SiyasetErdoğan: Aramızdan kötüleri ayıkladık

Erdoğan: Aramızdan kötüleri ayıkladık

25.12.2013 - 14:18 | Son Güncellenme:

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 3 bakanın istifasından sonra AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında gündeme dair açıklamalar yaptı.

Erdoğan: Aramızdan kötüleri ayıkladık

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “AK Parti’nin ak kadroları olarak bembeyaz, süt kadar ak bir sicille yürüyoruz. En küçük bir çamur parçası, en küçük bir siyahlık bizim sicilimizde hemen dikkat çeker. Çektiğinde de gereği neyse onu yaparız” dedi.

Haberin Devamı

Başbakan Erdoğan, “yolsuzluk ve rüşvet” operasyonunda adı geçen 3 bakanın istifa etmesinin ardından parti genel merkezinde gerçekleştirilen İl Başkanları Toplantısında konuştu.

Erdoğan konuşmasının başında, önceki gün İzmir’de meydana gelen elim kazada şehit olan tüm personel Allah’tan rahmet dilerken, “Alaybey tershanesinde Değirmendere römorkörünün yan yatması sonucu bir başçavuşumuz, yedi denizci erimiz ve iki sivil personelimiz şehit oldu. Kaza ile ilgili, ilgili birimlerimiz gerekli incelemeleri başlattılar. 10 şehidimize tekrar Allah’tan rahmet diliyorum” dedi.

22 Aralık tarihi 1914 yılında, Sarıkamış harekâtının başlatılmasının 92’nci yıl dönümü olduğuna değinen Erdoğan, “Kars da dahil olmak üzere, Kafkasya’daki işgali sona erdirmek için başlatılan hareket, maalesef arkasında çok hazin bir tablo bırakmıştır. Çok sayıda Mehmetçik cepheye ulaşamadan, şehitlik mertebesine ulaştı. Benim büyük dedem de bu harekâtta şehit oldu. Önümüzdeki yıl inşallah Sarıkamış harekâtını da şehitlerimizin hatıralarına yaraşır şekilde, birçok etkinlikle yad edeceğiz. Yine bu hafta içinde çok önemli bir ismi, 27 Aralık 1936’da hakka uğurladığımız, Mehmet Akif Ersoy’u da vefatının 77’nci sene-i devriyesinde rahmetle yad ediyoruz. Merhum Akif’e de bize İstiklal Marşı gibi bir manifesto bıraktığı için, safahat gibi muhteşem bir eser bıraktığı için, millet kavramının çerçevesini çizdiği için dualarımızı gönderiyor, kendisinden Allah razı olsun diyoruz” dedi.

Haberin Devamı

Meclis’te bütçe görüşmelerinin tamamlandığını anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Bütçe kabul edildi. Tabi burası çok manidar. Muhalefetin ne kadar ciddi olduğunu, yaklaşım koyduğunu izleme bakımından, oylamaya ben önem veriyorum. Zira iktidar bütçesine bazı arkadaşlarımızın görevleri sebebiyle katılamamasına rağmen 318 oyla desteğini verirken, muhalefet 220’nin 117’siyle ancak orada bulunabildi. Yani bağırmaları çağırmaları hiçbir şeyleri oradaki oya yansımıyor. Bunların bu ülkede yasama organını ne kadar ciddi tuttuklarını ortaya koyması bakımından büyük önem arz ediyor. Yapılan tüm çirkin girişimlere, sözlü fiili saldırılara rağmen AK Parti grubu bütçe görüşmelerini sürdürdü ve sonuçlandırdı. Bir kez daha AK Parti grubumuza şükranlarımızı ifade ediyor, 2014 bütçesinin hayırlara vesile olmasını Allah’tan niyaz ediyorum.”

Haberin Devamı

-“11 YILDIR YANIMIZDA DURAN HER BİR KARDEŞİME SONSUZ ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM”-

Dün tamamladığı Pakistan ziyaretini de değerlendiren Erdoğan daha sonra Ankara’da kendisini karşılamaya gelenlere teşekkür etti. Erdoğan, “Ankaralı kardeşlerime teşekkür ediyorum. Eksi altı derece soğuğa rağmen bizi bekleyen kardeşlerimize, buradan özellikle teşekkür ediyorum. Bize itimat eden, güvenen, 11 yıldır yanımızda arkamızda duran her bir kardeşime sonsuz şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu.

-“MAHŞER HESABA ÇEKİLECEĞİMİZİ DE BİLİRİZ”-

Bu yola çıkarken, millete söz vererek, “Mahcup olmayacağız dedik, etmeyeceğiz” dediklerinin altını çizen Erdoğan, “Milletimize, ülkemize hayal kırıklığı yaşatmayacağız dedik. 11 yıldır hükümet görevimizde bu sözümüzü tuttuk. Mahcup olmadık, etmedik. Buradan aziz milletime bizi ekranları başında izleyen tüm kardeşlerime bir kez daha bunun sözünü veriyorum; milletim gönlünü ferah tutsun. Biz her zaman hakkı söylemeye, doğruya doğru eğriye eğri demeye devam edeceğiz. Halkın önünde hesaba çekileceğimizi biliriz. Mahşer de hesaba çekileceğimizi de biliriz. Her adımı bu anlayışla bu korkuyla atarız. Bizi bu makamlara getiren, on bir yıl bizi burada tutan en başta dürüstlüğümüzdür. Yolsuzluklar karşısındaki sert tavizsiz duruşumuzdur. AK Parti yolsuzluklara göz yummaz. Zira bunu yaparsa varoluş zeminini ortadan kaldırmış olur.

Haberin Devamı

-“EN KÜÇÜK BİR SİYAHLIK BİZİM SİCİLİMİZDE DİKKAT ÇEKER”-

“Bizi bu günlere dik duruşumuz ulaştırdı” ifadesini kullanan Erdoğan, “Biz cesur olduğumuz için, Türkiye’ye aşkla bağlı olduğumuz için, eser ürettiğimiz için bugünlere geldik. Bize okul yılarımızda hocalarımız şu öğüdü verirlerdi; ‘sizin hayat şeridiniz bembeyaz. Tek bir kusurunuz olursa, o şerit üzerinde o yanlış leke olarak dikkat çeker derlerdi. Hayat şeridi simsiyah olanların üzerindeki lekeler ise dikkat çekmez derlerdi” dedi.

Haberin Devamı

Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bizler AK Parti’nin ak kadroları olarak bembeyaz olarak yürüyoruz. En küçük bir siyahlık bizim sicilimizde dikkat çeker. Çektiğinde de biz gereği neyse onu yaparız. Bizim başkalarını örnek almamıza gerek yok. İyiler bize örnek olabilir ama bizim için sicili siyah olanlar bize örnek teşkil edemez. Biz kendi sicilimize bakarız ve en küçük bir leke olmaması için azami dikkat ederiz.

11 yıl içinde ithamlar iftiralar çamur atma girişimleri oldu. Biz kötüleri aramızda ayıkladık. Hakkında iddia olanların aklanıp gelmesini sabırla bekledik. Bizim hassasiyetimiz sırf çamur atıldı diye de kimse kusura bakmasın o tür operasyonlara da aramızda girmeyiz. Çünkü biz bir şeyi, müdellel hale gelmediği sürece kabul etmemiz de mümkün değildir.

Bir gerçeğin üzerinde durmam lazım. Hukuk hakkın, adaletin, tecelli etmesi iyinin kötüden ayrılması için vardır. Siyasi partiler başkanlar hakimlerin yerine geçemez. Medya gazeteler televizyonlar yazarlar hakimin savcının yerine geçemez.

9 gündür bir operasyon yürütülüyor. Aman Allah’ım. Daha ilk gün adı konuldu büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonu. Tarihin en büyük yolsuzluğu. Daha ikinci günden itibaren gözaltı sorgu savunma, mahkeme aşamaları geçildi, medya tarafından doğrudan infaz yapılmaya başlandı. İçerden dışarıya sürekli bilgi sızıyor. Güya gizlilik kaydı olan bir süreç. O zaman kusura bakmasınlar. Yürütmenin uzantısı, yargının belli bir yapı içerisindeki safhası demek ki bunlar servis yapıyorlar. Bize düşen nedir? Burayı da temizlemektir. Bir taraftan beraatı zimmet asıldır diyeceksin, öbür taraftan da servis yapmaya devam edeceksin. Bu insanları kirletmeye kimsenin hakkı yok.”

-“EĞER KARARI MUHALEFET VERECEKSE, MAHKEMEYE NE İHTİYAÇ VAR?”-

Erdoğan bugüne kadar birçok olay yaşadıklarının altını çizerken, “Bu olayları yaşayanlar, belli bir müddet sonra beraat ettiler. Bu beraat eden insanların o süreç içindeki kirletilmelerinin bedelini kim ödeyecek? Fotoğraflar, belgeler, iddialar her gün manşetlerde, ekranlarda. Ve garip garip montajlar. Yani bunlar bunu bundan sonra da yapabilecek karakterdedir. Bunun üzerine yetiştiler. Bu mudur hukuk? Yürütmenin içinde olanlara da söylüyorum. Bu mudur yürütme? Eğer kararı muhalefet verecekse, mahkemeye ne ihtiyaç var? Kararı medya verecekse uzun hukuk süreçlerine ne gerek var” şeklinde konuştu.

ERDOĞAN'IN AÇIKLAMASINDAN ÖNCEKİ SON GELİŞMELER

HALK BANKASI

17 Aralık’ta başlatılan “rüşvet ve yolsuzluk” operasyonu hakkında değerlendirmelerde bulunurken, “Günlerdir Halk Bank Genel Müdürü evinden çıkan kutular konuşuluyor. Kim bunların servisini sizlere yaptı? Eğer evinde para çıktı diye, bir insan anında suçlu oluyorsa, buradan ben CHP’nin genel müdürüne soruyorum; ‘Evinden 2,5 milyon Euro çıkan şahsı siz neden milletvekili yaptınız? Bu operasyon başlayıncaya kadar CHP hukuk sistemine savcılara polislere demediği hakaret bırakmadı. Şimdi yargıyı savunuyor, inşallah böyle kalırsın. Şimdi çıkmış bu savunmayı yapıyor, daha bir hafta öncesine kadar polise demediğini bırakmayan CHP, şimdi sahip çıkıyor” dedi.
Erdoğan, zamanında CHP’li milletvekillerinin kameralar önünde polislere ana avrat sövdüğünü belirtirken, Kılıçdaroğlu’na “Buna karşı ne yaptın?” sorusunu yöneltti.

-“ÇÜRÜKLERİ TEMİZLERİZ”-

“Paralel bir örgütlenmeye” karşı duracakları mesajı veren Erdoğan, “Devlet kurumları içinde görevini yapmayan, yetkisini kötüye kullanan varsa, paralel bir örgütlenme söz konusuysa biz onun da üzerine gideriz, gideceğiz. Hukukla hareket edeceğiz, etmeye devam edeceğiz. Anayasayla, yasalarla hareket edeceğiz. Devlet kurumlarının hiçbirini topyekun töhmet altında bırakmayız, çürükleri temizleriz ya da temizlenmesi için gerekeni yaparız” dedi.
2013 yılı Mayıs ayında Türkiye’nin çok farklı bir ay yaşadığını anlatan Erdoğan, “2013 yılında biz çok farklı bir Mayıs ayı yaşadık. Krizin etkileri ağır şekilde devam ederken, biz Türkiye olarak başarılara rekorlara imzamızı attık. Nedir bunlar? Çünkü şu olay ulusal bir operasyon değildir. Bu olayın uluslararası boyutu vardır. Bunun en tepe noktası vardır, onun altında da bunun çeşitli yerlerdeki taşeronları vardır. Olay basit olarak ele alınmasın. Bu AK Parti iktidarının Türkiye’nin büyümesine olan öncülüğü sebebiyle yapılan bir operasyondur” dedi.
Erdoğan, Mayıs ayındaki gelişmeleri ise şöyle sıraladı:
“İstanbul’da 46 milyar dolarlık havalimanı ihalesini gerçekleştirdik. Bu çeşitli mahfilleri rahatsız etmiştir. Bu havalimanına yönelik her türlü olumsuzluğu her an yapabilirler. Çünkü bu dünyada ilk üç içine girecek bir proje. Ankara’da Japonya başbakanını ağırladık. 22 milyar dolarlık yatırımla nükleer santral yatırımını yaptık. İstanbul Boğazı’na üçüncü köprünün temelini attık. Bunu da engellemeye gayret ediyorlar. Yok imar, yok orman, yok şu yok bu… İstanbul Borsası rekor kırdı. Bu da hazmedilemedi. Dikkat edin borsaya müdahaleler, borsanın yavaş yavaş inmesi olayı. Merkez Bankası Rezervini biz 27,5 milyar dolar olarak devralmıştık, Mayıs’ta 135 milyar dolar ulaşarak rekor kırdı.
Gösterge faizi. Biz yüzde 63 seviyesinde devralmıştık. Mayıs ayı içinde yüzde 4,6. Eğer o gidiş devam etseydi bu 2,5a kadar düşebilirdi. Ama tahammül edemediler. Dayanamadılar, oradaki müdahale ile bir anda tekrar çıkmaya 9,5’a kadar tırmandı. Bir değil, iki değil, üç değil, tam dört kredi derecelendirme kuruluşu, art arda kredi notunu arttırdı. Bu da tabi onları rahatsız etti. IMF ile ilişkilerimizde, 23,5 milyar dolar aldığımız borcu 14 Mayıs’ta ödedik, defteri kapattık. İşte burada uluslararası o güçler devreye girdi. Enflasyonda, sanayi üretiminde, dış ticarette yeni rekorlara şahit olduk.”

-“GEZİ’DE İSTEDİKLERİNİ ELDE EDEMEDİLER”-

Peş peşe yakalanılan bu başarıları sonrası “Gezi olaylarının” başladığına işaret eden Erdoğan, “Uluslararası medya İstanbul’a, Ankara’ya kamp kurdu. Bir yandan sosyal medya, ulusal medya Türkiye’yi dünyaya karalamaya başladı. Bu bir ihanettir. Bu vatana ihanettir. Bunu acımasızca yaptılar. Bakın açık söylüyorum, apaçık bir ihanete, ekonomik suikasta bu dönemde şahit olduk. Sadece faizin yükselmesinden kaybı 2 milyar doları aştı. Allah’a hamdolsun, Gezi’de istediklerini elde edemediler. Ekim ayından beri Türkiye çok parlak bir dönem yaşıyordu" dedi.
Çözüm süreci kapsamında gerçekleştirilen tarihi Diyarbakır ziyaretine de değinen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Daha da önemlisi şu Diyarbakır’da son derece muhteşem, umut verici bir açılış töreni yaptık. Mesut Barzani’nin, Şivan Perver’in İbrahim Tatlıses’in katılımıyla unutulmaz bir Diyarbakır tablosu ortaya çıktı. İnsanlar o meydanda ağladılar. 81 vilayette insanlar sevinç gözyaşları döktüler. Çözüm sürecinin nasıl yol aldığını gördüler.
Geçen haftadan itibaren, kardeşliğimizi yönelik bir suikast girişiminde bulunuldu ayrıca. Gezi’de Mayıs’ın başarıları sabote edilmek istendi, 17 Aralık’ta Diyarbakır tablosuna da suikast düzenlendi. Barışımıza bir suikasttir bu. Burada hedef sadece çözüm süreci de değil. Bir paket hazırladılar. Birbiriyle alakasız dosyaları koydular ve yolsuzluk ambalajıyla sundular. CHP’yi, MHP’yi, TÜSİAD’ı, yolsuzluk üzerinden sahaya iteklediler. Kamuoyunu yolsuzluk iddialarıyla meşgul ederken, arka planda, Diyarbakır’ın, Oslo’nun 7 Şubat’ın Halk Bank’ın intikamını almak için tezgah kurdular.
Şu anda Halk Bankası’nın ederi 25 milyar dolara çıkmıştır. Daha önce yüz milyonlarla bu eder ifade edilirken, şimdi 25 milyar dolar. Bu tabi belli mahfilleri rahatsız ediyor. Ama ne yazık ki içerdeki taşeronlar, görevlerini maalesef bir ihanet anlayışı içinde haince yaptılar.
9 gün içinde sadece Halk Bank’ın uğradığı değer kaybı 1 milyar 625 milyon dolardır. Şimdi buna ne diyeceğiz? Çok güzel bir iş mi yaptınız diyeceğiz? Eğer sizin elinizde hakikaten hukuka uygun ciddi belgeler varsa bunları önce bizimle paylaşırsınız. Gereği neyse biz yaparız. Ama şu anda Halk Bank’ı, değişik ülkelerde misyonu olan bir Halk Bank’ı çökerttiğiniz zaman bir genel müdürü çökertmiyorsunuz, ülkeyi çökertiyorsunuz.
14 ay izleniyor, bu izlemeden yargıdaki birkaç tane zatın haberi olacak, emniyette de yine birkaç zatın haberi olacak, onların bağlı olduğu birimlerin haberi olmayacak. Böyle bir şey olabilir mi? Bunun karşısında kalkıp da atılan adımlara yapılanlara karşı da, birileri muhalefet olmak üzere aklına geldiğini söylemeye devam edecek. Halka açık şirketlerimiz 9 gün içinde 20 milyar değer kaybetti. TL değerinde bir miktar düşüş var. Türkiye’ye kaybettiler, birileri de bu işten çok karlı çıktı.”

-"DEVLET İÇİNDE MAALESEF MAŞALAR VAR"-

Başbakan Tayyip Erdoğan, bir takım odakların, örgütlerin, merkezlerin bu kirli komploda maşa olarak kullanıldığını savunarak, “Biz bu medyayı, bu örgütleri on yıllardır çok iyi biliyoruz. Ama bu süreçte bunların ne düşündükleri açık ve net şekilde ortaya çıkmıştır. Burada açık açık söylüyorum, son olay göstermiştir ki, Türkiye’de kendi ülkesinin değil başkalarının çıkarlarını düşünen, başka çevrelerin ranta düşünen vatana ihanet içinde ajanlık yapan casusluk yapan medya kuruluşları var, örgütler var, çeteler var.
Devlet içinde maalesef böyle maşalar var. Hükümet olarak biz yetkimiz dahilinde tamamen hukuk içinde kalarak bunun üzerine gidiyoruz. Demek ki bugüne kadar çetelere karşı verdiğimiz mücadele yetmemiş, demek ki daha başka halkaları varmış. Devlet içinde devletin, paralel yapıya karşı mücadelemizi sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.
Erdoğan konuşmasının bir bölümünde ise “Bir hareket, bir dava, en başta ahlak sahibi olmak zorundadır” derken, “Her yolu meşru gören, her yolu mubah gören bir hareket asla başarıya ulaşamaz. Bir taraftan Kuran, Allah, peygamber diyeceksin, ama adın kasetlerle, komplolarla anılacaksın. Bu din yara almaz. Yanlış içinde olanlar yara alır maskeleri düşer. Yasalar çerçevesinde gereken adımı atarız. Benim ülkemde ameliyat etmelerine kesinlikle müsaade etmeyiz. Devlet içinde paralel yapının ulaşmasına kesinlikler izin vermeyeceğiz. Tezgah kurdular, deşifre ettik. Çıkarları zedelenen malum çevreler var. Türkiye kazandıkça kaybedenler rahatsız oluyor. Medyaya bakın bu çevreleri göreceksiniz. Maalesef devlet kurumlarında da bu anlayışın maşalarını göreceksiniz” ifadelerini kullandı.

-“ANCAK BEDDUA SEANSI DÜZENLERLER”-

Yolsuzluk üzerinden CHP’ye sert eleştirilerde bulunan Başbakan Erdoğan, “CHP’nin geçmişi budur. Ya atamalarla ya da kirli komplolarla gelmiştir. Suçu sabit vekilleri var. İstanbul’da yolsuzlukla suçladıkları şahsı Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak koydular. Genel Müdür yolsuzluk klasörünü bizzat kendi indiriyor teşhir ediyordu. Bu ilkesizliği çarkı örtmek için AK Parti’ye saldırıyorlar. CHP yolsuzluk yapan görmek istiyorsa gitsin kendi geçmişine baksın, gitsin aynaya baksın. On yıllardır eleştirdikleri, hatta hakaret ettikleri, hatta kuyusunu kazdıkları o örgütle şimdi ittifak yapıyorlar. Bunların birlikte yapabilecekleri tek bir şey var, bunlar birlikte ancak beddua seansları düzenlerler. Bize milletimizin duası yeter. Böyle yürüdük, bundan sonra da böyle yürüyeceğiz” diye konuştu.
Başbakan Erdoğa, operasyonun “bir yolsuzluk soruşturması” olmadığını, millete karşı açık bir tezgah olduğunun altını çizdi. “Allah’ın izniyle bu oyun sandıkta bozulacaktır” diyen Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Yeni Türkiye yürüyüşümüzü kimse durduramayacak. Devlet içinde devlet olmayacak. Yeni Türkiye’de maşalar eliyle suikastlar yapılmayacak. Akşam da söyledim, iki tabloyla karşı karşıyayız. Ya millet ya zillet. Ben inanıyorum ki millet kazanacak. Rabbim onları da zilletten kurtarır umarım. Yeni Türkiye’de yeni vesayetlere yer olmayacaktır. 76 milyona sesleniyorum; Bizi sevsin veya sevmesin, bize oy versin veya vermesin, bu komple sadece AK Parti’ye değil Türk milletine bir komplodur. Hangi partiye oy verirseniz verin ama bu komployu görün.”

-“BU SÜREÇ, YENİ TÜRKİYE'NİN İSTİKLAL MÜCADELESİ SÜRECİDİR”-

Bu komplonun Türkiye’nin hayrına olmadığını, şerrine olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Bu komplonun benzerleri Baykal’a, Demirel’e, Ecevit’e, Erbakan’a da yapıldı. En sert cevabı vermezsek bu komploların benzerleri yapılmaya devam edilecektir” dedi. Siyasetle tüm ilgilenenleri bu noktada hep birlikte duyarlılığa davet eden Başbakan Erdoğan, “Bu çirkin komploya karşı dik duruşa davet ediyorum. Bu medyanın ve sermaye çevrelerinin asıl niyetini görsün ve anlasın. Milletim olayın yolsuzluk değil Türkiye ekonomisi olduğunu bilsin. Bu komployu hep birlikte bozacağız.
Teşkilatımın burada görevi çok çok önemli. Reformlarımızı çok daha güçlü yapacağız. Şer olarak görünende hayır vardır. Bu çirkin operasyondan güçlenerek çıkacağız. Sadece 17 Aralık değil bundan sonra da yapacaklar. Şuydu buydu diyecekler. Göreceksiniz kısa süre zarfında tüm tereddütler giderilecektir. Milletimize oynanan oyunu anlatacağız. En küçük bir ihmale umutsuzluğa yer yok. Siz çalışırsanız Türkiye kazanacak. Bu süreç yeni Türkiye’nin İstiklal süreci mücadelesidir. Bu kadar önemlidir. Bu süreç Türkiye üzerine hesaplarının olanların hesaplarının bozulacağı süreçtir. Karamsarlığa pirim vermeden kararlı bir mücadele vereceğiz” diye konuştu.

-“BİZ BEDDUAYA LANET, DUAYA EVET DİYECEĞİZ”-

Yanlış içinde olanların yara alacağını, maskelerinin düşeceğini söyleyen Erdoğan, “Kim olursa olsun. İster şahsım olsun ister başkaları olsun düşer. Kime ve niye hizmet ettikleri açıkça ortaya çıkar. Birliğimizi, kardeşliğimizi, milletimizin bekasını ilgilendiren bir durum ortaya çıkıyorsa biz de anayasa ve yasalar çerçevesinde gereken adımı hiç tereddüt etmeden atarız. Dini bir kisve altındaki örgütlerin, birtakım ülkelerin ve çevrelerin maşası olarak benim ülkemde operasyon yapmalarına, ameliyat yapmalarına kesinlikle müsaade etmeyiz” vurgusu yaptı.
“Millet bizimle, milletin hayır duası bizimledir” diyen Erdoğan, “Bırakın iğrenç internet sitelerinde kasetleriyle boğulsunlar. Biz bedduaya lanet, duaya evet diyeceğiz” vurgusu yaptı.
Arif, alim olan insanlara bedduanın değil tam aksine duaların yakıştığını ve o insanlara ıslah ifadesini kullanmanın bile yakışmayacağına dikkat çeken Erdoğan, “Hele hele bir Müslüman kardeşi için hidayetinin artırılması talebi yakışır. Ama görünüyor ki bu iş şirazesinden çıkmış. Böyle bir sürecin içerisindeyiz. Her zaman söylüyoruz, bize milletimizin hayır duası yeter” dedi.

Video için tıklayın