04.04.2019 - 17:57 | Son Güncellenme:
T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından geçen Eylül ayında başlatılan ve dünyanın önemli başkentlerinde sürdürülmekte olan “Turkey Today / Bugünün Türkiyesi” paneller dizisinin yeni etkinliği 4 Nisan’da Moskova’da gerçekleştirildi.
“Suriye Sürecinde Türkiye - Rusya İlişkileri” başlığıyla, Rusya’nın en saygın düşünce kuruluşu Valdai Discussion Club’da düzenlenen ve moderatörlüğünü Valdai Program Direktörü Dr. Ivan Timofeev’in yaptığı panele SETA’dan Strateji Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Hasan Basri Yalçın, Avrupa Araştırmaları Direktörü Dr. Enes Bayraklı ve Araştırmacı Dr. Hüseyin Alptekin konuşmacı olarak katıldılar.
Panelde Türkiye ve Rusya’nın 2015'teki uçak krizi olayının üstesinden gelmeyi başararak yeniden yakın bir işbirliği inşa ettikleri, iki ülke ilişkilerinin geleceği ve stratejilerinin Suriye’de ne yöne doğru evirileceği konuşuldu. İki ülkenin Suriye’deki mevcut yönetimle nasıl etkileşime girdikleri; Suriye’de barışı sağlamak için yapılanlar ile yapılması gerekenler tartışıldı.
Suriye'de barışın yeniden sağlanması için çabalayan iki önemli aktör olarak, Türkiye ve Rusya’nın birçok konuda farklı görüşleri olsa da, konumlarını ve çıkarlarını koordine etmeye, ihtiyatlı ve pragmatik bir politika yürütmeye kararlı olduğu ve ikili ilişkilerin gelecekte daha da güçleneceği vurgulandı.
Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi Mehmet Samsar’ın katılımıyla gerçekleşen; basın mensupları, akademisyenler ve düşünce kuruluşlarının yoğun ilgi gösterdiği paneli Kremlin İletişim Ofisi Başkan Vekili Oleg Tsatsourine ve Kıdemli Danışmanı Tatiana Mazanova, Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi, Rusya Dışişleri Bakanlığı Türkiye ve Suriye Daireleri yetkilileri ile Valdai Yönetim Kurulu Başkanı Andrey Bystritskiy izlediler.
Panelde Doç. Dr. Hasan Basri Yalçın, PYD’nin sadece Suriye’nin geleceği için değil Türkiye için de tehdit oluşturduğunu ve geleneksel müttefiklerin Türkiye’nin beka sorununu anlamaması halinde Türkiye’nin üzerine düşeni yapacağını belirtti. Yalçın, Suriye’deki her terör örgütüyle mücadele edilmesi gerektiğini ve terör örgütlerinden tam olarak temizlenmeden Suriye’de kesin bir çözüme ulaşılamayacağını vurguladı.
Türkiye’nin temel endişesinin Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanması olduğunu dile getiren Yalçın, Türkiye sınırında bir terör koridorunun hayata geçmesi halinde bölgeye istikrarın gelemeyeceğinin de altını çizdi. Yalçın, dünyanın bir değişim sürecinden geçtiğini ve oluşan güç boşluğunun yeni krizleri tetikleyebileceğini sözlerine ekledi.
Dr. Enes Bayraklı paneldeki konuşmasında; Suriye’de gerçekleştirilen Rusya-Türkiye işbirliğinin en çok Avrupa’nın yararına olduğunu ve AB ülkelerine gerçekleşecek olası bir mülteci akınının önüne geçtiğini söyledi. Türkiye’nin Kürtlerle sorunu olmadığını ve asıl gayesinin terörle mücadele etmek olduğunu belirten Bayraklı, PYD’nin Türkiye sınırında özerk bir bölge oluşturma çabasının Irak, Suriye ve İran da dâhil olmak üzere tüm bölge üzerinde olumsuz sonuçları olacağını vurguladı.
Panelde Dr. Hüseyin Alptekin de “Uluslararası platformda PYD’ye ilişkin 3 yanlış anlayışın gelişmiş bulunduğunu; bunlardan ilkinin PYD’nin Kürt’lerin temsilcisi olduğu yönündeki algı, ikincisinin PYD’nin sadece Suriye’ye ilişkin bir tehdit olarak düşünülmesi ve üçüncüsünün de PYD ile mücadele etmekte geç kalındığı yönündeki algı operasyonu olduğunu belirtti.