26.07.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Ayşegül Kahvecioğlu - Ankara
Eğitim-Sen, yeni Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’u ziyaret ederek, hazırladıkları yedi dosyadan oluşan “eğitimin sorunları” raporunu Bakan’a sundu. Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu üyeleri dün yeni bakan Selçuk”u ziyaret etti. “Eğitim sorunlarına ilişkin öneri ve taleplerimiz” başlıklı rapor, yedi farklı dosya halinde Bakan Selçuk’a sunulurken, dosyalarda yer alan başlıklardan bazıları şöyle:
438 bin atanamayan
- Sözleşmeli öğretmen istihdamından vazgeçilmeli, sözleşmeli öğretmenlerin tamamı kadroya geçirilmeli.
- Eğitim yöneticilerinin sözlü sınav uygulaması ile belirlenmesi uygulamasına bir an önce son verilmelidir.
- MEB, ataması yapılmayan öğretmen sayısını 438 bin; resmi öğretmen açığını ise 109 bin olarak açıkladı. 2003-2017 arasında KPSS’ye giren her 100 öğretmenden 17’sinin ataması yapılmış, geriye kalan 83 işsiz öğretmen ya tekrar sınava girmek ya da başka alanlarda çalışmak zorunda bırakılmış. Atanamayan öğretmenler sorunu kalıcı olarak çözülmelidir.
- MEB’de görev yapan 29 bin 50 okul müdüründen yüzde 74’ü hükümete yakınlığı ile bilinen sendikanın üyesidir. Eğitim-Sen’e üye olan okul müdürü oranı ise yüzde 3’tür. Eğitim yöneticisinin belirlenmesinde siyasi referanslar değil liyakat ilkesi temel alınmalıdır.
- İlk ve ortaöğretim okullarındaki her 100 yöneticiden 99’u erkektir. MEB bünyesinde, “Cinsiyet Eşitliği Komisyonu” kurulmalı; MEB teşkilat yapısı içinde tüm kademelerde kadınların eşit temsiliyetini sağlamak için yüzde 50 cinsiyet kotası getirilmelidir.
Göreve iade
- 2 yıl süren OHAL kapsamında KHK’larla MEB’den 34 bin 393 kişi, yükseköğretim kurumlarından 5 bin 904 akademisyen, bin 408 idari personel ihraç edilmiştir. İadeler çıkarıldığında ihraç kararı halen devam eden kamu görevlisi sayısı 129 bin 863’tür. KHK’larla bugüne kadar 135 bini aşkın fişleme, müdür/kurum kanaati, sosyal medya paylaşımları, sosyal çevre soruşturması, sendika üyeliği gibi gerekçelerle kamudan ihraçlar yaşanmıştır. Haklarında herhangi bir yargı kararı bulunmayan ve hukuken suç olmayan gerekçelerle ihraç edilen kamu görevlilerinin bütün haklarıyla birlikte görevlerine iade edilmesi sağlanmalıdır. İhraç edilenlerin özel öğretim kurumlarında çalışabilmeleri için yasal düzenleme yapılmalıdır.
- Yeni eğitim müfredatının bilimle, bilimsel bilgi ile gerçeklerle en somut bağları koparılmış, eğitim sisteminde her türlü bilim dışı akım ve düşüncenin gelişmesi için geniş bir alan açılmıştır. Cinsiyetçi, gerici ve piyasacı öğretim programlarına son verilmelidir.
- Ortaöğretime geçiş sisteminde öğrencilerin özel okullara, imam hatip ve meslek liselerine yönlendirilmesi hedeflenmiştir. Öğrencilerin merkezi sınav ve yerel yerleştirmede yapacakları tercihlerin en fazla 5 ile sınırlandırılması öğrencilerin seçme hakkını engellemektedir. Tercih sınırı kaldırılmalıdır.
Özel okullaşmada rekor
- 2017-2018 eğitim-öğretim yılı itibarıyla özel ilkokullarda okuyan öğrenci sayısı yüzde 62 artışla 271 bin 321’e; özel ortaokullarda okuyan öğrenci sayısı yüzde 96 artışla 321 bin 313’e; özel liselerde okuyan öğrenci sayısı ise yüzde 249 artışla 547 bin 445’e ulaşmış ve tüm zamanların rekorunu kırmıştır. Kamu kaynakları devlet okullarına aktarılmalıdır.
- MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay 2002’de yüzde 17,18 iken, bu rakam 2018’de yüzde 8,36’ya gerilemiştir. Türkiye, ilkokuldan üniversiteye kadar öğrenci başına yaptığı yıllık ortalama 4,2 dolarlık eğitim harcamasıyla Meksika’dan sonra en kötü durumdaki ülkedir. MEB bütçesinin milli gelire oranı en az iki kat artırılmalıdır.
Cemaatlerle iş birliği
- MEB’in Diyanet başta olmak üzere çeşitli dini vakıf ve derneklerle ortak yürüttüğü projeler ve imzalanan işbirliği protokolleri okulları çeşitli dini cemaat, tarikat ve grupların açık faaliyet alanı haline getirmiştir. MEB’in dini vakıf ve derneklerle yaptığı tüm iş birliği protokolleri ve projeleri iptal edilmelidir.