19.03.2018 - 18:55 | Son Güncellenme:
AA
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Al Jazeera English kanalında Afrin'de yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.
Afrin kent merkezinin alınmasının ardından Türkiye'nin operasyondaki bir sonraki adımının ne olacağına dair soruya Kalın, "Afrin'e girerek operasyonun önemli bir aşamasını tamamladık. Bir sonraki adım, alanın güvenliğini sağlamak olacak çünkü hala şehrin farklı bölgelerinde mayınlar, tuzaklar el yapımı patlayıcılar vb. var. Bütün askerlerin, sivillerin, ÖSO unsurlarının yerel halkın güvende ve emniyette olduğundan emin olmak istiyoruz. Bu nedenle de PYD/PKK'dan temizlenen bölgelerin güvenliğini ve istikrarını sağlama aşamasındayız." yanıtını verdi.
Türkiye'nin Afrin'i kendi sahiplerine teslim edeceği açıklaması hakkında Kalın, geçen yıl yapılan Fırat Kalkanı Operasyonu'nu örnek gösterdi.
Operasyonda 2 bin kilometrekareden fazla alanın DEAŞ'tan temizlendiğini ve buraların yerel halka geri verildiğini anımsatan Kalın, "Aslında 7 yıllık Suriye iç savaşı boyunca burada olanlar, başka bir yerde olmadı. 50 bin civarında insan evine döndü. Bunlar Türkiye'de yaşayan Suriyeli sığınmacılardı. Evlerine döndüler çünkü Cerablus bölgesi temizlendi ve güvenliği sağlandı. Şimdi burada PYD/PKK, DEAŞ ya da rejim yok, yerel halkın hakimiyeti var. Afrin'de de rejim ya da PKK/PYD saldırıları nedeniyle kaçmak zorunda kalanların evlerine dönmesini öngörüyoruz." diye konuştu.
"AFRİN OLDUĞU GİBİ KORUNDU"
Türkiye'nin Afrinlilerin evlerine güvenli bir şekilde dönmeleri ve yaşamaları için planlar yaptığını kaydeden Kalın, "Eğer Afrin'in kurtarıldıktan sonraki durumu ile Musul ve Rakka'nın kurtarıldıktan sonraki durumuna bakarsanız durum gayet açık. Şehir olduğu gibi korundu. Kente bombardıman yapmadık. TSK ve ÖSO, sivil ölümlerini engellemek, ibadethane ve tarihi yerlere zarar vermemek için çok dikkatli davrandı." diye konuştu.
Türk hükümetinin Afrin halkına kente dönmeleri için hangi güvenceleri verdiği sorusuna Kalın, "Afrin'in merkezine girene kadar 2 ay boyunca çevre köy ve kasabaları terörden temizledik. Bu bölgeler gayet güvenli. Türk Kızılayı ve AFAD aracılığıyla insani yardım gönderdik ve uluslararası gazetecilerin de burayı görmesini sağladık. Buralardaki durum gayet sakin. Aynı şey Afrin'de de olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Kalın, kentteki bazı yerlerin yağmalandığına dair haberleri ciddiye aldıklarını vurgulayarak, "Burada bazı gruplar bu tür faaliyetlerde yer almış olabilir ama biz bunu ciddiye alıyoruz ve gerekli önlemleri alacağız. Afrin'deki tüm halka ve Türkiye'ye ya da başka yerlere kaçmak zorunda kalanlara, Afrin'in geri dönüş için güvenli olduğu garantisini vermek istiyoruz." diye konuştu.
"MENBİÇ'TE YAPILMASI GEREKEN HER ŞEYE DAİR ZATEN MÜZAKERELERDE BULUNDUK"
Kalın, Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin, Türkiye'nin Rusya ve ABD ile ne tür temaslarda bulunduğuna dair soruya, "Suriye'de bölgenin gerçekleri göz önünde bulundurulduğunda, orada attığınız her adımı koordine etmeniz gerektiği açıktır. Biz DEAŞ ile mücadele için kurulan uluslararası koalisyonunun bir parçasıyız. Koalisyonun bir parçası olarak ABD, İngiltere ve diğer koalisyon ülkeleriyle Cerablus bölgesinde ve diğer yerlerde bir dizi harekatta bulunduk. Fırat Kalkanı Harekatını başlatmadan önce de koordinasyon halindeydik. Afrin'de Zeytin Dalı Harekatı'nı başlatmadan önce de Ruslar, İranlılar, ABD'liler ve uluslararası koalisyon ile koordinasyon içindeydik. Bugüne kadar başarılı olduk. Sivil kayıplardan kaçındık, şimdiye kadar harekatımızın amacına ilişkin tüm süreç şeffaf ilerledi." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin Menbiç'e yönelik nasıl bir yol izleyeceği ve bununla ilgili ABD ile görüşmelerin ne aşamada olduğu sorularına ise Kalın, şu cevabı verdi:
"Menbiç'te yapılması gereken her şeye dair zaten müzakerelerde bulunduk. Geçen iki yıl boyunca ABD'deki iki yönetimle de, hem Obama hem de Trump yönetimiyle, PYD/YPG unsurlarının, teröristlerin Menbiç'ten çıkarılmasına ilişkin görüşme halindeyiz. Çünkü Menbiç çok az Kürt'ün oturduğu bir Arap kentidir. Bu konu, Kürtlerle değil, PYD/YPG terörist unsurların Menbiç'ten çıkarılması ve Fırat'ın doğusuna çekilmesiyle alakalı."
Uzun süredir bu anlaşmanın masada olduğuna ve son üç haftadır ABD'nin halen görevde bulunan Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ve ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Korgeneral Raymond McMaster ve diğer ABD yetkilileriyle yoğun temaslar yürütüldüğüne dikkati çeken Kalın, "Genel bir anlaşmaya vardık. Şimdi bu anlaşmanın uygulanmasını bekliyoruz. Eğer bu anlaşma uygulanırsa, ABD ile karşı karşıya gelmemiş olacağız. Şimdi, Amerikalıların Rakka operasyonu tamamlandığında söylediği gibi, bu unsurları bölgeden çekmesini bekliyoruz." dedi.
Kalın, ABD'deki Dışişleri Bakanı değişikliğinin Türkiye-ABD ilişkilerine nasıl yansıyacağına ilişkin, "Devlet işlerinde devamlılık esastır. Bakanlar, yetkililer değişebilir ama kilit politikaların aynı kalması beklenir. ABD'li mevkidaşlarımızla vardığımız anlaşmaların devam etmesini umuyoruz." değerlendirmesini yaptı.