13.03.2020 - 14:17 | Son Güncellenme:
AA
Erbaş, düzenlediği basın toplantısında, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına ilişkin Başkanlık tarafından alınan tedbirleri anlattı.
Diyanet İşleri Başkanlığınca il ve ilçe müftülüklerine genelge gönderildiğini bildiren Erbaş, bu genelgeyle, camiler ve Kur'an kursları başta olmak üzere hizmet yürütülen binaların dezenfekte edilmesi, havalandırılması ve temizliğe özen gösterilmesinin istendiğini belirtti.
Cuma namazı başta olmak üzere camilerde geçirilecek sürenin mümkün mertebe kısa tutulması amacıyla namazların sünnetlerinin evde kılınabileceği konusunda cemaatin bilgilendirileceğini ifade eden Erbaş, camilerde tokalaşmaya, kucaklaşmaya ara verilmesinin, kullanılan tespihlerin kaldırılmasının talep edildiğini aktardı.
Erbaş yaşlılara, grip, nezle gibi hastalık belirtilerini taşıyanlara, kronik rahatsızlığı bulunanlara evlerinde kalmalarının önerildiğini dile getirdi.
Hastalık riski taşıdığından şüphelenildiğinden kişilerin din görevlilerince hastanelere yönlendirilmesinin de istendiğine işaret eden Erbaş, genelgede, cenaze ve defin işlemlerinde sağlık, hijyen kurallarına uyulmasının da yer aldığını söyledi.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, "Milli Eğitim Bakanlığının okulların tatil edildiğini açıklamasıyla birlikte Kur'an kurslarımız iki hafta boyunca, 16 Mart'tan 29 Mart'a kadar tatil edilmiştir." dedi.
"SEMİNER VE KONFERANSLAR ERTELENDİ"
Hafızlık eğitimine devam edenlerin de eğitimcilere sosyal medya ve iletişim araçlarıyla ezber vermelerinin sağlanacağını belirten Erbaş, Uluslararası İyilik Ödülleri, Avrasya İslam Şurası gibi uluslararası programlar başta olmak üzere seminerlerin, konferansların ileri tarihe ertelendiğini bildirdi.
Umre ibadeti nedeniyle Suudi Arabistan'da bulunanlara broşürler dağıtıldığını ve bilgilendirildiğini anlatan Erbaş, Mekke ve Medine'deki otellerde temizlik yaptırıldığını söyledi.
Erbaş, 27 Şubat'ta Suudi Arabistan'ın, umre ziyareti için ülkeye girişleri geçici durdurduğunu hatırlattı.
"UMRECİLERİMİZİN TAMAMI 15 MART İTİBARIYLA DÖNECEK"
Umre ibadeti için bu ülkede bulunan vatandaşların Türkiye'ye dönüşleri için gerekli koordinasyonların sürdüğünü dile getiren Erbaş, şöyle devam etti:
"Umreden dönen vatandaşlarımız tedbir amaçlı 14 gün boyunca evden çıkmamaları, ziyaretçi kabul etmemeleri konusunda bilgilendirilmiştir. Halen TÜRSAB'a dahil şirketlerde dahil olmak üzere yaklaşık 21 bin umrecimiz Suudi Arabistan'da bulunmakta olup 15 Mart itibarıyla tamamı ülkemize dönmüş olacaktır."
Yurt dışı teşkilatlarındaki personelin görev bölgesinden ayrılmamasının, salgından etkilenen yerlere seyahat etmemelerinin emredildiğini kaydeden Erbaş, yurt dışından Türkiye'ye öğrenci getirmeye dayalı eğitim programlarının da ertelendiğini aktardı.
Yeni tip koronavirüs salgınına ilişkin hutbeler okunduğunu anımsatan Erbaş, Din İşleri Yüksek Kurulunun da özel gündemle toplandığını bildirdi.
Toplantıda alınan karar gereğince, risk grubundaki yaşlı, enfeksiyon kapan, grip, nezle gibi rahatsızlığı olan vatandaşların cuma namazına gitmeyerek evlerinde öğle namazı kılabileceklerine yönelik açıklama yapıldığını belirtti.
Ali Erbaş, en kısa zamanda yeni tip koronavirüs salgının ortadan kalkması temennisinde bulundu.
CAMİLERDE CORONA VİRÜS HUTBESİ
Ahmet Hamdi Akseki Camisi'nde cuma namazını kıldıran Erbaş, irat ettiği hutbede yeni tip corona virüs salgınına ilişkin uyarılarda bulundu.
Hastalıkların dünya imtihanlarından biri olduğunu belirten Erbaş, tarih boyunca pek çok hastalığın Allah'ın yardımı ve insanların gayretli araştırmalarıyla tedavi edildiğini söyledi.
"Bugün dünyanın dört bir köşesine yayılan corona virüsün de inşallah şifası bulunacaktır." diyen Erbaş, "Nitekim Resul-i Ekrem'in buyurduğu gibi 'Allah, indirdiği her hastalığın muhakkak şifasını da vermiştir'. Bizlere düşen ise hastalığa yakalanmamak için tedbiri elden bırakmamaktır." ifadesini kullandı.
Kovid-19 salgınından korunmak için çeşitli uyarılarda bulunan Erbaş, öncelikli olarak beden, kıyafet, yiyecek ve çevre temizliğine dikkat edilmesi gerektiğine işaret etti.
Erbaş, "Bulunduğumuz ortamı sık sık havalandıralım. Öksürdüğümüz ya da hapşırdığımız zaman tek kullanımlık mendillerle veya dirseğimizin iç kısmıyla ağzımızı kapatalım. Kalabalık ortamlardan uzak durmaya gayret edelim. Özellikle lavabo, abdesthane, kapı kolu ve masa üstleri gibi el temasının yoğun olduğu alanları temiz tutalım." önerilerinde bulundu.
"TOKALAŞMADAN, BELLİ BİR MESAFEDEN ELİMİZİ KALBİMİZE KOYARAK HAL HATIR SORALIM"
Ellerin sabunla, ovalanarak yıkanılması gerektiğini vurgulayan Erbaş, kirli ellerle ağız, burun ve göz bölgelerine temas edilmemesini belirtti.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, şöyle devam etti:
"Camilerimizde ortak tespihleri kullanmak yerine parmaklarımızla ya da şahsi tespihimizle tesbihatımızı eda edelim. Şayet yurt dışı seyahatinden dönmüşsek, 14 gün boyunca evimizden dışarı çıkmamaya özen gösterelim. Umre ziyaretinden dönenlerin de bu hususa dikkat etmesini ve ziyaretçi kabul etmemesini sağlayalım. Bizler samimi ve sıcakkanlı bir milletiz. Dost ve arkadaşlarımızla musafaha eder, tokalaşır ve kucaklaşırız. Elbette bu davranışlar çok güzel ve değerlidir. Ancak bulaşıcı hastalıkların yaygın olduğu bu dönemde böyle uygulamalara ara vermek sorumluluğun ve tedbirin gereğidir. Bilhassa camilerimizde yaygın olan namaz sonrası musafaha uygulamasına ara verelim. Tokalaşmadan, belli bir mesafeden birbirimize gönül selamı vererek, elimizi kalbimize koyarak hal hatır soralım."
Belli bir yaşın üzerinde olanların risk grubunda olduğuna dikkati çeken Erbaş, yaşlı vatandaşların, enfeksiyon kapanların evlerinde istirahat etmeleri, kalabalık ortamlardan uzak durmaları önerisinde bulundu.
"BU SALGINLA MÜCADELE ETMEK HEPİMİZİN VAZİFESİDİR"
Din İşleri Yüksek Kurulunun cuma namazına ilişkin açıklamasını hatırlatan Erbaş, risk ortadan kalkana kadar, hasta olanların, enfeksiyon kapanların, yaşlıların evlerinde cuma namazı yerine öğle namazı kılabileceğini bildirdi.
Ali Erbaş, şunları kaydetti:
"Sağlık, Rabb'imizin bize emanetidir. Mümine düşen, bu emanete sahip çıkmak, onu korumak için gayret göstermektir. Bu sayede Allah'ın yardımıyla huzura kavuşuruz. Dertlerimize deva, hastalıklarımıza şifa buluruz. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de Hz. İbrahim, Rabb'imizi şöyle anlatır, 'O, beni yaratan ve bana doğru yolu gösterendir. O, beni yediren ve içirendir. Hastalandığımda bana şifa veren odur. Beni öldürecek ve sonra diriltecek olan da yine odur'. Öyleyse yaşadığımız salgın hastalık karşısında hem kendi sağlığımızı hem de çevremizdekileri korumak için tedbirli davranalım. Aksi halde kendi sağlığımız yanında başkalarının sağlığını da tehlikeye atacağımızı, bunun da kul hakkı olacağını unutmayalım. Elbette Rabb'imizin bir takdiri vardır. Mümine düşen ise tedbir almaktır. Mümin her haliyle mutedil ve dengelidir. Meseleyi hafife almadan, abartıp paniğe kapılmadan, soğukkanlılıkla, aklımızı ve bilgimizi kullanarak bu salgınla mücadele etmek hepimizin vazifesidir."