24.11.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:
İnsanı bunaltmak için bundan daha iyi dekor olamaz.İsrailden Gazzeye geçiyorum.Ya da bir Batı Avrupa kentinden bir anda Doğunun en yoksul kasabasına...İsrail tarafında birkaç saat süren baydırıcı kontrolden sonra pasaportuma şöyle bir bakıyor Filistinli asker. Hayatından bezmiş. Sakalı bir karış, tespih çekiyor. El yazısıyla, önündeki kenarları tirfillenmiş, rengi atmış deftere adımı ve pasaport numarasını şöyle bir not alıyor.Hepsi o kadar.Gazze Şeridine hoş geldiniz!Etraf mezbelelik. Rüzgârda çöpler uçuşuyor, toz duman içinde. Çoğu ev, yerle bir. İsrail tanklarıyla buldozerleri ne varsa dümdüz etmişler. Her taraf moloz yığını halinde. Taş üstünde taş koymamışlar. Kaldırımları bile sürüp atmışlar. Zaten doğru dürüst olmayan altyapı yok edilmiş.İnsanın içini acıtan bir yıkım."Şu karşıda gördüğün su birikintisi var ya, güneşin altında parlayan, etrafında çocukların oynadığı, aldanma, orası suni göl değil. Şehrin lağımı açıktan oraya akıyor. Kanalizasyon sistemini bile yok etti İsrail, kurulmasını da engelliyor." Upuzun, kapkaranlık, kasvetli bir koridor. İki yanı beton duvar, tepesi teneke kaplı. Yerlere gelişigüzel bırakılmış dikenli tellerden sakınarak yürümen lazım. Git git bitmiyor! Gazzeye bundan önce iki kez gelmiş, aynı şeyi düşünmüştüm. Böylesine bir bataklıkta ancak şiddet çiçekleri açabilir cümlesi her seferinde yazıma düşmüştü. Klasik, şiddet şiddeti doğurur deyişi satırlarımın arasındaki yerini kendiliğinden almıştı.Gazze Valisiyle görüşmek için arabadan indik. Sivil korumalar ellerinde uzun silahlar, parmakları tetikte yanımıza yaklaştı. O sırada birdenbire uçak sesi gibi bir gürültü patladı. Tedirgin bakışlar bir anda gökyüzüne döndü.Bir İsrail helikopteri mi?Suikast için saldırıya geçen...Gazze Valisi Muhammed Kutvayla sohbet ederken diyor ki:"Ansızın bir Apaçi helikopteri havadan, gece vakti vuruyor bir ocağı, bir aileyi, bir ağacı... Söyler misiniz ne yapacaksınız? Topraklarınız işgal altında. İşgalci vuruyor. Çiçekle mi gideceksiniz ona?.. Herkes bildiği gibi savaşacak işgalciyle. Hamas öyle, şu böyle, o öyle savaşacak, İsrail işgali altındaki toprağını kurtarmak için..." İşgalci vuruyor Gazzenin Allahı deniyor Kutva için. Arafatla akrabalığı olan bir aile. Hamas dahil Gazzede her şeyin ondan sorulduğu söyleniyor. İskenderiyedeki Beyrut Üniversitesinde okumuş. 58 yaşında. Zengin bir tüccar aileden. Aynı zamanda ticaret odası başkanlığı yapıyor. Dördü erkek, üçü kız yedi evladı var. Çocuklarından beşi Amerikada, Houstonda okuyor. "Bush ailesiyle komşuyuz" diyor gülerek...El Fetih üyesi.Noktasıyla, virgülüyle, siyaseti yerli yerine oturtarak konuşuyor. İngilizce bildiği anlaşılıyor ama Arapçayı yeğliyor. Kendisine Gazzede güçlü olan Haması, İslami Cihatı soruyorum. Şiddet ve intihar terörizmi konusunda kendisini sıkıştırıyorum.Yüz çizgileri değişmiyor:"Bakın, buraların altyapısını yerle bir eden İsrail. Yoksulluğa mahkûm eden de o. Buradaki radikalleşmeye İsrail yardımcı oluyor. İnsanlar umudunu yitirdikçe, radikalleşiyorlar. Toprakları, memleketleri işgal altında. Hepimiz bunu ortadan kaldırmak istiyoruz. Fakat herkesin yolu, yolları farklı. Ama düşmanımız ortak: İsrail. Fakat barış sürecinde yol alınırsa, hava değişir, radikalizm de eski gücünü kaybeder. Ben gelecekten iyimserim, umudumu yitirmedim. Yeni dönemde barış süreci açılır diye düşünüyorum."Hamasla, intihar terörizmi ile, radikal İslamcılarla ilgili herhangi bir olumsuz söz çıkmıyor ağzından...Gazze Valisi Kutvaya 9 Ocaktaki başkanlık seçimlerini soruyorum. Duraksamadan yanıtlıyor:"Mahmut Abbasla gidilecek seçimlere, El Fetihten başka aday çıkmaz. Hareketteki genç - yaşlı ayrımı abartılıyor." Ramallahtan sonra Gazzedeki nabız da farklı atmıyor. 69 yaşındaki Mahmut Abbasın (namı diğer Abu Mazen) Arafatın halefi olarak sahneye çıkması, 9 Ocakta başkan seçilmesi ve geçiş döneminin sükûnet içinde atlatılması yakın ihtimal.(El Fetih Merkez Komitesi, pazartesi gecesi Mahmut Abbası tek aday olarak belirledi - H.C.)Sanki Mahmut Abbasa içte dışta herkesin eli mahkûm.Sonra ne olur?Değişik yorumlar var. Bunlar daha sonraki yazıların konusu olacak. Kimileri fazla küçümsüyor Mahmut Abbası. Arafat sonrasının iç dengelerini koruyamaz ve İsraille barışın gerektirdiği cesaret ve devlet adamlığını gösteremez diye düşünüyorlar. Atatürk sonrası, gölgeden çıkan İsmet İnönü örneğini verenlere de rastlanıyor kuliste...Gazze sokaklarında dolaşıyorum.Her taraf yeşil ve siyah bayraklarla kaplı. Yeşil Haması, siyah İslami Cihatı temsil ediyor. Direğin tepesinde yeşil bayraklar altında iki sakallı gencin resmi. "İsrailin suikastla öldürdüğü militanlardan..." "Gazzenin Allahı" Başını nereye çevirsen silahlı, Kalaşnikovlu, el bombalı resimlerle süslenmiş savaşçı sloganlar. İsraile, Şarona beddua eden duvar yazıları...Ve Cebeliye Mülteci Kampının yoksulluğu...Güneş batmak üzere.İhtiyarlar yere kilim atmış, bağdaş kurmuş, tespih çekerek sohbet ediyorlar. Selamünaleyküm deyip yanlarına çöküyorum. Mahmutlardan biri 70, biri 75 yaşında. Hüseyin 77, Abdülkerim 71 yaşında.Hepsi ilk savaş göçmeni.İsrail devleti 1948de ilan edilip savaş patlayınca toprakları işgal edilmiş, yollara düşüp, mülteci olarak Gazze Şeridine, Cebeliyenin teneke mahallelerine sığınmışlar. Bomba resimli duvarlar 77lik Hüseyin, "Bizim topraklarda şimdi Şaronun çiftliği var" diyor. 70lik Mahmut kendi hikâyesini anlatıyor. "Gece geldiler, öldürdüler, yıktılar, sabahın köründe herkesi evinden barkından attılar. Kimi deve, kimi eşek sırtında, kimi de yalınayak kaçtı" diye dertleniyor Mahmut, "Bosnayı bilirsin, orada yaşananları. Bizimkisi bin misli daha kötüydü."Haması seviyor.El Fetih de güçlü diyor.Bir bilene soruyorum, yanıtı:"Son bir kamuoyu yoklamasına göre Gazzede El Fetih yine önde, desteği yüzde 34 - 35 civarında. Hamas, yüzde 25 - 30la ikinci sırada. İslami Cihat ise yüzde 5 - 10 arasında..."Filistini yıllardır yakın markajda tutan güvenilir diplomatik kaynağa göre durum şöyle:"Haması El Fetihten öyle çok fazla ayrı tutma. Haması da El Fetihciler yönetiyor denebilir. Hamas İsraile karşı Filistin hareketinin taktik bir silahı sayılabilir. Hatta öyledir. Hamasın teorik söyleminde, Yahudileri denize dökeceğiz vardır. Tek bir Filistin devleti kuracağız, Yahudiler de azınlık olacak vardır. Osloya da, Camp Davide de karşıyız vardır bu teorik söylemde. Ama aynı Hamas pratikte FKÖye de yeşil ışık yakar, Gidin İsraille konuşun, azami toprağı alın, bir devlet kuralım derler."Üçüncü yazı yarın Kudüsten, DUVARın öyküsünü anlatacak. Bosnadan daha kötü