06.01.2009 - 00:58 | Son Güncellenme:
ESRA ALUS MUSA KESLER İstanbul
Ergenekon davasının dün Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nde görülen 36. duruşmasında Adli Tıp’ta görevli Doç. Dr. Ümit Sayın’ın çapraz sorgusu yapıldı. Üye hâkim Hasan Hüseyin Özese, Sayın’a Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar hakkında kaleme aldığı dilekçeyi neden yazdığını sordu.
Sayın da, söz konusu dilekçeyi koğuş arkadaşı Hayrettin Ertekin’in dikte ettirdiğini öne sürdü. Dilekçenin ne amaçla yazdırıldığı yolundaki soruya ise Sayın, “Savcılık makamını kötülemek istiyorlardı. Hayrettin Ertekin her istediğini yaptırmak istiyordu. Emin Gürses’i dövmeye bile kalktılar. Koğuştan atma ve dövme tehdidinde bulunuyorlardı. Ben de ’Sorun olmasın’ diye yazdım. Bu sözler Hayrettin Ertekin’e aittir” diye yanıt verdi.
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün Sayın’a, koğuşta dilekçenin yazılması sırasında kaç kişi olduklarını sordu. Sayın da, koğuşta Orhan Tunç, Vedat Yenerer, Hayrettin Ertekin, Emin Gürses ile kaldığını belirterek, “Bu konuda Emin Gürses şahidim olabilir. O gördü. Diğerleri zaten aynı gruptan. Özellikle Savcı Zekeriya Öz’e karşı nefret doluydular. Kendilerinin de yazdıklarını söylediler. ‘Ne kadar fazla yerden giderse, o kadar iyi olur’ dediler. Ancak kendileri yazmamışlar” dedi.
‘Benim ilgim yok’
Sayın’ın beyanları üzerine söz alan Ertekin, koğuşta 7 kişi kaldıklarını ve en son kendisinin geldiğini belirterek, “Ben koğuşa geldiğimde hastaydım. 3 gün yataktan kalkmadım. O süre içerisinde verilmiş bu dilekçe. Benim bir ilgim yok. Dikte ettirmek için de bir nedenim yok. Zaten Ümit Sayın diyalog kurulacak durumda değildi. Günde 7 ilaç içiyordu” şeklinde konuştu.
Birbirlerini suçladılar
Bu sırada Sayın ve Ertekin birbirlerini yalan söylemekle suçladı.
Sanıklardan Vedat Yenerer de, Ümit Sayın’ın ekim sonunda koğuştan ayrıldığını belirterek, neden daha önce şikâyette bulunmadığını sordu. Sayın da olayın bu noktaya geleceğini düşünmediğini, dilekçenin mahkemeye ulaşmayacağını sandığını belirterek, “Emin Gürses’i Hayrettin Ertekin tuttuğu sırada Vedat Yenerer’in attığı tekme yüzüne geldi” dedi. Yenerer ve Orhan Tunç ise, dikte ettirildiği öne sürülen dilekçeyi Ümit Sayın’ın kendi başına yazdığını iddia etti.
‘ TSK’yı kışkırtmaya çalıştılar’
“Terör örgütü üyeliği ve halkı silahlı isyana tahrik etmek” suçlarından tutuklu bulunan Doç.Dr, Emin Gürses de, Ergenekon iddianamesini hazırlayan savcıları eleştirdi. “Benim tutuklanmamın ricası ABD Büyükelçiliğinden geldi. Listeye Emniyet İstihbarat Başkanı ismimi koydu” diyen Gürses, Danıştay saldırısının arkasında, iptal edilen 10 milyon dolarlık İsrail ihalesinin olduğunu öne sürdü.
Heyet çekilsin talebi
Sanıklardan Ergun Poyraz, üye hakim Sedat Sami Haşiroğlu’nun, tarikat bağlantısı olduğunu öne sürerek, heyetten çekilmesini talep etti. Mahkeme heyeti ara kararında Poyraz’ın talebini, soyut iddialara dayandığı gerekçesiyle reddetti.
Kayıtlar mahkemede
Türkiye’yegiriş - çıkışları Güney mi yaptı?
“Ergenekon” davasında Tuncay Güney’in İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ndeki mülakatına ilişkin kayıtlar ve çeşitli isimler altında 2007 Aralık-2008 Mart tarihleri arasında Türkiye’ye giriş ve çıkışları mahkemeye gönderildi. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, mahkemenin talebi üzerine Güney ile Güney’in kullandığı öne sürülen “Tuncay İpek” ve “Daniel Levi”nin 2007 Aralık-2008 Mart tarihleri arasında Türkiye’ye giriş ve çıkışlarını mahkemeye bildirdiği öğrenildi.
Kayıtlarda, “Tuncay Güney” ismine ait 1 Aralık 2007 ile 1 Mart 2008 tarihleri arasında Atatürk Havalimanı’ndan 3 giriş, 3 çıkış kaydı bulunurken, 3 ayrı Tuncay Güney adının göründüğü kayıtlarda, doğum tarihleri ve baba isimlerinin farklı olduğu dikkati çekiyor. “Tuncay İpek”e ait kayıtta da bu kişinin Atatürk Havalimanı’ndan 14 Şubat 2008’de giriş, 20 Şubat 2008’de çıkış yaptığı yer alıyor. “Alpaslan Evrenosoğlu”nun ise Atatürk Havalimanı’ndan 21 Aralık 2007 tarihi ile 25 Mart 2008 tarihleri arasında 3 giriş, 2 çıkış kaydı bulunuyor. “Daniel Levi”nin 9 Ocak ve 24 Şubat 2008’de Türkiye’ye giriş yaptığı, 28 Şubat’ta da Antalya Havalimanı’ndan çıktığı, bu kayıtların da, 1998 ve 1969 doğum tarihli iki Daniel Levi’ye ait olduğu bilgisi bulunuyor.