28.04.2018 - 16:56 | Son Güncellenme:
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İzmir 6'ncı Olağan İl Kongresi kapsamında, Atatürk Stadı Yerleşkesi'ndeki konuşmasına, "Maşallah İzmir" diyerek başladı.
Partililere, "Ey İzmir, 24 Haziran'da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçmeye hazır mıyız? Ey İzmir, 24 Haziran'da güçlü ve itibarlı Meclisi, etkili ve istikrarlı hükümeti, bağımsız ve tarafsız yargısı ile yeni bir Türkiye'ye 'merhaba' demeye hazır mıyız? 24 Haziran'da gelişmiş demokrasisi, geniş temel hak ve özgürlükleriyle yurt içinde ve yurt dışında tahkim edilmiş, güvenliği daha güçlü bir Türkiye'yi selamlamaya hazır mıyız?" sorusunu yönelten ve "Evet" cevabını alan Erdoğan, "İşte benim meftun olduğum İzmir budur. 2023 hedeflerimize doğru birlikte yürümek istediğim İzmir karşımda." ifadelerini kullandı.
Recep Tayyip Erdoğan, bugüne kadar birilerinin yaptığı gibi İzmir'in ve İzmir halkının değerlerini, hassasiyetlerini istismar etmediklerini dile getirdi.
"SEN DARBE KARŞITI DEĞİL DARBECİSİN"
Dinin siyasete alet edilmesine ve inancını yaşayanların örselenmesine karşı olduklarını dile getiren Erdoğan, milletin dini hassasiyetlerini örgüt çıkarları için kullananlara karşı en güçlü tavrı AK Parti'nin koyduğunu vurguladı. FETÖ'ye karşı 17-25 Aralık'ta mücadele ettiklerini anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu:
"CHP'yi bu ihanet örgütünün saflarında bize karşı yumruk atarken bulduk. Ben Marmaris'ten İstanbul'a hareket ettim. Havalimanına geldiğimde on binler Atatürk Havalimanı'ndaydı. Meğerse ben 01.20'de oraya indiğimde 23.15'te Bay Kemal oraya gelmiş, tanklar orada korumaya almışlar ve oradan Bakırköy Belediyesine gidiyor. Halbuki daha önceleri 'Darbe olursa tankın üzerine önce ben çıkarım.' diyen kişi, bu defa tankların korumasında havalimanından hareket ediyor. Şimdi bunları inkar ediyor. İstediğin kadar inkar et, tüm belgelerde, tüm televizyon kayıtlarında varsın. Yandın Kemal, yandın. Sen darbe karşıtı değil darbecisin."
"HERKESİN REFAH DÜZEYİNİ ARTIRMAK İÇİN ÇALIŞMAK SUÇ MUDUR?"
Alandakilere, "Korku ve tahrik siyaseti ile İzmir'in üzerine karabasan gibi çökenler, bu şehre neler vermişlerdir? Hangi eser ve hizmetleriyle İzmir'in geleceğine katkıda bulunmuşlardır?" diye soran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"AK Parti, 15 yılı geride bırakan iktidarları döneminde sadece yatırım hizmet kazandırma dışında neler yaptı? AK Parti'nin İzmir'e ve İzmir halkına en küçük bir zararı, yanlışı, baskısı, kötülüğü dokunmuş mudur? Tam tersine biz, Türkiye'nin diğer 80 vilayetiyle birlikte İzmir'de demokrasinin temel haklar, temel özgürlüklerin, bireysel ve kültürel hakların genişletilmesi için var gücümüzle çalıştık. Demokrasinin bu ülkede sadece belli bir kesimin değil tüm vatandaşlarımız hakkı olduğunu söylemek, bunu gerçekleştirmek suç mudur? Özgürlüklerin sadece belli bir grubun değil hangi kökenden, hangi meşrepten, hangi kesimden olursa olsun herkesin hakkı olduğunu, bunları savunmak ve bununla mücadele etmek suç mudur? Türkiye'yi sadece belli bölgeleriyle değil tüm şehirleri, tüm bireyleriyle kalkındırmak, geliştirmek, zenginleştirmek, herkesin refah düzeyini artırmak için çalışmak suç mudur? Eğer bunları suç ise bizim evet suçumuz büyük. Hem de çok büyük."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'yi 15 yılda 3,5 kat büyüttüklerini, vesayetin, darbelerin, cuntaların tepesine bindiklerini aktardı.
LAİKLİK VURGUSU
Türkiye'yi sadece bir avuç seçkin için değil herkes için güven ve zenginlik içinde yaşanılan bir yer haline getirdiklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Her seçimde İzmir, İstanbul ve Ankara'nın belli ilçelerinin oylarına ipotek koyanlar ne yaptı? Türkiye ve İzmir için en küçük proje, vizyon üretemeyenler tüm eksikliklerini, hatalarını, yanlışlarını, ihanetlerini laiklik kavramı altında gizlemeye çalışıyorlar. Halbuki AK Parti'nin laikliğe bakışı, bırakınız bunları, Avrupa ülkelerinde dahi takdirle karşılanan bir tanımla vücut bulmuştur. Partimizin programında laikliği demokrasinin vazgeçilmez şartı, din ve vicdan hürriyetinin teminatı olarak gördüğümüz açıkça yazıyor. Biz aynı zamanda laikliğin ülkemizde birilerinin bilinçli olarak ve ısrarla yaptıkları gibi din düşmanlığı şeklinde yorumlanması ve bu sebeple örselenmesine de karşı çıktık. Türkiye'nin, bırakınız Müslümanları, Hristiyanından Musevisine kadar tüm inançlara mensup vatandaşlarımızın ibadetlerini rahatça icra edebilmelerini, dini kurumlarını rahatça çalıştırabilmelerini biz sağladık. Ortodoksundan Katoliğine kadar tüm Hristiyan ve Musevi cemaatlerinin kanaat önderlerine sorunuz. Hepsinden, en rahat, en özgür dönemlerini AK Parti iktidarlarında yaşadıklarını cevabını alırsınız. Çünkü bizim kimsenin inancı, ibadeti, zikri ve fikri ile derdimiz yok. Bizde Alevi Sünni ayrımı da yok. Varsın yapanlar yapsın. Tam tersine biz, bu özgürlükleri herkes için alabildiğine geniş bir şekilde yaşatılması için mücadele ettik, hala da ediyoruz."
"SAYIN BAŞBAKANLA İRTİBAT HALİNDEYDİM"
Darbenin olduğu akşam operasyonu bizzat kendisinin yönettiğini aktaran Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ı darbeciler götürdüğü için Genelkurmay Başkanlığına da atamayı oradan yaptığını anımsattı.
Bunları yaparken, Başbakan Binali Yıldırım ile de irtibat halinde olduklarını belirten Erdoğan, "Baktım ki Meclis'te konuşma yapıyorlar, Sayın Başbakanın Ilgaz Tüneli'ne saklandığını söylüyorlar. Eğer tünellere saklanacak olanlar varsa başınızdaki adam saklananlardan bir tanesi ama tünel bulamadı Bakırköy Belediyesine gitti. Sayın Başbakanla biz daima irtibat halinde olduk ve kendileriyle istişare ederek de o geceyi yönettik. Bay Kemal, Allah'ın izni ile ölümü korkutarak bu yolda yürüdük. Zira bizim Rabb'imize verilecek bir canımız var. Onu vakti geldiğinde vermesini biz değil Rabb'im takdir eder." diye konuştu.
"CHP'Yİ YİNE BU ÖRGÜTÜN SAFLARINDA BİZİM ÜZERİMİZE YÜRÜRKEN BULDUK"
Erdoğan, 15 Temmuz'da milletle beraber FETÖ'ye tarihi bir şamar vurduklarına dikkati çekerek şunları söyledi:
"CHP'yi yine bu örgütün saflarında bizim üzerimize yürürken bulduk. İşte 7 Ağustos, davet yaptım ve bu davetime olumsuz cevap verdi. Fakat çok baskı altında kaldı biliyorum. Son cuma günü katılacağını söyledi ve Yenikapı'ya geldi. Fazla dayanamadı, ondan sonra o birliktelikten koptu. CHP, artık bugün yargımızın terör örgütü olarak tescillediği FETÖ'nün ülkemizdeki borazanı haline dönüşmüştür. Sadece bununla kalmayan CHP, aynı zamanda PKK'dan PYD'ye kadar ülkemize ve milletimize kurşun sıkan ne kadar terör örgütü varsa hepsinin de sözcüsü durumundadır."
Kılıçdaroğlu'nun kendilerine "Afrin'e gitmeyin." dediğini aktaran Erdoğan, "Nasıl gitmeyiz, orada zulüm var, oradan bize daima taciz atışları var. Ona kalsa inanın 'Gabar'ı, Cudi'yi, Kandil'i, Tendürek'i bırakın bize saldırsınlar.' der. Bay Kemal, boşuna uğraşma biz bu topraklarda evelallah en ufak bir parselasyona müsaade etmedik, etmeyeceğiz." dedi.
YURT İÇİNDE 281 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ
Afrin'de etkisiz hale getirilenlerin sayısının 4 bin 305'e ulaştığını belirten Erdoğan, kuzey Irak'ta etkisiz hale getirilen teröristlerin sayısının 372, yurt içinde, Cudi'de, Gabar'da, Bestler Dereler'de etkisiz hale getirilenlerin sayısının ise 281 olduğunu söyledi.
"Bay Kemal bırakalım mı? Devam etmeyelim mi?" diye soran Erdoğan, "Edeceğiz, bize bu millet, bu görevi verdi. Biz Mehmet'imizin kanını yerde bırakmayacağız. Gazilerimizin ahını yerde bırakmayacağız, bu kararlılıkla bu yola devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Her seçimde İzmir'e gidip laiklik nutukları atanların Meclisteki grup kürsülerini aylarca FETÖ'ye kiraladığının unutulmadığına dikkati çeken Erdoğan, "İzmir'in artık CHP'nin ilkesiz ve omurgasız siyasetine teslim olmayacağına inanıyorum." dedi.
"TAYYİP ERDOĞAN'I SOROS GETİRMEDİ"
Erdoğan, onların tek derdinin Recep Tayyip Erdoğan'dan kurtulmak olduğunu aktararak "Sanıyorlar ki Tayyip Erdoğan olmasa milletimiz bunları baş tacı edecek. Tayyip Erdoğan'ı Soros getirmedi, Tayyip Erdoğan'ı benim milletim getirdi, alırsa milletim alır. Milletim aldığı zaman bana düşen de el göz baş üstüne." değerlendirmesini yaptı.
İstanbul Belediye Başkanlığıyla birlikte 20 sene hizmetten başka bir şey yapmadıklarını vurgulayan Erdoğan, cemaziyelevvellerinin belli olduğunu, her şeyin ortada olduğunu dile getirdi. "Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri." diyen Erdoğan, "Biz eserlerimizle ortadayız. Sizin çapınız ne ki milletten böyle bir paye, böyle bir lütuf, böyle bir teveccüh bekliyorsunuz?" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, seçkin sanatçılar, sporcular ve medya ile Reyhanlı'ya gittiklerini anımsattı. Orada askerler ve generallerle bir arada olduklarını, İbrahim Tatlıses'in de bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, Tatlıses'i sahneye davet etti. Tatlıses'in İzmir'den AK Parti adaylığına müracaat ettiğini dile getiren Erdoğan, Reyhanlı'da askerlerle Esat Kabaklı'nın bir parçasını söylediklerini anlatarak alandakilerle şarkıyı tekrar dinledi.
Tatlıses, Erdoğan'ın isteği üzerine Yaylalar türküsünü Zeytin Dalı Harekatı'na uyarlayarak alandakilerle seslendirdi.