09.04.2015 - 13:45 | Son Güncellenme:
Çankaya Köşkü'nde yapılan programda Davutoğlu'na ilk olarak milletvekili aday listesi ve nasıl hazırlandığı soruldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın listelerin hazırlanmasına müdahil olmadığını ifade eden Davutoğlu, şunları söyledi: "Yorumları ben de takip ediyorum. Sanki biz yıllardır ayrı ekiplerle çalışıyorduk. Bu son derece yanlış bir algı. Onun ekibi benim ekibim, benim ekibim onun ekibi. Geçen sene hangi ekip hangi mantıkla bir aradaysa şimdi de aynı ekip aynı mantıkla bir arada.
Bu arkadaşlarımız cumhurbaşkanı'na da bana da aynı muhabbetle bağlılar. Arkadaşlarımıza şunu söyledim; Cumhurbaşkanımızın yanında olmayan benim yanımda olmasın.
Cumhurbaşkanımızla 12 yıldır birlikte çalışmış biri olarak hassasiyetlerini çok iyi bilen biriyim. Benim hassasiyetlerimi de en iyi bilen Cumhurbaşkanımızdır. Bana kimler yakın diye bir kriterim olmadı."
"YILDIZ ARAYIŞIMIZ YOK"
Davutoğlu adayların belirlendiği sürece ilişikin şu ifadeleri kullandı: "Siyasette yıldız arayışımız yok, bir konsere ya da futbol maçına çıkmıyoruz. Adaylarımız arasında sanatçı da var. Siyasette popüler arayış popülizme yönelir. Adayları belirlerken ne aradık? Popüler isimlerden ziyade, AK Parti'nin geleneğini sürdürebilecek isimleri belirledik. Geleneği kimlerle yenileyebilirim diye baktım.
Listelere iyi bakarsanız, çeşitlilik var. Ama onlar şöhret ve bilinir oldukları için değil, sosyal ve etik performansları için seçildiler. 550 kişinin herbiri aynı değerdedir. Şöhret peşinde değiliz.
"ÖN SEÇİMDEN DAHA ETKİLİ"
Diğer partilerden farklı olarak aday zenginliğimiz var. Birçok alanda ciddi şekilde zorlandık. Ben her an öğrenci olduğunu düşünen biriyim. Oldum diyen aslında öldüm diyen biridir. Her şey yeni bir süreçtir. Kongrelerde 50'yi aşkın ile gittim, tek tek resmini çektim.
Temayül yoklaması yaptık, her ilde. Gözlemlerimle temayül yoklamalarını yan yana koydum. İl başkanlarımızdan rapor istedim. İl başkanlarının tümünü tek tek dinledim.
Ön seçimden çok daha etkili bir uygulama yaptık. STK'lar, bize oy versin vermesin, bütüm STK'lara temayül yaptık. Kararsız kaldığımız adaylar için kamuoyu anketi yaptırdık. Birkaç ilde adayların yaptığı konuşmaları dinledim. Etik nedenlerle aday olmadığı halde listeye aldığımız bazı isimler oldu."
"BAŞARISIZ OLURSAM EMANETİ DEVREDERİM"
Seçim tahmini yapmayacağını söyleyen Başbakan, "Hiçbir zaman doğrudan bir seçim tahmini yapmadım. Kılıçdaroğlu'nun yüzde 35 hedefi en büyük zaaftır. Ben hiçbir vatandaşımızın kalbine giremeyeceğimizi düşünmüyorum. Benim üst limitim yok. Oy vermeyenler için de Başbakan olarak teşkkür ederim" diye konuştu.
Hedeflerinin iktidar olmak olduğunu söyleyen Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı: "Hedefimiz iktidar olmaktır. Birinci parti olmazsak yerimi başka bir arkadaşımıza tevdi ederim. Ben makamın peşinden koşmadım, makam neredeyse beni kovaladı. Başarısız olursam başarılı olduğunu düşündüğüm bir arkadaşımıza bu emaneti devrederim."
"HDP BARAJI AŞAR MI?"
Davutoğlu, HDP'nin yüzde 10'luk barajı aşıp aşamayacağına yönelik soruya şu yanıtı verdi:
"Bu demokratik bir yarış. Geçerlerse tebrik ederiz. Onlara saygıda kusur etmeyiz. Ama HDP'ye yönelik bir sözüm var. Geçmezlerse bu neticeye razı olmalılar, bunu meşruiyet sorunu yapmasınlar. HDP Syriza'dan hareketle kendini başka bir alana taşımak istiyor. Protest bir parti olmaya yöneliyor.
6-7 Ekim olayları yaşandı. Bir anda barış güvercini gibi kendilerini takdim edenler insanların hayatlarını zehir ettiler. İş yerlerini yaktılar, tarumar ettiler. Bu olaylar yaşanmışsa yaşanmamış gibi yapamayız. Kimlik siyasetine dayalı partileşme ve kümelenmeler çok tehlikeli.
Bir kamu düzeni olmadığı zaman Suriye, Irak, Ukrayna'da neler olduğunu görüyorsunuz. Bu önlemleri almamızda HDP'nin kışkırtıcı yapısı etkili oldu. Biz kamu güvenliğinin inşası için tedbir aldık.
Bugün HDP, Kürtçe propaganda yapabiliyorsa bunu AK Parti sağladı. AK Parti'nin özgürlükçülüğü olmasaydı bir kısmı hala dağda idi. HDP ve arkasındaki örgütsel yapı insanları tehditler ederlerse gelip İstanbul'da özgürlük şarkıları okuyamazlar. Biz özgürlükçü bir ortamda seçimlere gidiyorsak AK Parti'nin yoğurduğu maya var."
BAŞKANLIK SİSTEMİ TARTIŞMALARI
"Başkanlık sistemi dahil beyannameyi kaleme alacağız. Herkes başkanlık konusunu kişiselleştirerek tartışmaya çalışıyor. Bu nedenle kısır döngüye giriliyor. Parlamenter sistemin özünde bir sakatlık var. Parlamenter sistem olsaydı bu kadar darbe olmazdı. Form değiştirilebilir, özde sakatlık olmamalı. Başkanlık sistemi insan odaklı olmalı.
Cumhurbaşkanımızla her konuyu istişare ederiz. Muhalefetin bunu Cumhurbaşkanımızın müdahalesi gibi algılaması yanlış. Seçim beyannamesi yaklaştıkça ben konuyu netleştirdim. Değişik modeller üzerine çalıştık. Bir tartışma ve müdahale olmadı. Meydana çıkıp bir fikri savunacaksam inanmam gerekir.
İçselleştirmediğim hiçbir fikri savunmadım. Türkiye'de parlamenter sistem gerçekten işleseydi, başkanlık sistemi gündeme gelmezdi. Doğru olan sistemin başkanlık sistemine doğru evrilmesidir. Başkanlık sistemi özgürlükçü niteliğiyle uygulanmalı.
Başbakanlık görevini yaparken hakkıyla yaparım. Seçime gidiyorsam, doğru olan ne ise onu söylerim. Türkiye'nin buna ihtiyacı var. Türkiye'de yeni bir restorasyon dönemine ihtiyaç var. Başbakanlık koltuğuna oturdum diye o koltuğa saplanmam. Seçime giderken halka en doğru şeyi doğru zamanda söylememiz lazım.
YENİ ANAYASA
Anayasa için konuşmaya hazırız. 27 Mayıs'tan sonra yaşadığımız acı tecrübelerden sonra bunu değiştirmeyiz demesinler.
Biz yeni Türkiye ifadesini kullanırken, sistemin yargının yürütmenin yasamanın bütüyle işleyişin yenilenmesi teziyle yola çıktı. Yeni anayasa sözünü 2007'de verdik. O zaman engellediler. Dağlıca baskınından sonra anayasa yerine terör konuşulmaya başlandı.
Şimdi yine yeni anayasa iddiasıyla çıkıyoruz. Salt başkanlık sistemini değil, yeni bir anayasa içinde insan odaklı özüne uygun bir sistem. Beraber yeni bir Türkiye inşa etmemiz lazım. Sözleşme mantığı içinde elimizden geleni yaparız. Eğer bu güce ulaşamazsak gelin buradaki aksak olan hususları beraber toparlayalım diyeceğiz. Anayasanın temel ilkesi insan odalı olmalı. Başkanlık sistemi otoriterliğe yol açar demek yanlış."
FENERBAHÇE KAFİLESİNE YAPILAN SALDIRI
Olayın hemen üzerine gidildi. Kaotik ortam isyenler var mı? Yakından takip edip göreceğiz. Bütün ihtimalleri gözetmek durumundayız.
PARALEL YAPI
Biz her türlü tebirimizi aldık. Bu yapı veya başka bir yapıya devleti ele geçirmesine izin vermeyeceğiz.
KPSS'deji ahlaksızlık kadar beni etkileyen bir şey yok. Kader yazıcı değilsiniz kaderle oynayamazsınız.
BALYOZ DAVASINDA BERAAT
Bütün vatandaşlarla bir araya gelebilirim. İlla bir davada mağdur olmaları gerekmez. Türkiye'de güç kullanmak isteyenlerin kontrol etmek istedikleri hep hukuk olmuştur. Yargı sistemin tuzudur. Yargı denetim altına alınmaya çalışıldı. Geçen hafta Bakanlar Kurulu'na sunuldu. Genelkurmay'la çok güzel bir ilişkimiz var ama biz e-muhtıra olayını da yaşadık. Asker sivil ilişkisini rayına oturtmak kolay olmadı. TSK'nın kendi içerisinde bir hukuku var. Onun dışında bir talebin gündeme gelmemesi lazım.
3 DÖNEM KURALI
Bülent Arınç, Beşir Atalay, Mehmet Ali Şahin 3 dönem kuralına takılıyor ama biz birbirimizden ayrılmıyoruz. Yanımızdan ayrılmıyorlar, ilişkiler makama bağlı değil. Kırgınlığın olmamaması mayanın sağlam olmasındandır. Benim için akil insan olacaklardır. 4 yıl sonra yeniden milletvekili adayı olabilirler.
DIŞARIDAN BAKANLIK OLUR MU? ALİ BABACAN'IN DURUMU NE OLUR?
“Üç dönem kuralına takılanlar için dışarıdan bakanlık ihtimal dışı değil ama yeni siyasete girenlerin de önünü açmak lazım. Ali (Babacan) Bey'e saygım sonsuz ama ekonomi yönetimi diye ayrı bir yönetim yok, tek bir yönetim var. Yönetim Başbakan'dadır. Biz bir ekibiz. Ekip olduğunuzda ben her açıklamada bakan arkadaşlarımla beraber yaptım.
Her paket ve politika açıklamasında sağımda ve solumda arkadaşlarım oldu. Bu bir yönetimdir. Son 12 yıl içinde yapılan herşey ortak akılla yapılmıştır.