20.04.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet - AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik toplantıya ilişkin düzenlediği basın toplantısında özetle şunları kaydetti:
AMİRALLER BİLDİRİSİ: Eğer bu bildiri değiştirildiyse ya da gece yarısı yayınlanması konusunda bir dış müdahale söz konusu olduysa o zaman yayınlanır yayınlanmaz niçin imza atan bazı emekli amiraller bildirinin fikir hürriyetine girdiğini açıklama gayretine girdiler? Bunu, gece yayınlanır yayınlanmaz ‘Ben bu bildirin arkasındayım’ diyen birtakım emekli amirallere soracaklar. Bildirinin değiştirildiği bilgisi sayın Kılıçdaroğlu’na kimden gelmiştir? Onun izahı, Sayın Kılıçdaroğlu’ndadır. Hemen sahiplenenlerin bunu niye sahiplendiği, eğer içeriği ve zamanlaması değiştirilmişse onlara sorulması gereken bir şeydir.
BAĞNAZ, SAYGISIZ: (Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın ziyareti) Yunanistan Dışişleri Bakanı Türkiye’ye Ankara ile konuşmak için gelmemiş, Atina’ya konuşmak için gelmiş. Son derece bağnaz ve saygısız şekilde Türkiye Cumhuriyeti devletini ve milletimizi itham etmesi diplomasi tarihine bir yakışıksızlık örneği olarak girecektir. Dünya şunu gördü; pozitif taraf kim, müzakere istemeyen sabote edenler kimlerdir diye. İlk defa bir Yunanistan Dışişleri Bakanı’nın kendi ülkesinin egemenliğinden bahsederken kendi ülkesinden değil AB’den bahsettiğini gördük. Netice itibarıyla bu sorunların neden çözülemediği anlaşıldı. Biz müzakere sürecini akıllı bir dille, akıllı bir devlet anlayışıyla ve müzakerenin yöntemlerine karşılıklı saygıya uygun bir şekilde sürdürmeye hazır olduğumuzu söylüyoruz. Ama bir Dışişleri Bakanı buraya gelecek, kendi ülkesinin iç siyasetindeki siyasi kariyerine Ege’deki ve Doğu Akdeniz’deki meseleleri istismar konusu haline getirecek. O zaman buradan bir şey çıkmaz.
SIRP KASAPLARI GİBİ: (Yunanistan’ın mülteci botuna yaptığı müdahale) Yunanistan’ın sahil güvenlik unsurları benzin dökerek yakmaya çalışarak bir katliama imza atmaya çalışıyor. Sırp kasaplarının yaptığına benzer şekilde. Ondan sonra da çıkacaklar ‘AB’ye üye olmakla gururluyuz’ diyecekler. Siz demokrasi, insan hakları dediğiniz değerleri Akdeniz’in sularına gömdünüz.