09.07.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “17 Aralık’ta, cumhuriyet tarihinin en büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonu yapıldı. Erdoğan ‘Bu, bize karşı darbedir’ dedi. Ortada darbe yoktu, yolsuzluk ve rüşvetle mücadele vardı” dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a “Bir cumhurbaşkanı yol inşaatı ihalelerini niye takip eder? Ben senin nasıl malı götürdüğünü biliyorum. Sen bir haramzadesin” diye seslenen CHP lideri Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında şunları kaydetti:
DÜNYAYA GÜLDÜRECEĞİZ KENDİMİZE: 17 Aralık’ta, cumhuriyet tarihinin en büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonu yapıldı. Erdoğan çıktı, ‘Bu, bize karşı darbedir’ dedi. Oysa ortada darbe yoktu, yolsuzluk ve rüşvetle mücadele vardı. 17 Aralık olayının başlangıcı, 12 Şubat 2007 tarihine dayanıyor. Erdoğan’a sunulan MİT raporunun bir bölümünde, ‘Kapalıçarşı’da altın, döviz ticareti yapan Zarrab, Çağlayan ve Güler ile yakın ilişki içinde olup, kardeşi Muhammet Zarrab’ın, TC vatandaşlığına alınması için bazı girişimlerde bulunuyorlar’ deniliyor. Hamisi Erdoğan. Ramazan ayındayız. Manevi duygularımızın en yoğun olduğu aydayız. Hırsızlığa, yolsuzluğa hamilik yapana, cumhurbaşkanı adayı olduğunda oy verecek misiniz?
SEN BİR HARAMZADESİN: Cumhurbaşkanı düzgün bir adam olmak zorundadır. Hepimizi temsil edecek yetenekte, birikimde birisi olmak zorundadır. Devlete sahip çıkacak, devlet adamı kimliğini taşıyacak birisi olmak gerekir. O nedenle biz o koltuğa siyasi kimliği öne çıkmamış, bilgisi, birikimi, irfanıyla öne çıkan birisini aday olarak gösterdik. Erdoğan, ‘Ben tarafsız olmayacağım’ dedi. Öyle anlaşılıyor ki yemin etmeyecek. Çünkü tarafsızlık yemini edecek, metinde o var. Erdoğan, ‘Ben havalimanı inşaatını da yol ihalelerini de takip edeceğim’ dedi. Bir cumhurbaşkanı yol inşaatı ihalelerini niye takip eder? Ben senin nasıl malı götürdüğünü çok iyi biliyorum. Şimdi sen bir haramzadesin kusura bakma.
MIZIKA ÇALAN ASKER: Yalancıdan başbakan olmaz. Yalancıdan cumhurbaşkanı adayı da olmaz. Erdoğan, 5 Temmuz’da Samsun’da, askerlerin Meclis’i kuşattığını, İsmet İnönü’nün silah zoruyla cumhurbaşkanı seçildiğini söyledi. İnsanda biraz vicdan, ahlak olur. Yalanın bu kadarına pes. CHP’nin 11 Kasım 1938’deki grup toplantısında Celal Bayar, ‘Oylarınızı serbestçe vereceksiniz, herkes istediği ismi yazsın. En çok oyu olan Genel Kurul’da aday gösterilecek’ dedi. 323 milletvekili katıldı, İnönü’ye 322 oy çıktı. TBMM Genel Kurulu’ndaki oylamaya katılan 348 milletvekili oy birliğiyle İsmet İnönü Cumhurbaşkanı seçildi. Asker yok. Hiç mi yok? Hiç yok dersek biz de doğruyu söylememiş oluruz. Asker var, ama bando, mızıka çalan asker var. Şimdi ben merak ediyorum, bu kadar yalan söyleyen bir adam, nasıl o koltuğa oturacak?
Reza Zarrab’ı cumhurbaşkanı adayı gösterebilirdi
Buradan AKP’nin 311 milletvekiline seslenmek isterim; sizler kapıkulu değilsiniz. Birilerinin emir ve talimatıyla boş kağıda imza atmak gibi bir kişilik zaafiyeti göstermemelisiniz. Boş kağıda imza attınız, kimin cumhurbaşkanı olacağını bilmeden. Ama Erdoğan şöyle bir ters köşe yapabilirdi; Reza Zarrab’ı cumhurbaşkanı adayı, Bülent Arınç’ı da genel sekreter gösterebilirdi. Neden Arınç? Ağlayacak bir adama ihtiyaç var.