29.09.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Eğer bir başbakan çıkıp kamuoyu önüne ’Öcalan’la görüşülmeli’ diye bir beyan deklare ediyorsa kendisinin muhatabı artık Öcalan’dır. Ben bunu kabul etmiyorum. İçime de sindiremiyorum” dedi. Kılıçdaroğlu, HaberTürk Televizyonu’nda katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
* 2. OSLO SÜRECİNE DESTEK VERMEYİZ: Oslo süreci sadece Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’nin tekrar iktidar olması için seçimlerde PKK’nın eylemsizlik kararı alması öngörülen süreçtir. Eğer bir başbakan çıkıp kamuoyu önüne ’Öcalan’la görüşülmeli’ diye bir beyan deklare ediyorsa kendisinin muhatabı artık Öcalan’dır. Ben bunu kabul etmiyorum. İçime de sindiremiyorum. Kimse kusura bakmasın. Bir devlet yönetiminde böyle bir şey olabilir mi? Efendim omzunda silah olan benim muhatabım olur ama Meclis’te milletvekili olan benim muhatabım olmaz. Çelişkiye bakın. Böyle saçma şey olur mu? Kucaklaştıkları kişilerden birisi silahsız, öbürü silahlı. Silahsızın dokunulmazlığını kaldıracağım, cezalandıracağım, benim muhatabım olmayacak, silahlıya diyor ki ‘gel otur karşıma, biz seninle oturup konuşacağız.’ Biz bunu kabul etmeyiz. Oslo sürecinin yeniden gündeme gelmesi benzer bir neden. Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Kendisi aday ya deklare etti ya. Eylemsizlik kararı alınsın, beyefendi cumhurbaşkanlığı makamına otursun. İkinci süreçtir. Bu karanlık sürece destek vermeyiz. Doğru değildir, ahlaki değildir.
* İÇ SAVAŞA SÜRÜKLENEBİLİR: İlk Oslo görüşmelerinin ardından Türkiye kan gölüne döndü. Korkum şu, ikinci Oslo görüşmelerinden sonra Türkiye’de iç savaş tetiklenebilir. Herkesin bu gerçeği görmesi lazım. Sayın Başbakan ülkeyi yönetemez. Her şeyi kendi çıkarları, kendi partisinin çıkarları üzerine inşa eden, ülkenin çıkarlarını göz ardı eden bir başbakanın bu süreci yönetmesi mümkün değildir. Cumhurbaşkanlığı süreci için bu süreci başlatıyor ve korkarım ki Türkiye bir iç savaş tehlikesiyle karşı karşıya kalsın... ’Ben cumhurbaşkanlığımı garanti altına almak için Oslo’ya gidip masaya oturacağım’ diyor. Kimse kusura bakmasın ama biz bu numarayı yemeyiz.
* AİHM’E GİDECEĞİZ: Anayasa Mahkemesi’nin CHP’nin kesin hesabı incelemesi sonucunda verdiği kararda haksızlıklar var. AİHM’e götürme hakkımız var. AİHM’e gideceğiz.
* ERDOĞAN CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNİ KAZANAMAZ: Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçimini kazanamaz. Ülkeyi kan gölüne döndüren birisini, hangi ülkenin insanları cumhurbaşkanı yapacak ki. Halkına doğruları söylemeyen, kendi çıkarı için ülkenin çıkarlarını gözardı eden bir kişi bu ülkede nasıl cumhurbaşkanı olur? Eğitimli, bilgili, kültürlü bir kadının Türkiye’de cumhurbaşkanı olmasını tercih ediyoruz.
* ÇOCUKLARI UTANACAK: Balyoz davasına bakan mahkemede görevli yargıçlar, Türk hukuk tarihine kara bir sayfa armağan ettiler. O yargıçların çocukları hiçbir zaman ’benim babam Silivri’de görev yapmıştı’ demeyecektir, diyemeyecektir. Çünkü utanacaktır. Bu kadar ağır bir mirası kendi çocuklarına bıraktılar. Hukuk bir vicdan işidir. Vicdan kabul etmezse sizin kararınızın hiçbir geçerliliği yoktur.
* ERBAKAN’A HAKSIZLIK YAPILDI: 28 Şubat sürecinde Necmettin Erbakan’a haksızlık yapıldı. Perdenin arkasında neler oldu onların iyi tahlil edilmesi gerek. Çünkü o süreç AKP’ye kapıyı açan süreçtir. Tarih bunu iyi tahlil edecektir. O dönem yazışmalar, bazı kriptolar, bize pek çok olayın aydınlanmasına belki olanak sağlayacaktır.
* BATAKLIĞA SAPLANDI: Hükümet Suriye konusunda bataklığa saplandı. Sayın Davutoğlu artık uluslararası mizah konusu. Nereye giderseniz gidin. Suriye konusunda gideceksiniz BM’de Türkiye Cumhuriyeti’nin Dışişleri Bakanı orayı ağlama duvarına çevirecek, itibar görmeyecek... Sayın Davutoğlu, Suriye’ye savaş mı açacakmış... Bir ara ’Çin’i ve Rusya’yı bizim izole etmemiz gerekir’ diye de bir laf etmişti.
* MİT, CHP’LİLERİ DİNLİYOR: MİT’in sadece beni değil, bütün CHP milletvekillerinin dinlendiğini ve izlendiğini biliyorum. Yeri, zamanı gelir, bununla ilgili ayrıntılar da verilir.
‘Dava açsın istediği kadar’
Ortak Çalışma Toplantısı’nda verilen arada öğle yemeğini Deniz Baykal’la yiyen Kılıçdaroğlu, “Ben Erdoğan’dan korkmam. Tazminat davası açıyor. Açsın istediği kadar. Sanıyor ki tazminat davası açacak, biz söylemlerimizi değiştireceğiz, geri adım atacağız. İddiamın arkasındayım. Bu davayı AİHM’e götüreceğim. TBMM’den izin alınmadan Türkiye topraklarında yabancı ülkenin silahlı güçlerini bulundurmak vatana ihanettir” dedi.