01.04.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
ÖZAY ŞENDİR, ZAFER ŞAHİN / Hive - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Özbekistan ziyaretinin sonunda gazetecilere gündeme dair açıklamalarda bulundu. Gerçekleştirdiği söyleşide soruları yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, özetle şunları söyledi:
BARIŞ İÇİN ANLAMLI İVME: Rus ve Ukraynalı heyetlerin İstanbul'da gerçekleştirmiş oldukları görüşmelerin barış sürecine anlamlı bir ivme kazandırdığına inanıyorum. Rusya'nın Kiev ve Çernihiv'deki askeri operasyonlarını kayda değer biçimde azaltma kararı gerçekten önemli bir adımdır. Aynı şekilde devlet başkanlarının bir anlaşma üzerinde mutabık kalındığında bir araya gelebileceklerini açıklamaları da atılan bu adımın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Bunların hayata geçirilmesini ve savaşın daha fazla ölüme, yıkıma sebep olmadan sona ermesini bekliyoruz. Tabii aktif diplomasimiz ve dengeli yaklaşımımız sayesinde önemli bir toplantıya ev sahipliği yapmış olmaktan memnuniyet duyduk.
EV SAHİPLİĞİNE HAZIRIZ: Döner dönmez gerek Sayın Putin'le gerek Sayın Zelenskiy’le görüşmeler yapma kararlılığım var. Bu görüşmelerde her ikisine şahsım, milletim adına teşekkürlerimi ifade edip 'Artık hedefimiz bir an önce sizi bir araya getirmek' diyeceğiz. Temenni ediyorum ki inşallah bir araya getirme noktasında kendilerinden bir tarih kaydını alırız. Bu çerçevede, Devlet Başkanları düzeyinde yapılacak toplantıya da ev sahipliği yapmaya hazırız. Ama bu arada geçici ateşkesi de sağlamış olmak büyük önem arz ediyor. Türkiye olarak böyle bir süreçte gerek Sayın Putin'in gerek Sayın Zelenskiy'nin bize duyduğu güvenle bu işi bitirmiş olmak bizi mutlu kılacaktır.
GARANTÖRLÜĞE SICAK BAKIYORUZ: Ukrayna'nın özellikle NATO üyeliği noktasında çok ısrarlı bir duruşu yok. Aslında Ukrayna'nın AB konusunda da çok ısrarlı bir davranış içinde olacağına ihtimal vermiyorum. Bütün bunlara rağmen Sayın Putin'in Ukrayna'nın AB'ye girmesi noktasındaki olumlu bakışını öğrendim, duydum. Kendisiyle görüşmemde de bunu kendisinden duymak, bu konuda atılacak adımları da daha isabetli değerlendirme imkanını bize vermiş olur. Biliyorsunuz işte 1963'ten bu yana AB bize neler yaptı? Devamlı oyaladı, hala oyalıyor. Garantörlük konusunda da biz, Ukrayna'nın güvenliğini teminen garantör ülkelerden biri olabiliriz, buna ilke olarak sıcak bakıyoruz; ancak elbette bunun detaylarının açıklığa kavuşması gerekiyor.
TÜRKİYE TAKDİR TOPLUYOR: Ülkemizin Ukrayna meselesinde izlediği barış yanlısı, ilkeli ve aynı zamanda dengeli politika tüm tarafların takdirini topluyor. Hele hele İstanbul'daki görüşmeden sonra çıkan netice de birçok AB üyesi ülkeyi de NATO üyesi ülkeleri de Türkiye'ye yönelik farklı bir bakışa sevk etti. Tüm batıyı kastederek söylüyorum; artık bizim temennimiz şu, inşallah Türkiye'nin bütün liderlerin gözündeki yeri çok daha farklı olacaktır.
YAPTIRIMLARA KATILMAYACAĞIZ: Rusya'ya yönelik yaptırımlara katılmayacağımızı ve bunun nedenlerini daha önce defalarca açıkladık. Şu ana kadar biz yaptırımlar noktasında herhangi bir tutum değişikliğine gitmediğimiz gibi, Rusya tarafından da bu yaptırımlar zinciri içerisinde Türkiye'ye karşı herhangi bir uygulama yapılmadı. Bir yandan Rusya'nın askeri faaliyetlerine tepkimizi ortaya koyarken bir yandan da diyalogumuzu sürdürmeyi önemsiyoruz. Bu diyalog, sadece Ukrayna bağlamında değil bizi yakından ilgilendiren Suriye, Libya, Güney Kafkasya gibi pek çok coğrafya bakımından önemlidir, gereklidir.
‘İsrail ile enerji iş birliği’
ÇOK UMUTLUYUM: Herzog’un ziyaretinde ağırlıklı enerji konusunu görüştük. Yapılan maliyet hesapları neticesinde kendileri de ‘bu iş için en uygun yol Türkiye üzerinden bunun yapılması’ dediler. Dedim ki ‘fazla da uzatmadan Dışişleri Bakanımı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımı size göndereyim.’ Bölgeyle ilgili değerlendirmeleri Dışişleri Bakanımızla yapacağınız gibi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımla da enerji konusunu şöyle etraflıca bir görüşürseniz biz burada her şeye varız. Sayın Herzog da buna hazır olduğunu gösteren bir cevapla ‘Memnuniyetle. Sayın Başbakanın Türkiye’ye gelişiyle bu konuyu onunla da bir masaya yatırırsanız isabetli olur’ dedi. Büyük ihtimalle. Ramazan sonrası Bennett’le de konuyu bir görüşüp hemen adımları atarsak İsrail-Türkiye buradaki birlikteliği, bu süreci Doğu Akdeniz petrolüyle, doğal gazıyla ilgili süreci hızlandıracaktır. Bu konuda çok çok umutluyum.
MESCİD-İ AKSA İÇİN DESTEK: Malum her yıl Ramazan’da maalesef Mescid-i Aksa ile ilgili üzüntülerimiz var, sıkıntılarımız var. Ben Sayın Cumhurbaşkanı’na onu da söyledim. ‘Bu Ramazan Bayramı’nda Müslümanlar huzurlu bir Mescid-i Aksa ziyareti yapabilsin. Bu konuda sizler de gereken desteği verin, bu Ramazan’da sıkıntılar yaşamayalım. Huzurlu bir Ramazan geçirmiş oluruz’ dedim.
‘Vatandaşa ucuz et yedireceğiz’
SIKINTI YOK: Buğdayda biraz sıkıntımız vardı, büyük ölçüde aşılmış vaziyette. Ne yazık ki kırmızı eti fırsata dönüştürmek isteyen bazı fırsatçılar var. Tarım Bakanımla konuştuk. Dedi ki, ‘TİGEM çiftliklerimizdeki kesimlik hayvanları bir an önce keselim ve bu Ramazan ayında bir defa evlere kıymada, kuşbaşında ucuz et girme imkanı olsun. Bu arada da yine belki duruma göre Türkiye’nin dört bir yanına ekiplerini gönder, elinde kesimlik hayvanı olanlardan biz bu hayvanları da alalım. Yine ithal noktasında da Ramazan sonrasına yönelik bir adım atmış olalım. Çünkü vatandaşımıza ucuz et yedirmekte kararlıyız.
ASGARİ ÜCRET: Vatandaşıma onu aldatacak, yani yapmayacağımız veya yapamayacağımız bir şeyi söylemeyi doğru bulmam. Asgari ücreti tespit için bir komisyon var. Her sene toplanıyor. Dolayısıyla da bunun vakti aralıktır. Yani eğer asgari ücret vatandaşımı hakikaten enflasyona ezdiriyorsa, o görüşmelerde belirleme de ona göre yapılır. Olağanüstü bir gelişme olduğu zaman biz bunlara da kapalı değiliz.
‘Farklı ülkelerden turist çekmeliyiz’
İYİ BİR NOKTADAYIZ: İnşaat sektörü durursa adeta ekonomide hayat durur. Onun için arkadaşlar şu anda bu işin de üzerinde çalışıyorlar. Burada bütün alanlarda stokçuluk yapanların üzerine gideceğiz. İhracatta iyi bir noktadayız. 250 milyar doların üzerine inşallah çıkacağız. Bütün bunlarla beraber turizmde bir toparlanma başladı. Bir tarafta da Rusya-Ukrayna savaşı var. Sadece 5 milyon civarında turisti Rusya’dan, 2 milyon 100 bin turisti Ukrayna’dan alıyorduk. Tabi bu şartlarda aynı çekimi oralardan yapamayacağız. Onun için farklı ülkelerden turist çekmenin gayreti içerisindeyiz.
O VERGİ MEMURU, BEN EKONOMİSTİM: (Kılıçdaroğlu’nun ‘yap-işlet-devret’ modeli eleştirisi) Varsa alternatifin söyle. Kamu özel anlayışıyla dünyada bu tür yatırımların yapılması en gelişmiş ülkelerde bile var. Biz milli bütçeye yük olmadan bu işleri nasıl yaparız, onun üzerine gidiyoruz. Kaldı ki şimdiye kadar da geçiş sayıları garanti edilenin üstünde olmuştur. Buradan niye rahatsız oluyor ki o? Devletin cebinden 1 kuruş çıkmıyor. Hazine’den 1 kuruş para çıkmayan böyle dev yatırımlar için kalkıp da kredi alsanız, faiz hesabını yapın. Bu faiz hesaplamasını yaptığınız zaman ona, o yıl yapacağınız ödemeyi buluyor mu? Bulmaz. Biz bunların hesaplarını çok yaptık. O vergi memuru. Ama ben ekonomistim.
ERMENİ SİLAHLI UNSURLARI ÇIKARILMALI: (Karabağ’daki gerilim) Azerbaycan Üçlü Bildiri’nin hükümlerine tam olarak uyuyor. Azerbaycan tarafından bir ihlal söz konusu değil. Burada Azerbaycan’a yönelik bir saldırı söz konusu olduğu için savunma içerikli bir karşılık olmuştur. Esas olan Üçlü Bildiri hükümlerine uygun olarak Ermenistan silahlı unsurlarının Azerbaycan’ın uluslararası kabul görmüş topraklarından tamamen çıkarılmasının temin edilmesidir.