'Erdoğan’ın derdi oy benim derdim çözüm'

CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce, dün Diyarbakır İstasyon Meydanı’nda düzenlenen mitingde konuştu. Coşkulu bir kalabalığa seslenen İnce şunları kaydetti:

GÖKALP’İ, ARİF’İ ANDI: Cahit Sıktı Tarancı’nın hemşehrileri, Ziya Gökalp’in torunları, Ahmed Arif’in kardeşleri... Ne diyor Ahmed Arif, ‘Haberin var mı taş duvar, demir kapı kör pencere, yastığım ranzam zincirim, uğruna ölümlere gidip geldiğim, zulamdaki mahzun resim haberin var mı?’ İşte ben 15 yaşında Yalova’da liseye giderken Diyarbakırlı Ahmed Arif’in ‘Hasretinden Prangalar Eskittim’ şiir kitabını o yaşımda ezberlemiştim. O şiiri, 40 yıl sonra Diyarbakırlılara cumhurbaşkanı adayı olarak okudum.

SİZİ KANDIRMAYA GELMEDİM: Ben bugün buraya, sizi kandırmaya, sizi aldatmaya ya da baldıran şerbeti içmeye gelmedim, ramazan şerbeti, meyan şerbeti içmeye geldim. Türkiye’nin çok ciddi sorunları var. Cari açık 55 milyar dolar, mutfaktaki enflasyon yüzde 30, gençlerin yüzde 20’si işsiz ve Türkiye kuşatılmış durumda. Türkiye’yi yönetenler Ankara’dan yönetmiyor, Brüksel’den Washington’dan yönetiyor.

KEK TAMAM YEMEK NE OLACAK: Dedim ki 3B. Bir; barışacağız. Hemen barışacağız ama. İki; büyüyeceğiz ekonomik olarak. Üretim ekonomisine geçeceğiz, fabrikalar açacağız. Kıraathanelerde bedava kekle zaman dolmaz. Gündüz kekle geçiştirdin akşam evine gittin yemek ne olacak? Zenginleşeceğiz ve sonra adil bölüşeceğiz. Cumhurbaşkanı olduğumda siyaseti uzlaştıracağım, siyaseti barıştıracağım, normalleştireceğim.

İZİN Mİ ALACAĞIM?: Dört adayı da ziyaret ettim. Sonra rakiplerime 500’er lira para yatırdım. Amacım siyaseti yumuşatmak. Amacım gönüller arasında köprü kurmak, milleti barıştırmak. Amacım 81 milyonu bir şemsiye altında toplamak. Saklım gizlim yok. Birini ziyaret ederken Erdoğan’dan izin alacak halim yok. Millete yalan söylemiyorum. Ayrıca Erdoğan seni bile ziyaret ettim daha ne istiyorsun?

PARTİMLE TERS DÜŞTÜM: Bu yola çıkarken dedim ki, ‘Muharrem bu milleti kucaklaştır, barıştır, yapamayacağın sözleri verme, çık meydana açık açık söyle.’ Bu kardeşiniz, ilkeli bir siyasetçidir. Zaman zaman kendi partisiyle de ters düşmüştür. Dokunulmazlık konusu geldi gündeme. Benim partim dedi ki ‘Biz kaldırılmasına evet diyeceğiz.’ Ben dedim ki ‘Yanlış yapıyorsunuz.’ Bugün olsa aynısını yaparım. Kimseye yaranmak gibi bir derdim yok. Derdim 81 milyonun mutlu luğu.

ADINI KOYALIM: Bu sorunu nasıl çözeceğiz? Adını da koyalım Kürt sorunu. Kürtler onore edilmek istiyor, Türklerin de kaygıları var. Türklerin kaygılarını gidereceğiz, Kürtleri onore edeceğiz. Samimi olacağız, yalan yok, gizli kapaklı görüşme yok. Çözüm yeri TBMM. Başka bir yer değil. Cumhurbaşkanı olduğumda TRT’nin kanallarından birini bu işe ayıracağım. Tartışma programı olacak -zaten bir işe yaradığı yok TRT’nin bari bir işe yarasın- Herkes gelecek 24 saat yayın yapacak, tartışacak insanlar. Ne istiyor. Dil meselesini tartışacak.

DERDİM BARIŞ: Anlaştığınız bir yer ‘dil’ meselesi. Ama anlaşamadıklarınız da var kendi aranızda da. Anlaştığınız yerlere beni de yazın, ben de oradayım. Anlaşamadığınız yerleri de çözeceğiz. Sorunu çözmek mi istiyoruz, oy mu istiyoruz? Ben oy değil, ben sorunu çözmek istiyorum. Erdoğan oy istiyor onun derdi oy benim derdim çözüm, barış, uzlaşma, huzur.

ÜÇ DİL ÖĞRETECEĞİZ: Çocuklarımıza üç dil öğreteceğiz. Bir dil insanlığın mirası, bunu korumak lazım. Bir; çocuklarımıza resmi dilimiz Türkçeyi öğreteceğiz. İki; anası babasıyla evinde konuştuğu bir dil var. Bu Kürtçe ise Kürtçe, Arapçaysa Arapça, Çerkesçeyse Çerkesçe, hangisiyse... Evinde anasıyla konuştuğu dili öğreteceğiz. Yetmez. Dünya vatandaşı yapacağız, yani İngilizce, Fransızca İtalyanca, Rusça öğreteceğiz.

DOĞRUYU BİRLİKTE BULACAĞIZ: Bu Kürt sorununu çözmek istiyor mu istemiyor mu? Ben istiyorum. Çünkü, bir ekonomik, bir kültürel, bir demokratikleşme sorunu olduğu gibi aynı zamanda bir siyasi ahlak sorunu oldu. Siyasetçi Diyarbakır’da farklı Edirne’de farklı konuşuyor. Size hiç yalan söylemeyeceğim. Doğru yolu birlikte bulacağız.

MİLLETİN EVLADI BENİM: Erdoğan 3 proje söyledi, ‘kıraathane’ ‘stadyum’ ‘park’ dedi. Sen belediye başkanı mısın Cumhurbaşkanı mısın? İskambil falan yok diyor, iskambil yoksa gelmiyor millet ne yapacaksın? Sana mı soracak? Ben ustayım diyordu meğer kek ustasıymış. Gündüz bedeva kek yemek isteyen Erdoğan’a, iş, aş isteyen bana oy versin. Erdoğan beyaz Türk, ben bu ülkenin zencisiyim. Halk çocuğu benim, milletin evladı benim, saraylı sensin. O artık bizden biri değil.

‘Sana baktım Recep’

“Erdoğan dün bana ‘Bana bak Muharrem’ diyor. Ben bu üsluba cevap vermek istemiyorum ama arkadaşlar cevap ver dedi. E sana baktım Recep söyle. Söyle bakalım yani ne olacak. Sana dedim her kuşun eti yenmez. Sen bana baktın, ben sana baktım, bakıştık... Bunları bırakalım. Sana baktım da sen de şu garibana bir bak da gel bir televizyona çıkalım seninle.”