06.06.2015 - 14:34 | Son Güncellenme:
Musa Kesler/Haber Merkezi
HDP'nin Türkiye ekonomisine bakışını genel olarak nasıl değerlendirirsiniz?
HDP olarak Türkiye ekonomisini birçok açıdan çok iyi analiz ettiğimizi söyleyebilirim. Genel olarak seçim dönemlerine mevcudun dile getirilmesi ve buna karşı vaat yarışlına girmek yerine sorunlara sol bir ekonomik programla çözüm üretmeyi önceledik. Bu aynı zamanda mevcudun eleştirisini içinde barındırmaktaydı. Türkiye ekonomisinin başat sorunu işsizlik ve yoksulluktur. Bu sorunlar sadece bölüşüm ile sınırlı değil, aynı zamanda sağlık üretim ve büyüme modelinin de var olabilmesi için çözülmesi gereken sorunlardır. Bu sorunlara üretim yapısının çarpık gelişimi, finansallaşma, kamu kaynaklarının israfkar kullanımı, kamu kaynaklarının Türkiye ekonomisinin gerekleri dışında bir kullanıma tabi tutulması, Kurumsal yapının merkezi ve bürokratik bir yapı içine sıkışması, toplum ekonomi bağının kurulmaması, denetim mekanizmalarının olmaması gibi temel iktisadi yapıt-ya dair sorunlar söz konusu. İktisadi alanın tümünde adaletsiz ve ekonomi rasyonalitesine uygun olmayan bir dağılımı izliyoruz. Vergi adaletsizliği, kredi tayınlamasında ortaya çıkan irrasyonalite, cari işlem açığına dayalı büyüme gibi birçok sorunu ve bunlara bağlı ortaya çıkan sosyal yaşamdaki sıkıntıları ilk başta sıralayabiliriz. İşsizliğin ve yoksulluğun çözümsüz kalması, orta gelir sıkışmasının yaşanması, son dönem büyüme rakamlarının düşmesi, enflasyon hedeflemesinin tutturulamaması yıllardır uygulanan hatalı iktisat politikalarının bir sonucu.
HDP'nin siyasi programı ve söylemi ekonomik programından mı çok öne çıkıyor?
Aslında ekonomi programımızla siyasi programımız bütünlüklü bir radikal demokrasi programı içinde biçimlenmiştir. Bölüşümü iyileştirirken sağlıklı büyümeyi kalıcılaştırmak, doğadan yana olan politik duruşumuzla ekonomik kararlarımızın uyumlaşmasını sağlamak, işsizlikle mücadele ederken katılımcı bir demokrasiyi hayata geçirmek gibi politik adımlarımızın ekonomik karşılığı veya ekonomik kararlarımızın siyasetimizle uyumu bizim en temel farklılığımızdır. Sol bir program ile ekonomiye soldan bakıyoruz, çözümlerimiz de emekten, doğadan yana ve cinsiyet eşitlikçidir. Ayrıca ekonomideki merkezi vesayeti de idari vesayetle birlikte çözmeyi amaçlıyoruz. Yerel demokrasinin güçlenmesi ve ekonomide yerelin ağırlığının artması da programımızın en belirgin özelliklerinden…
Sizce Türkiye ekonomisinde öne çıkan ilk problem ne?
Kuşkusuz işsizlik ve yoksulluk. İşsizlik de yoksulluk da sistematik bir sorun ve son 13 yıl boyunca uygulanan ekonomi politikalarla bu sorunlar kalıcılaşmış ve derinleşmiştir. Neoliberal politikaları uygulama konusunda dünya lideri olan AKP iktidarı ekonomiyi bugün çok kırılgan bir noktaya taşımıştır. Diğer taraftan inşaat sektörü ağırlıklı gelişimin yaratmış olduğu çarpılma, sektörel asitmetriyi artırmış ve kaynakların etkin olmayan bir tercihle kullanılmasına neden olmuştur.
Nasıl bir ekonomik model planlıyorsunuz?
Sağlıklı bir büyüme modelimiz var. Emekten doğadan yana, cinsiyet eşitlikçi, yerelin güçlendirildiği, kooperatifler ve öz yönetim anlayışının var olduğu, demokratik planlamayla kaynakların yönlendirildiği, kamusal kaynakların halkın denetiminde toplumsal ihtiyaçları önceleyen bir anlayışla yeniden üretim sürecine katıldığı, üretim sosyal üretim bağının demokratikleşme anlayışımızla kurulduğu bir modelimiz var. Tarımın yeniden canlandırıldığı, köye dönüşün desteklendiği, küçük çiftçiliğe yeniden değer verildiği, kooperatiflerle yerel yönetim ve KOBİ’lerin bağının kurulduğu bir model. Çocuklara gıda bankası derken, çocukların beslenme hakkını politik olarak savunurken bunu yeni tarımsal programımızla iktisadi olarak sağlıklı bir zemine oturtuyoruz. GDO’suz ve her çocuk için beslenme hakkı bu sayede hayata geçebilir. Bir başka örnek daha verebilirim; her haneye 180 Kwh ücretsiz elektrik sağlayarak enerji ithalatından kaynaklanan cari işlem açığıyla mücadele edebileceğiz. Hem enerji tasarrufu hem kamusal kaynakların sağlıklı kullanımı mümkün olacak.
KOBİ ve Esnaflar için ekonomi programınızda ne var?
Bugün esnafların çok ciddi sorunları olduğunu biliyoruz ve emekten yana programımız esnafları da kapsamaktadır. Biz esnafları toplumsal emeğin önemli bir bileşeni olarak görüyoruz. Esnafların üzerindeki mali yükleri azaltmak, istihdam politikamız açısından esnafın desteklenmesi, kredi pastasından payını alabilmesi önemli. Özellikle küçük esnafımız yoksulluk sınırının çok altında yaşıyor. KOBİ’ler içinde aynı destek programı önemli Demokratik planlama ve yerel üretim yapılanması içinde KOBİ’lerin önemli bir yeri var. KOBİ’lerin giderek daha fazla öz yönetim anlayışıyla üretim sürecine katılması verimliliği artırmasının yanında üretimin toplumsallaşmasını da sağlayacaktır.