SiyasetDYP lideri Erdoğan ve davutoğlu'ndan randevu istedi

DYP lideri Erdoğan ve davutoğlu'ndan randevu istedi

11.10.2011 - 11:12 | Son Güncellenme:

DYP Genel Başkan Çetin Özaçıkgöz, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’ndan, Montrö Boğazlar Sözleşmesinin yeniden gözden geçirilmesi ve Türkiye’nin sözleşmedeki haklarının kullanılması konusunda görüş alış-verişinde bulunmak üzere randevu istedi.

DYP lideri Erdoğan ve davutoğlundan randevu istedi

Başbakanlığa ve Dışişleri Bakanlığına ayrı ayrı mektup yazarak randevu talep eden Özaçıkgöz, "Fransa, yani Sarkozy sürekli Türkiye aleyhine çalışıyor. Montrö Boğazlar Mukavelesinin 28. ve 29. maddesindeki haklarımızı kullanarak Fransa’yı köşeye sıkıştırabiliriz" dedi. Devamlı olarak Türkiye’nin önüne set çekmeyi siyasi hayatının miğferi haline getiren Sarkozy’nin artık "kabak tadı" vermiştir verdiğini ifade eden Özaçıkgöz, şöyle devam etti:

Haberin Devamı

"Montrö Boğazlar Mukavelesi 1936’da 20 yıllığına 12 devlet arasında yapılmıştır ve boğazlardan gemi geçişini düzenlemektedir. Sözleşme Fransa’da depo edilmiştir. 20 yıl geçtikten sonra akit devletlerden birisi, sözleşmenin şartlarının yeniden düzenlenmesi talebini Fransa’ya bildirdiği takdirde Fransa 2 yıl içinde tüm akit devletleri çağırmak zorunda. 75 yıl önce yapılan sözleşme, 75 yıl önceki boğaz sıkışıklığını düzenlemektedir. Günümüzdeki boğaz trafiği ve sıkışıklığı 75 yıl öncesiyle kıyaslanamayacak kadar artmıştır. Türkiye’nin bu hususta, sözleşmenin 28. ve 29.maddeleri gereğince, sözleşmenin yeniden düzenlemesini talep hakkı vardır. Türkiye’nin bu talebi üzerine Fransa yani Sarkozy, 2 yıl içinde tüm akit devletleri yeniden çağırmak zorunda. Türkiye bu yeni düzenlemede, boğazlardaki gemi trafiğinin çok tehlikeli boyutlara ulaşması sebebi ile, İstanbul bölgesine 2. bir sunni boğaz yapılmasını ve bunun maliyetinin de boğazlardan gemileri geçen uluslararası bir konsorsiyum tarafından karşılanmasını isteyebilir. Türkiye’nin talebi, bu 2. sunni boğaz yapımı olacağı gibi, Sayın Başbakan’ın açıkladığı Çılgın Proje de olabilir. Her iki durumda da, maliyetinin uluslar arası konsorsiyum tarafından sağlanacağı dev bir yatırım yapılmış olur. Türkiye’nin bu haklı talebini ileri sürmesinde bir avantaj da, Sarkozy’nin Türkiye konusunda geri atmaya zorlanacak olmasıdır. Türkiye bu hakları konusunda ısrar ettiği taktirde, yeni yatırım sebebi ile büyük mali kaynak ayırmak zorunda kalacak Montrö Mukavelesindeki akit devletler, Fransa ve Sarkozy’e baskı yaparak Türkiye aleyhine söylemlerini de engelleyeceklerdir. Bunun için Türkiye’nin vakit kaybetmeden sözleşmedeki güncelleme hakkını Fransa’ya bildirdiğinde, Fransa 2 yıl içinde akit devletleri çağırmak zorundadır. Çağırmadığı taktirde 28.madde gereği komple fesh hakkımız vardır."