13.04.2013 - 16:58 | Son Güncellenme:
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, AK Parti hükümetinin yapmak istedi anayasa değişikliğine, “Eğer milletin önüne 330 milletvekilini oyunu alıp bir anayasa referandumu getirirsen bu anayasanın adı soyadı AK Parti, BDP ve PKK anayasası olur” dedi.
Samsun’da bir düğün salonunda partililerle bir araya gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, anayasa değişikliğinden, Akil İnsanlara, başkanlık sisteminden Kürt sorununa kadar birçok konuya değindi.
Anayasa değişikliği ile ilgili konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, “330 milletvekilini mecliste bulmak için eksiğini BDP’den kapatıp, bir anayasa getirip başkanlık yarı başkanlık, millet tarifi sulandırılmış, içi boşaltılmış Türkiye’nin çimentosu gevşetilmiş, yargının bağımsızlığı sağlanmamış tam tersine başkan olarak seçilecek kişi iyice bağımlı hale getirilmiş. Bu arada PKK’da taleplerinde bir iki merdiven ileri geçmiş oluyor. Eğer milletin önüne 330 milletvekili oyunu alıp bir anayasa referandumu getirirsen bu anayasanın adı soyadı AK Parti, BDP ve PKK anayasası olur. Bir yanda hepimizin özlediği 12 Eylül’ün o tezgahından geçmiş bedel ödemiş tüm insanlarımızın özlediği çağdaş özgürlükçü anayasa değil, bir takım kişisel pazarlıklarla ‘ver başkanlığı al özerkliğe’ giden yolu pazarlığının sonucuna gelecek anayasanın adı AK Parti, PKK anayasası olur. Samsun’da oy farkın var, gel bu anayasa ile Samsun’da da referanduma gidelim. Bunu sorgulayacağız, yılmayacağız” diye konuştu.
AKİL İNSANLAR
Akil insanlar için seçilen kişileri eleştiren Koç, “CHP istediği, her partiden eşit sayıda milletvekilinin katılmasıyla bir siyasal uzlaşma zemini hazırlamaktı. Bize diyorlar ki, ‘Siz akil adamlarda demiştiniz, biz getirdik siz karşı çıkıyorsunuz’. Yok, biz ‘senin politikalarının pazarlanması için adam tayin edelim’ demedik. ‘Devlete memur tutalım’ demedik. Gerçekten akil adam derken, ‘kendi alanında önder, vicdanını, siyasi görüşünü, kalemini, sanatını başbakana kiraya vermemiş insanlar’ dedik. ‘Gerçekten bağımsız insanlar’ dedik. Sen gazetende bütün gün Türkiye’nin değerlerine küfür edeceksin veya Türkiye nasıl bölünürse mutlu olacağını ifade etmiş insanları akil adam diye bu memleketin coğrafyasına sürerken bunları bizim söyleme hakkımız var. Evet, biz akil adam demiştik. İşte oluşacak ‘o eşit sayıdaki milletvekillerinin katılımıyla yapılacak komisyon çalışması dışarından gerçekten bağımsız olacak akil adamları belirler’ dedik. Bunları kendisine teklif ettik. Elinin tersiyle ertesi gün itti. PKK ile görüşülür mü? Silah bıraktırtmak amaçlı görüşülür ama devlet değil. Devlet hukuk kuralları dışına çıkmaz, çıkamaz. O akil adamlar, bugünküler değil benim tarif ettiğim akil adamlar gerekirse silah bıraktırtmak amaçlı görüşebilirler. Ama mecliste gizli kapaklı pazarlıklarla değil, milletin önünde açık, şeffaf, net görüşür. Türkiye’de doğuda, güneydoğuda yaşayan kardeşlerimiz yurttaşlarımız gibi Türkiye’nin Karadeniz’inde Marmara’sında, Ege’sinde, İç Anadolu’sunda da yurttaşlarımız yaşıyor. Çözüm için bütün kardeşlerimizin makul görebileceği, tartışılabilir, görebileceği, kabul edeceği öneriler milletin önünde meşru zeminde tartışılır. Şimdi öyle olmuyor. Şuanda bir pazarlık masası var” şeklinde konuştu.
BAŞKANLIK SİSTEMİ
Başbakan’ın padişah olmak isteğini ifade eden Koç, “Birisi padişah olmak istiyor. Başbakan, ‘ben başkanlık istiyorum. Başbakanlık görevim bana yetmiyor, sürem doluyor. Cumhurbaşkanı olacağım ama Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yetkilerini birlikte kullanacağım. Yani denetlenmeyeceğim, sorgulanmayacağım, kafama eseni yapacağım, isteğimi asacağım, isteğimi keseceğim. Kafama gelecek Suriye’ye, şuraya buraya savaş açacağım’ diyor. Sorgusuz sualsiz bir başkanlık talebi geldi. Aynı anda Marmara’nın ortasına bir adanın adı da sık sık gündeme geldi. Ankara’da tıkanan masa terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’la kuruldu. Bizi izleyen AK Partili yurttaşlarımız varsa televizyonda darılmaca yok, bunları konuşacağız. Kime ne şekilde destek verdiklerini onlarda görecekler. Orada birisi nihai hedeflerine dönük taleplerini iletiyor. Mektuplar sızıyor. Kandilde hatıra fotoğrafları çekiliyor. Bu arada askeri casusluk davasında tutuksuz yargılanan ama yurtdışına çıkışı yasaklanan emekli Tuğamiral Türkiye’nin uluslararası sularda yapacağı tatbikata katılamıyor. Benim Tuğamiralimin yurtdışına çıkışı yasak. Birilerinin ne istediği belli. Abdullah Öcalan 10 maddelik yol haritası sundu. 4 maddesini gerçekleştirildi. Öcalan’ın sunduğu son maddesi de ‘şimdi silahı bırakacak, gömeceksin ve sen gözünü kapatacaksın o gidecek. Oraya gidenlerin Suriye’de rejimi devirecek güçlere katılıp o görevi yaptıktan sonra birilerinin talebi ile daha sonra Türkiye’ye bir örgütün öz güvenlik gücü olarak geri dönecek’ talebi var. 10. madde bu. Birisi bir şeyler istiyor. Sende masanın öteki ucundasın. Ne verdiğin konusunda millet merakta. ‘Sen ne verdin kardeşim’ sorusu yanıtsız. Konuşmuyor, konuşamıyor. AK Partililer dahil bilmiyorlar. Bir milletvekilimiz söyledi ‘bana el kaldır diyorlar kaldırıyorum, indir diyorlar indiriyorum. Ben bayağı da yoruluyorum ama bilmiyorum niye yaptığımı’ Meclisin manzarası budur. 5 - 6 kişi bu süreci biliyor” şeklinde konuştu.
Kimsenin kan aksının istemediğini belirten Koç, “Hiç kimse gözyaşı aksın istemiyor ama ne olup bittiğini ve ne pazarlık yapıldığını bilmek istiyor. Eğer Türkiye’de bugün karantina altına alınması gereken tek kişi varsa oda bizzat Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bu arada birlikte yaşama iradesi sarsılmış. Kürt yurttaşlarımız bir şekilde kandırılmış. Diyarbakır ve Dicle sokaklarında Hizbullah ile PKK grupları çatışmaya başladı. Bunlar çok tehlikeli bir süreç. Gerçekten demokrat birlikte yaşama iradesini koruyan Kürk kökenli kardeşlerimiz olayı bu yaşananlardan sonra sorgulamaya başladılar. Karanlık bir sürecin içersindeyiz” ifadelerini kullandı.