01.11.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Ali Çınar - Beyaz Saray yönetimi her ne kadar 20 dakika toplantı yapacağını önceden duyursa da, Biden-Erdoğan görüşmesi 1 saat 3 dakika sürdü. 14 Haziran’dan iki farkı vardı: Birincisi, Dışişleri Bakanları bu sefer toplantıya iştirak etmişlerdi. İkincisi, benzer ortak basın açıklamaları yapılmıştı. Basın açıklamalarına baktığım zaman, Beyaz Saray tarafında S-400 ve insan hakları konusunda endişeleri eklenirken, Türkiye tarafında ortak bir mekanizma kurulması vurgulanmıştı. Genel olarak baktığımda, Afganistan, Suriye, Libya, Doğu Akdeniz, Güney Kafkaslar ve iklimle mücadele konularının ele alındığını görüyoruz.
En önemli merak konusu F-35 ve F-16 konusunda bir gelişme olup olmayacağı idi. Beyaz Saray kaynaklarımdan konuştuğum yetkililer, hem F-16 hem de F-35’te verilen paranın geri iadesi konusunda bir sürecin olduğunu ve Türk ve ABD’li yetkililerin görüşmeye devam edeceğinin altını çizdiler. Açıkçası bir sonuç yok ama uzun dönemli bir sürecin olduğunu görüyoruz. Bilhassa, F-16 konusunda Beyaz Saray’ın, Türkiye’nin F-16 arzusunu açıkça gördüklerini ve Başkan Biden’ın, Türkiye’nin F-16’lara sahip olma arzusunu kabul ettiğini belirttiler. Tabii burada Beyaz Saray net olarak, “ABD’de geçilmesi gereken bir süreç var ve bu süreçte Kongre’deki sıkıntıların da altının çizildiğini” ima etti.
ABD’nin insan hakları konusunda eleştirilerini net şekilde görmeye istinaden, Başkan Biden’ın 9-10 Aralık’ta Demokrasi Zirvesine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı çağırma ihtimalinin zor olduğunu belirtebilirim. İki NATO Müttefik liderlerinin 1 saati aşkın görüşmesi olumlu. Yani ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan Biden ile görüşemedi’ veya ‘az görüştü’ algısının kırıldığı, ama sorunların masada hala olduğunu belirtmekte fayda var. Türkiye’nin açıkladığı gibi, kurulması planlanan ortak mekanizmalar ile üzerinde çalışma girişimi Türk-ABD ilişkilerinde tansiyonun azalmasına fayda verecektir. Şunu net şekilde belirtebilirim, yakın zamanda iki tarafta atılacak ve atılması planlanan adımlar ile Türk-ABD ilişkilerinin geleceğini iyiye mi, kötüye mi, yoksa bu şekilde inişli çıkışlı mı gideceğini hep beraber göreceğiz.