SiyasetBu kanıtlar ‘oylamaya’ yenildi

Bu kanıtlar ‘oylamaya’ yenildi

26.10.2008 - 00:09 | Son Güncellenme:

Mahkeme, "odak olmanın" en az yedi üyenin kabulünü gerektirdiğini hüküm altına alınca, çok sayıda kanıt değerlendirme dışı kaldı

Bu kanıtlar ‘oylamaya’ yenildi

AKP'nin laikliğe aykırı faaliyetlerin odağı haline geldiğine ancak eylemlerinin ağırlığının kapatmayı değil sadece Hazine yardımından yoksun bırakılmasını gerektirdiğine hükmeden Anayasa Mahkemesi'nin oluşturduğu içtihat, çok sayıda delilin "odak kanıtı" sayılmamasına yol açtı.
Mahkeme, odak kanıtı sayılacak delillerin en az yedi üye tarafından kabulünün gerektiğini hüküm altına alınca, aralarında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Dışişleri Bakanlığı dönemindeki eylemlerinin de yer aldığı çok sayıda kanıt değerlendirme dışı kaldı.
Mahkeme, kapatma davasını karara bağlarken yargılama yöntemi konusunda önemli bir içtihada imza attı.
Anayasada yapılan değişiklikle bir partinin kapatılması için 11 üyeli mahkemeden en az yedi üyenin kapatma yönünde oy kullanması gerektiğine dikkat çeken mahkeme, iddianamede yer alan bir delilin "odak kanıtı" sayılabilmesi için de yedi üyenin onayı gerektiğine hükmetti. Bu yorum, AKP aleyhindeki çok sayıda delilin odak kanıtı sayılamamasına yol açtı.

Yüzde 47 tartışması
AKP'nin 22 Temmuz seçiminde aldığı yüzde 47'lik oy üyeleri böldü. AKP'nin kapatılmasını isteyen altı üye, 10 üye tarafından "odak" kabul edilen partinin sayısal çoğunluğu ve oy potansiyelinin, amaçlarını gerçekleştirmesini kolaylaştıracağını savundu. Üyeler, laiklik için büyük tehdit yaratan partinin kapatılması için şiddete teşvik gibi bir koşul aranmaması gerektiğini vurguladı.
AKP'ye "hazine yardımından yoksun bırakma yaptırımı" uygulanmasını isteyen dört üye ise 2002'de tek başına iktidara gelen partinin icraatlarının kamuoyunun önünde gerçekleştiğini ve buna rağmen 2007'de yüzde 47 oy almasının seçmenin verdiği onay olarak algılanması gerektiğini ifade etti. Üyeler, AKP'nin, seçmen kitlesini üniversitelerdeki türban yasağının iptal edilmesinin ardından eyleme yöneltmemesini de "şiddete yönelmediğinin kanıtı" olarak gösterdi.

Gül ve Erdoğan kurtuldu
AKP'nin kapatılması yönünde oy kullanan altı üye, Gül'ün Dışişleri Bakanlığı döneminde imza attığı eylemleri de laikliğe aykırı buldu. Ancak, oyların altıda kalması, Gül'ün eylemlerinin odak kanıtı sayılmamasına yol açtı. Altı üyenin, odak sayılması yönünde oy verdiği eylemler şöyle:
- Gül'ün Fethullah Gülen'le bağlantılı grup ve şirketlerle temas kurulması yönünde elçiliklere gönderdiği genelge.
- Gül'ün, Türkiye'nin türbanlı öğrenci Leyla Şahin'in açtığı davada AİHM'ye gönderdiği savunmayı geri çekmesi.
- Erdoğan'ın "Kuran'da kadının toplum içinde türban takması gerektiği yazıyor. Bir demokratik ülkede din özgürlüğü sağlanmalı. Buna, vatandaşların dinlerini yasalara saygı koşuluyla semboller vasıtasıyla ifade etmesi de dahildir" sözleri.
- Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın, "Katı laiklik uygulamasıyla insanlara sosyal hayatı cezaevine çevirecek anlayışlar zararlı..." sözleri.

Haberin Devamı

Ünver: Gerekçe böyle yazılmaz
Yargıtay 8. Ceza Dairesi Onursal Başkanı Naci Ünver, gerekçeli kararın yazılış biçimini eleştirdi. 11 üyeli mahkemeden, 10 üyenin AKP'yi "odak" saydığını anımsatan Ünver, "10 üye suç konusunda anlaşmış. Bu nedenle gerekçeli kararı 10 üye yazmalıydı. Oysa kararı, AKP'ye sadece Hazine yardımından yoksun bırakma yaptırımı uygulanmasını isteyen dört üye yazdı.
Anayasa Mahkemesi Başkanı tarafından, partinin kapatılmasını isteyen altı üyenin azınlıkta kaldıkları gerekçesiyle sadece karşı oy yazdıkları açıklandı. Doğrusu, altı üyenin gerekçeli kararın önemli bölümünü kaleme almalarıydı. Sadece yaptırım konusunda karşı oy yazmalılardı" diye konuştu.