13.02.2018 - 11:41 | Son Güncellenme:
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin Grup Toplantısı'nda konuştu. ABD'yi YPG Yunanistan'ı ise Kıbrıs ve Ege adaları konusunda sert dille uyaran Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle: Sanılmasın ki Kıbrıs açıklarındaki doğalgaz arama ve Ege'deki kayalıklarla ilgili fırsatçı girişimler dikkatimizden kaçıyor. Ülkemizin, güneyindeki gelişmelere yoğunlaşmasına fırsat bilerek Kıbrıs'ta ve Ege'de haddini aşanları yanlış hesap yapmamaları konusunda buradan ikaz ediyoruz. Güney sınırlarımızda yanlış hesap yapanların senaryolarını nasıl Fırat Kalkanıyla, Zeytin Dalı operasyonuyla çok yakında Münbiç'te ve diğer bölgelerde atacağımız adımlarla bozuyorsak, onların hesabını da bozarız ve bozacağız. Bizim için Afrin neyse Kıbrıs ve Ege de odur.Sadece faillerini küçültür ve seviyesiz hale getirir. Türkiye tarihten, anlaşmalardan ve uluslararası hukuktan gelen haklarının takipçisi olacaktır. Bizim için Afrin neyse Kıbrıs'taki Ege'deki haklarımız da odur. Bu operasyon sebebiyle hala ülkemizi suçlayanlar önce bölgedeki tünellere, kulelere baştan aşağı silahlandırılmış köylere bir baksınlar. Eğer ortadaki görüntüye rağmen tüm bu hazırlıkların ülkemize yönelik olmadığını iddia edenler varsa artık onlara söyleyecek sözümüz yoktur.
Türk-Yunan botlarının çarpıştığı iddiası... Cumhurbaşkanı Erdoğan, grup toplantısı sonrası dün gece Türk ve Yunan botlarının çarpıştığı iddiasıyla ilgili soruya şu yanıtı verdi: "Bu Yunanlılar gene şaşırdı maalesef. Yunan botlarının Kardak'a bu tür geliş gidişleri oldu. Biz başından itibaren Yunan tarafına, 'Bu tür şeyleri yapmayın, etmeyin. Bizi sıkıntıya da sokmayın. Bu it dalaşını artık havada da bırakalım, denizde de bırakalım' dedik. Bırakılmayınca da askerimiz görevini yapıyor. Yine dün gece böyle bir şey oldu. Herhangi bir sıkıntı yaşanmadan iş bitirildi." |
O ŞİRKETLERE ÇAĞRI YAPTI...
Kıbrıs açıklarında faaliyet gösteren yabancı şirketlere, Rum tarafına güvenerek hadlerini ve güçlerini aşan işlere alet olmamalarını tavsiye ediyoruz. Bunların efelikleri, bizim ordumuzu, gemilerimizi, uçaklarımızı görene kadardır. Bu işin, öyle gözlerden uzak kaya parçalarında gizlice fotoğraflar çektirmekle, hiçbir geçerliliği olmayan anlaşmalarla, bölgeye sondaj gemileri getirmekle olmayacağını bir kez daha hatırlatıyoruz.
RUM YÖNETİMİ GERİLİMİ TIRMANDIRIYOR Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Doğu Akdeniz’i KKTC çevresi de dahil 13 ayrı parsele ayırarak doğal gaz aramaları için ruhsatlandırmıştı. Ancak ne Türkiye ne de KKTC bu parselizasyonu kabul etmemiş, bu durumun uluslararası hukuka aykırı olduğuna dair gerekli uyarıları yapmıştı. Türkiye özellikle Rumların “3. Parsel” olarak adlandırdığı bölgeye gelmelerinin ciddi bir kriz oluşturacağını bunun yapılmaması gerektiğini daha önce deklare etmişti. Rum Yönetimi buna rağmen yabancı şirketlere doğal gaz arama ruhsatı vermeye devam ediyor. Son olarak iki gün önce İtalyan şirketine ait Saipem 12000 adlı sondaj platformu KKTC’nin Gazimağusa açıklarındaki 3. parsele sondaj için geldi. Rum basınının yazdığına göre 3. parselde ilk kez yapılacak bu faaliyet için gelen sondaj platformu bölgedeki Türk savaş gemileri tarafından engellendi. |
ABD'YE SERT TEPKİ
Stratejik ortağımız, müttefikimiz kalkıp da PYD'ye parasal desteği, silah yardımları yetmiyormuş gibi yapma kararı bizim de aldığımız ve alacağımız kararı etkileyecektir. Şunun iyi bilinmesi lazım. Türkiye bir çadır devleti değildir. Asırlara bani olan bir devlet anlayışımız vardır. Biz gereği neyse bunu yaparız. Bir ölürüz bin diriliriz. Bu böyle bilinmeli. Savaş gemilerimiz, hava kuvvetlerimiz gerektiğinde her türlü müdahaleyi yapmak için yakından takip ediyorlar.
"NATO EŞİTTİR ABD DEĞİLDİR"
Tahammül edemeyenler bizden teröristlere teslim olmamızı istiyorlar.? Bu nasıl NATO üyeliğidir, bu nasıl NATO'da beraber ortaklıktır. Eğer biz NATO'da berabersek, NATO'nun kendi yürüyen maddeleri, hükümleri ne ise Türkiye buna ne kadar uyması gerekiyorsa Amerika'nın da o kadar uyması gerekir, bunun da böyle bilinmesi lazım. Şunun da bilinmesini istiyorum Türkiye'de Cumhurbaşkanı olarak NATO eşittir ABD değildir. NATO'da tüm ülkelerin her biri Amerika ile eşittir. Hepimiz aynı şekilde uymak durumundayız. Sen kalkar da YPG'yi, PYD'yi bize göre terör örgütü değildir diyorsan, NATO'da müttefikin olan ülkeye bu saldırıyorsa, NATO mensubu olarak onun karşısında durman gerekir. Ne derlerse desinler, güvenlikten sorumlu temsilcileri geldi, Dışişleri Bakanları da gelecek. Onlarla da konuşacağız. Hakka hukuka uygun şekilde yürümezse bunun adı ortak veya müttefiklik veya model ortaklık olmaz.
ABD'NİN TERÖR ÖRGÜTÜ YPG'YE PARA YARDIMI
İlk gelen haberler şu anda 550 milyon civarında parasal destek ama bunun 3 milyar dolara kadar çıkacağına yönelik de şu anda fiskoslar var. Kaç tane DEAŞ'lıyı yok ettiniz. DEAŞ'lıyı nereye sevk ettiniz. Ortada hiçbir gerçek, kabullenebilecek hiçbir vaka yok. Biz bölgede kimin kiminle birlikte olduğunu, ne yaptığını, kime hangi imkanların sağlandığını tespit ediyor, kaydediyoruz. Artık hiç kimsenin DEAŞ bahanesini kullanma hakkı yoktur. Suriye ve Irak'taki DEAŞ tiyatrosunun artık sonu gelmiştir. Bunların PKK'lı olduğuna dair işaret görmedik diyenler, kör veya aptal değillerse, art niyetlidir.
ABD'Lİ GENERALE 'OSMANLI TOKADI' YANITI
Bizi vururlarsa sert karşılık veririz diyenlerin ömürlerinde hiç Osmanlı tokadı yememiş oldukları da çok açıktır. Türkiye'yi canlarının istediği gibi girip çıktıkları, her türlü hoyratlığı yapıp hesap vermedikleri yerlerle karıştırıyorlarsa çok yakında öyle olmadığını görecekler. Hemen yanı başlarında duranlardan başlayarak gördüğümüz her teröristi imha edeceğiz. İşte o zaman teröristlerin yanlarında bulunmasalar kendileri için daha iyi olduğunu anlayacaklar. Ben şu anda buradan Amerika halkına sesleniyorum.
"AMERİKA HALKININ DUYARLILIĞINI DA GÜNDEME GETİRMEK İSTİYORUM"
Amerika'nın bütçesinden çıkan bu paralar Amerika'nın halkının cebinden çıkan paralardır. Bu konuda Amerika halkının duyarlılığını da gündeme getirmek istiyorum. Şu anda milli bütçeden böyle bir paranın çıkması manidardır. Madem ki takke düşmüştür, kel görünmüştür. Açıkça konuşmanın zamanı da gelmiştir. Son dönemde yaşadığımız gelişmeler bazı hakikatleri dünyaya da göstermeye yetiyor. Karşımızdaki teröristlerin, görünürdeki PKK, PYD, YPG, FETÖ gerisindeki güçleri artık hiçbir şüpheye mahal olmayacak derecede tanıyoruz.Hemen yanı başımızdaki koskoca coğrafyada 2. Dünya Savaşı'ndan sonraki en büyük paylaşım savaşı yaşanıyor. Birileri Türkiye'yi de bu paylaşım kavgasının bir parçası olarak görüyor. Bizim kimseye verecek ne bir karış toprağımız ne de bir hiç uğruna feda edecek tek bir evladımız yoktur.
Türk milleti olarak bu toprakları kanlarımızla yoğurarak vatan haline getirdik. Hiç kimsenin bizi çevremizdeki kimi toplumlar gibi dünyanın dört bir yanına savurmasına izin vermeyeceğiz. Milletimizle birlikte Kurtuluş Savaşımızdan sonraki en büyük haysiyet ve onur savaşını yürütüyoruz. Birileri burada sadece masa başında hazırlanmış projelerini uygulamaya çalışıyor olabilir biz ise tüm gücümüzle vatanımızı koruyor, geleceğimizin müdafaasını yapıyoruz. Onlar dünyevi çıkarlarından vazgeçmezken biz nasıl olur da vatanımızdan, ezanımızdan vazgeçebiliriz.
'TAŞ ÜSTÜNDE TAŞ BAŞ OMUZ ÜSTÜNDE BAŞ KALMAZDI'
Dün çukur eylemlerinde ve Fırat Kalkanı'nda destan yazan kahramanlarımız bugün de Zeytin Dalı harekatında tüm insanlığa ibret olacak yiğitliklere imza atıyor. Bizim teröristlerin üstesinden geleceğimize hepsini de inlerine gömeceğimize inancımız tamdır. Bizim teröristleri besleyip semirterek üzerimize salanlarla baş etmemiz konusunda kendimize güvenimiz tamdır.
Eğer Türkiye'nin sivillere, mazlumlara zarar vermeme hassasiyeti olmasaydı, Afrin'i Allah'ın izniyle tek bir şehit vermeden, taş üstünde taş, omuz üzerinde baş bırakmadan şimdiye kadar çoktan almıştık.
CHP VE HDP'YE SERT SÖZLER
Gerekirse yedi düvelin de üstesinden gelme mücadelesini vereceğiz. Bizi asıl yaralayan içimizdeki gafillerdir, kuklalardır. Geçen her gün bu hainlerin gerçek yüzü biraz daha ortaya çıkıyor. PKK dış desteğe sahip bulunsa da kendi içimizde palazlanmış bir başka ihanet şebekesidir. Sadece kötülük etmek, insanlara zulmetmek için kurulmuş bir örgüt, 34 yıldır yakamızı bırakmıyor. Bölücü örgüt önce Irak'ta, Kandil ve çevresinde yuvalanmıştı. Şimdi de Suriye'de sınırlarımızın tamamını kapatmayı hedefliyor. Bir grup siyasetçimiz de bu örgütlere hak ettikleri şekilde terör örgütü bile diyemiyor. Burada izlediniz ama bir de beraber izleyelim diyorum. Terör sevicilerin söylemleri ekrana gelirse isabetli olur. Görüntülerde kimlerin olduğunu, neler söylediğini bir daha tazeleyelim, görün istedim. Zira, tüm milletimizin bazı gerçekleri bilmesi gerekiyor. Ana muhalefetin genel başkanı, yardımcıları, mensupları neler söylüyor. Terör örgütünün uzantısı durumunda partinin temsilcisi neler konuşuyor. Nerede bu, içimizde. Türkiye'de.
PYD bir terör örgütüdür, DHKP-C bir terör örgütüdür diyememektedir Bay Kemal. Siyasi ahlakın varsa açıkça dersin ki bunlar birer terör örgütüdür. Hiçbir zaman Nusra'ya terör örgütüdür diyemedi diyor. Bir daha söyleyeyim, Nursa, El Kaide bir terör örgütüdür. Ama senin kulağın var duymazsın, dilin ağzın var ama hakikati söyleyemezsin. Diğerlerinden hiçbir farkı yok.
Son kongrede adeta ödüllendirilerek bizzat genel başkanı olarak CHP PM'ye seçtirilen birisi var. Bu kişi şehitlerimizin ailelerinden özür dileyerek ifade ediyorum "Hayatta hiçbir şeyden tiksinmedim, şehitler ölmez, vatan bölünmezden tiksinmediğim kadar " diyor. Bunu duyurmaktan başka görevim olabilir mi? Sadece bununla da kalmıyor. "Uykumdan uyrndıran ezan için camiyi basıp imam mı keseyim" de diyor. Bu CHP'nin cibiliyetinin gereği bu. Bunlar yeni bir şey değil. Bunlar camilerimizi ahırlara çeviren değil mi? CHP'nin mazisi bu. İstanbul'da belediye başkanlığı yaptım. Sadece sur içinde yüzlerce tarihi camiyi bunların nasıl yıktığını biliyorum.
CHP'de her çeşidinden terör örgütünün cenazesinde boy gösteren epeyce milletvekili bulunuyor. Türkiye başka ülke ile karşı karşıya gelirse safının karşı tarafta olacağını açıklayan CHP milletvekili var.
İLKER BAŞBUĞ'A SERT YANIT! Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'deki grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un Afrin Harekatının siyasete alet edilmemesine ilişkin sözlerinin anımsatılması üzerine şöyle dedi: "Bir Genelkurmay Başkanı'nın adı emekli de olsa böyle bir açıklamayı duymak bizler için büyük bir talihsizliktir. Bir defa siyasete alet edildiğini söylemek onun haddine mi? Askerin görevi nedir? Ülkesine saldıranlara karşı haddini bildirmektir. Asker kışlasından oturup saldırıları izleyecek midir? Siyasete alet edildiğini neye dayanarak söylüyor? Gerekli cevabını alacak böyle bırakılamaz. Ne demek Afrin harekatı siyasete alet edilemez. Asıl Afrin harekatını siyasete alet edenler beyefendinin beraber hareket ettiği tiplerdir, kimlerle hareket ediyorsa. Esed'in yanına gidenler kimlerse bunu onlarla paylaşsın şu andaki iktidarla değil. Asla böyle konuşmasını tasvip etmiyoruz, yazıklar olsun" ŞEHİDE HACZE SERT TEPKİ Şehit Musa Özalkan'a yönelik haciz işlemiyle ilgili de konuşan Erdoğan, "Talimat verildi bunu yapmak kimsenin haddi değil" diye konuştu. |