31.07.2013 - 20:55 | Son Güncellenme:
Ramazan Bayramı'nı kutlayarak konuşmasına başlayan Başbakan Erdoğan,"Hükümet olarak sizlerin görüş, öneri ve eleştirilerine her zaman çok büyük değer verdik. Türkiye'nin bugün elde ettiği başarılarda ulaştığı tarihi seviyede sizlerin emeği var. Sizlerin katksı, alın teri var. Türkiye'yi büyüttüğünüz için, demokrasi ve ekonomisiyle bu noktaya getirdiğiniz için, ihracatınızla, ithalatınızla, her birinize şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum" diye konuştu.
"TÜRKİYE IMF'YE 5 MİLYAR DOLAR BORÇ VERECEK"
Türkiye ekonomisine ilişkin bilgi veren Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin IMF'ye 5 milyar dolar borç vereceğini vurgulayarak,"Türkiye ekonomisini sizlerle birlikte 230 milyar dolardan devir aldık. 2012 sonu itibariyle 786 milyar dolar büyüklüğüne hamd olsun ulaştı. Bunu sizlerle yaptık. Kişi başına milli geliri yine 3500 dolardan aldık. Sizlerin gayrtetleriyle birlikte 3 kat arttırmak suretiyle 2012 sonunda 10500 dolara ulaştı. İhracatı 36 milyar dolardan aldık. 152 buçuk milyar doların üzerine çıkardık. 10 buçuk yıl önce Türkiye'deki toplam yatırım miktarı 59 milyar liraydı. Ortak gayretlerimizle bugün yatırım miktarını 288 milyar liranın üzerine ulaştırdık. Türkiye'de borçlanma faizleri, yüzde 63 seviyesindeydi.Bu yüksek faizleri yine birlikte yüzde 6 gibi rekor seviyelere düşürdük. Merkez Bankası rezervlerine bakıyoruz. Göreve geldiğimizde, 27 buçuk milyar dolardan aldık. Şu an itibariyle bütün olumsuzluklara rağmen, bazı özel kampanyalara rağmen 121 milyar dolar seviyesine yine birlikte ulaştık. IMF'ye olan borcu tarihe havale ettik. Şu anda da biz, IMF'ye 5 milyar dolar borç vereceğiz" dedi.
"TOBB ÜZERİNE DÜŞENİ YERİNE GETİRDİ"
Demokrasinin ekonomi üzerinde belirleyici olduğunu belirten Başbakan Erdoğan şunları kayddeti: "Siyasetteki istikrarsızlığın, belirsizliğin ve koolisyon dönemlerinin ağır faturasını sizler hep birlikte ödediniz. Milletçe ödedik. Demokraside en küçük bir geriye gidişin faturasını takdir edersiniz ki önce sanayici öder, önce tüccar öder. Yani siz ödersiniz ardından millet, Türkiye öder. Dış politikakadaki en küçük ilkesizliğin bedelini sizler ödersiniz, bizler öderiz. Milletçe hepimiz öderiz. Hukuktan, insan hak ve özgürlüğünden, yani güven ve istikrar ortamından en küçük bir geriye gidiş doğrudan doğruya ekonomizi bizleri etkiler. Eğer bir kez taviz vermiş olsaydık, bugünlere ulaşamazdık. Eğer bir kez boyun eğmiş olsaydık, Türkiye'yi böyle 3 kattan fazla büyütemezdik. Hukukun zorlanması, provokasyonlar, tahrikler karşısında, tuzaklar karşısında en küçük bir zaafiyet göstermiş olsaydık, inanın bugün Türkiye'yi dünyanın parlayan bir yıldızı haline getiremezdik.Eğer ekonomideki kazanımlarımızı koruyacaksak, demokrasiye sahip çıkacağız. Bu şart. Eğer demokratik kazanımlara zarar gelirse,kuşkunuz olmasın ekonomide geriye gider.Buna asla müsade etmeyeceğiz. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği demokratik hassasiyet konusunda 10 buçuk yıl boyunca gerçekten üzerine düşeni yerine getirdi."
"YÜKSEKOVAYA'DA HAVALİMANI YAPACAĞIZ"
"Herkes bizi sevmek zorunda değil. Bunu samimi söylüyorum. Böyle bir mecburiyet yok. Biz 76 milyonun tamamının hükümetiyiz. Seven, sevmeyen fark etmez. Bu millete efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldik. Ama yüzde 100 herkesi memnun etmek mümkün değil. Biz bu niyetle adımlarımızı atacağız. Hakkari'de, Yüksekova'da havalimanı yapıyoruz. Birileri yolumuzu kesiyor. Tehditler. Korkudan çalışamıyorlar. Bütün güvenlik tedbirlerine rağmen. İşte Esendere Gümrük Kapısı. Rifat bey geldi bana şikayette bulundu. Mütahit arıyor. İş makinaları yakıldı. Yetmiyor bir de tehditte ne var: İhale bedelinin yüzde 10'nu Kandil'e göndereceksin. Yani bu şartlar altında bu eserler inşaa ediliyor. Ama öyle de olsa, böyle de olsa, biz bunları yapacağız. Yükseova'ya da havalimanını yapacağız. Bizi sevmeyenler onaylamayanlar elbette olacak. Demokrasilerde seçim, sandık bunun için var" şeklinde konuştu.
"SANDIKTAN ÇIKAN HÜKÜMET ÜLKENİNİN TAMAMININ HÜKÜMETİDİR"
Türkiye'de demokrasiye sadece sandıkta müdahale edilebileceğini kaydeden Başbakan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Sandık kazanını belirlemekten çok, kimin kaybettiğini belirleyen bir demokratik araçtır. Sandıktan çıkan hükümet zaten ülkenin tamamının hükümetidir. Sandık sonucundan asıl ders çıkarması gereken, kazanan değil, kaybedendir. Biz de 76 milyonun hükümetiyiz. Türkiye'de demokrasiye artık sadece sandıkta müdahale edilebilir. Bunun dışındaki her müdahale gayri meşrudur. Demokrasinin tehdit altında olduğu bir ülkede, hiç kuşkunuz olmasın ekonomi de tehdit altındadır.Camı, çerçevesi indirilen esnafın tüccarın günahı neydi? Bu ne biçim bir yaklaşım. Bu tavırlar içerisinde olanları acaba alkışlamak mümkün mü? Biz bu istikrar ortamını çok zor elde ettik. Özellike sivil toplum örgütleri TOBB gibi büyük kurumların demokrasi konusunda hassasiyetlerini bugüne kadar korudukları gibi korumaları ve daha ileri noktalara taşımalılar. İşte bunu çözüm süreci içerisinde TOBB'unda katılmış olduğu Akil İnsanlar Platformu'nda en güzel şekilde yaşadık. Önümüzdeki süreç çok daha önemli. İçeriden dışarıdan üzerimizde oynanan oyunları herhalde hissediyorsunuz. Bunu en iyi hissetmesi gereken kurum bana göre TOBB'dur."
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise yaptığı konuşmada, Ahilik Teşkilatı'nın önemine vurgu yaparak,"Bugün de odalar ve borsalarımız aynı görevi sürdürüyor. Gerçek zenginliğin mal çokluğu ile değil, gönül tokluğu iledir diyerek bu geleneği yaşatmaktadır" dedi. Hisarcıklıoğlu, Türk çifçisi, sadece ülke insanını değil tüm dünyayı besleyecek. Dünyadaki her ev en az bir Türk malı kulalnacak" dedi.