların Kemalist olarak tanımlanması, aslında, Türkiye'de de kimi insanların varması gereken bir gerçek. Bu aslında, İran'da kendilerini Humeynici olarak kabul edenlerin kendi kendilerini de ele vermeleriydi. Bu anlamda Kemalizme destek veren İran, dilerim bu yolda devam eder ve İran'ı 2000'li yıllarda çağdaş hukuk ve demokrasi devleti olarak görürüz.
* Cahit Savaş Yazıcı (DSP İstanbul Milletvekili): İletişimin bu kadar ilerlediği bir dönemde insanlar başka toplumların yaşadıklarını görerek üstlerindeki baskıyı hemen olmasa, birkaç yıl sonra atmak istiyorlar. İran da bu dönemi geçti.
Globalleşmenin etkisiyle çağdaş toplumlara olan özlemini bu seçim sonuçlarıyla hissettirdi. Bu trendin İran'da devam edeceğini tahmin ediyorum. Hiçbir toplumda aşırı uç düşüncelerin barınamadığı ve zaman içinde yok olduğu ortaya çıkmaktadır.
* Mustafa Gül (MHP Elazığ Millletvekili): Mollaların yenilgisi elbette sevindirici, mutluluk verici bir olay. İran'ın Türkiye üzerinde oynamak istediği oyunlar vardı. Bu seçim sonuçlarıyla belki de yeni bir hamle, yeni bir hareket olabilir. Sonuçlar İran'da daha özgür bir iradenin çıkmasını sağlayabilir. Halkın sesini sevinçle karşılıyorum.
* Saffet Kaya (DYP Ardahan Milletvekili): Seçim sonuçları, kökten dinciliğin tamamıyla ortadan kalktığını, radikal İslamın renk değiştirdiğini, değişimci ve gelişimci bir iktidarın hakimiyet sağladığı ortaya koymuştur. Gelişmeler çok müsbet. Demokrasiye tam manasıyla geçerler de güzel bir değişim sağlanır. İran'ın radikal bir İslam bağlamından çıkıp yarı demokrasiye adımını atması Türkiye açısından da sevindirici.