13.12.2012 - 10:05 | Son Güncellenme:
CHP’li Levent Gök, bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmada, Suriye’de tutuklanan ve CHP’li milletvekillerinin de bulunduğu heyet tarafından Türkiye’ye getirilen gazeteci Cüneyt Ünal’ın ailesinin Cumhurbaşkanlığına ve Başbakanlığa yazdığı yardım talebi yazılarına verilen cevapları açıkladı. Ünal’ın ailesine verilen cevapların iktidarın aczini ve duyarsızlığını ortaya koyduğunu belirten Gök, “Elin Suriye’sinden gazetecimizi kurtardık ama kendi ülkemizdeki zulümden gazetecileri, milletvekillerini kurtaramıyoruz” diye konuştu.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, TBMM Genel Kurulu'nda, Bakanlığının 2013 yılı bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, adalette kaydedilen gelişmelere ve sorunların azalarak devam ettiğine değindi. Görülmekte olan bazı davalarla ilgili değerlendirmeler yapılmasını da eleştiren Ergin, değerlendirme yapılabilmesi için dosyalara hakim olunması gerektiğini, davalar hakkında kürsüden değerlendirme yapılmasının Anayasa'ya uygun düşmediğini ifade etti. Yargının belli sorunları olduğunu hükümet olarak bu sorunları çözmek için çalıştıklarını anlatan Ergin, Pozantı Cezaevi’ndeki taciz ve şiddet iddialarının soruşturulduğunu, bu konuyla ilgili davalar açıldığını söyledi. HSYK üyelerinin ikinci kez seçilmemesi yönünde öneriyi de değerlendiren Ergin, bunun düşünülebilecek bir husus olduğunu, üyelik süresinin uzatılarak HSYK üyeliğine sadece bir kez seçilebilmeyle ilgili düzenleme yapılabileceğini bildirdi.
Tutuklu gazeteciler konusundaki eleştirileri de yanıtlayan Ergin, 4. yargı paketiyle bu konudaki eleştirilerin önemli bir kısmının karşılanacağını anlattı. Ergin, tutuklu gazeteci ve öğrenciler hakkında bazı uluslararası örgütlerden birbirinden farklı rakamlar geldiğini sorunları olduğundan büyük göstermek için Türkiye’yi olmayan bir şeyle itham etmenin herkese zarar vereceğini ifade etti.
Tutuklu gazetecilerle ilgili verilen sayıların da gerçeği yansıtmadığını ifade eden Ergin, söz konusu listede yer alan bir çok kişinin gazetecilik dışı faaliyetlerden dolayı cezaevinde olduğunu söyledi. Ergin, “Gazetecilikten dolayı cezaevinde olanlar için, ortak akil çözümler üretebiliriz ama elinde silah, soygun yapıp adam öldürenleri ne olur bu kürsüye, Türkiye'nin önüne gazeteci olarak getirmeyin” diye konuştu. Tutuklu öğrencilerle ilgili sayılara da değinen Ergin, ileri sürülen sayıların gerçeği yansıtmadığını, var olan sorunları abartmanın doğru olmadığını ifade etti.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik de 2013 yılı Bütçe Kanunu tasarısı 4. tur görüşmelerindeki konuşmasında çalışma hayatıyla ilgili sayısal bilgiler verdi ve Türkiye’nin işsizlik oranının 8.8, genç işsizliğinin ise 17.2 olduğunu belirtti. Türkiye’de 4 yılda 4 milyon istihdam gerçekleştiğini belirten Çelik, kadınlarda işgücüne katılma oranının da giderek arttığını, işsizlik fonundan GAP’a 11.3 milyar TL aktarıldığını, bunun kanuna bağlı olarak yapıldığını ifade etti. Taşeron işçilerle ilgili alt işverenlerle ilgili çalışmaların sürdüğünü, muhtarlara verilen maaşın artırıldığını ve muhtarların sigorta şartlarında yapılan iyileştirmeleri anlattı. “10 yılda işçi sayısı yüzde 124 iş yeri sayısı yüzde 105 arttı” diyen Çelik, ekonomideki büyümenin millete yansıdığını anlattı.
-“O İŞSİZLERİ SİZE YÖNLENDİRECEĞİZ”-
Bakanların konuşmasından sonra söz alan CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Bakan Çelik’in pembe tablo çizdiğini herkesin işi, evi, arabası, yazlığı varmış, herkes Avrupa’ya tatillere gidiyormuş gibi anlattığını ifade ederek, “Siz herhalde makamınızda korumalarla ve sekreterlerle işsizlere karşı bir duvar oluşturdunuz, onlar size ulaşamıyor siz de onların çığlıklarını duyamıyorsunuz. 5 milyon işsiz var. İşsizlik fonunun 2012 yılı varlığı 61 milyar TL 2013’te bu 71 milyar TL oluyor. Siz yıllık prim gelirinin yüzde 1’ini işsiz vatandaşa veriyorsunuz. Bunun da üstüne yatmış durumdasınız” dedi. İşsizlik fonunun borç ödemesinde kullanıldığını belirten Hamzaçebi, “Sayın Bakan o işsizleri size yönlendireceğiz bundan sonra” diye konuştu.
-“HANGİ BİLGİ DOĞRU?”-
BDP adına konuşan Grup Başkanvekili İdris Baluken de “31 Ocak 2012 tarihinde Manisa Milletvekili Özgür Özel’in soru önergesine Sayın Bakanın verdiği cevaba göre toplam 2 bin 824 öğrenci ceza evlerinde, bunlardan bin 778’i tutuklu bin 46’sı ise hükümlü. Sayının 2 bin 824’ten 87’ye geldiğini söylemek gerçekçi gelmiyor. Hangi bilgiye güveneceğiz. Şöyle bir uygulamayı biliyoruz. Öğrenciler tutuklanınca disiplin cezası verilerek okuldan atıldığını ve öğrencilik sürecinin bitirildiğini biliyoruz. Bu konuda sayısız isimler var. Bunu kastediyorsanız bu kamuoyunu yanıltmakla ilgilidir. Tutuklu öğrenci sayısı 87 ise araştırma önergelerine neden karşı çıkıyorsunuz?” diye konuştu.
Tutuklu gazetecilerle ilgili açıklamalarda da pembe bir tablo çizildiğini ileri süren Baluken, “New York merkezli komitenin açıklamasına göre tutuklu gazeteci sayısı bu yıl rekor seviyeye ulaştığı, çoğunlukla da terörle ve devlete karşı işlenen suçlarla ilgili olduğu belirtiliyor. Sayı olarak 49 demiyor, en az 49 diyor. Bunların çoğunu Kürtler ve hükümete karşı plan kurmakla suçlanan gazeteciler oluşturuyor” dedi.
-O BELGELERİ KÜRSÜDEN AÇIKLADI-
CHP Ankara Milletvekili Levent Gök şahsı adına yaptığı konuşmada, Jean Jacques Rousseau’nun AK Parti iktidarının bugünlerini 1770’li yıllardan gördüğünü ve “Yasama, yürütme ve yargı iç içe geçmişse özgürlükler garantide değildir, anayasa yok demektir” dediğini söyledi. İktidarın sayısal çoğunluğuna dayanarak bağımsız yargıyı, İnsan Hakları Kurumu ve kamu denetçiliği gibi kurumları yandaşlarıyla doldurarak adaletsizliği gizlediğini belirten Gök, İnsan Hakları Kurumu’na atananların 22 Eylül 2012’de Resmi Gazete’de yayınlandığını, buna karşın kurumun toplantı yapamadığını ve organlarını seçmediğini ifade etti. Konuşmasında Fransız politik düşünür Montesquieu’nun “Bir rejim halkının adalete inanmadığı bir noktaya gelince mahkum olmuştur” sözlerini hatırlatan Gök, Fransız düşünürün bu sözlerinin de AK Parti hükümetini tarif ettiğini belirtti.
Suriye’de tutuklandıktan sonra aralarında CHP’li milletvekillerinin bulunduğu heyet tarafından alınarak Türkiye’ye getirilen gazeteci Cüneyt Ünal’ın ailesinin Cumhurbaşkanlığına ve Başbakanlığa yazdığı yazıları da açıklayan Gök, şunları söyledi:
“Yüce Meclis huzurunda ilk kez açıklayacağım belgelerle gazeteci Cüneyt Ünal’ın Suriye’den getirilme sürecinin nasıl başladığını yurttaşlarımızla paylaşmak istiyorum. İktidarın aczini ve duyarsızlığını ibretle izleyeceksiniz. 20 Ağustos 2012 tarihinde Suriye’de gözaltına alınan Cünyet Ünal’ın anne ve babası önce Cumhurbaşkanına başvurmuşlardır. Bu başvuruya ‘cumhurbaşkanlığına ilettiğiniz dilekçeniz Dışişleri Bakanlığına gönderilmiştir’ denilerek yanıt verilmiştir. Aile bunun üzerine Başbakan’a başvurmuştur. Bu mektupta Başbakana hitaben, ‘Takdir edersiniz ki ana ve babaların en büyük hazinesi evlatlarıdır. Allah rızası için evladımızla ilgili siz değerli büyüğümüzden çaba göstermenizi ve çocuğumuzun sağ salim getirilmesi için gerekli ilginin gösterilmesini istirham ederiz’ demişlerdir. Başbakan’dan aileye verilen cevabı Türkiye’nin huzurunda ibretle sizlere okuyorum: ‘Başvurunuzda belirtmiş olduğunuz konuyla ilgili evrakınız –kişinin hayatı evrak olmuştur- Dışişleri Bakanlığına sevk edilmiş olup, Dışişleri Bakanlığından gelen cevap üzerine MİT’e başvuru yapmanız gerektiği anlaşılmıştır.’
Başbakanın verdiği cevaba bakın. Bundan da sonuç çıkmayınca aile CHP’ye başvurmuştur. Biz 4 milletvekili çatışma hali olan bir ülkeye her türlü riski alarak gitmiş, bir yurttaşımızı özgürlüğüne, ailesine ve ülkesine kavuşturmuştur. Elin Suriye’sinden gazetecimizi kurtardık ama kendi ülkemizdeki zulümden gazetecileri milletvekillerini kurtaramıyoruz.”
-“TUTUKLANDIKTAN SONRA ÖĞRENCİ OLDULAR”-
Görüşmenin soru-cevap kısmında Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast iddiasıyla yürütülen soruşturma çerçevesinde kozmik odaya girildiği hatırlatılarak bu soruşturmayla ilgili gelişmeler soruldu. Ergin bu konunun çeşitli kereler soru önergesi olarak gündeme geldiğini, bu kapsamda savcılığa yazılan yazılara verilen cevaplarda soruşturmada gizlilik kararı bulunduğunun ve bu nedenle bilgi verilemeyeceğinin bildirildiğini hatırlattı. Ergin, KCK iddianamesinde Abdullah Öcalan’ın neden yer almadığının sorulması üzerine de iddianamelerin savcılarca hazırlandığını belirtti.
Ergin, BDP’li Baluken’in tutuklu öğrencilerle ilgili sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Cezaevindeki öğrencilerle ilgili soruya verilen yazılı cevapta cezaevine girdikten sonra bizim teşvikimizle uzaktan eğitim yöntemiyle üniversite öğrencisi olanların sayısıyla beraber 2 bin 824 öğrenci vardır. Bunların 2 bin 638 tanesi cezaevine girdikten sonra uzaktan eğitim yoluyla üniversite okumaktadır. Üniversite öğrencisiyken tutuklanan kişi sayısı 87’dir.”