15.12.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Aydın Hasan - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bakanlığının TBMM Genel Kurulu’ndaki bütçe görüşmelerinde, Azerbaycan’la yapılan istişareler neticesinde Türkiye’nin Ermenistan’la normalleşme adımları çerçevesinde karşılıklı özel temsilciler atayacağını açıkladı. Çavuşoğlu, “Her adımda Azerbaycan’la birlikte hareket edeceğiz. Ayrıca, Erivan-İstanbul arasında da charter uçuşlarını önümüzdeki süreçte başlatacağız” dedi. Ermenistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vaan Unanyan da, dün Erivan yönetiminin de Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesine yönelik olarak özel bir temsilci atayacağını duyurdu.
Karşılıklı yapılan bu açıklamalar, iki ülke arasında diplomatik ilişki tesis edilmesi ve ikili ilişkilerin geliştirilmesi çerçevesinde önemli ilk adımlar olarak değerlendirildi.
Ermenistan, Eylül 1991 tarihinde bağımsızlığını kazanmış, Türkiye Aralık 1991’de bağımsızlığı tanımış, o dönemde Ermenistan’a insani yardımda da bulunmuştu. Ancak Ermenistan’ın, 1993’te Azerbaycan topraklarına yönelik işgali üzerine Türkiye, Ermenistan ile doğrudan ticareti sona erdirdi. İki ülke arasındaki sınır kapatılarak kara-demiryolu ve havayolu bağlantıları kesildi. 10 Ekim 2009 tarihinde Zürih’te “Diplomatik İlişkilerin Tesisi Protokolü” ile “İkili İlişkilerin Geliştirilmesi Protokolü” imzalandı. Ancak Ermenistan yönetiminin tutumu ve Ermenistan Anayasa Mahkemesi’nin aldığı karar sonrasında bu protokoller ile ilişkilerin normalleşmesi için bir adım atılamadı. Bölgedeki gelişmeleri yakından takip eden uzmanlar, son sürece ilişkin Milliyet’e şu değerlendirmelerde bulundu:
DENGELER DEĞİŞTİ: 3+3 FORMÜLÜ
Doçent Ramin Sadık (Bayburt Üniversitesi Öğretim Üyesi): Karabağ Savaşı, dengeleri değiştirdi. Savaşın sonuçları Türkiye ile Azerbaycan’ın lehine oldu. Ermenistan, önce Türkiye karşıtı propagandaya yöneldiyse de zaman içinde Türkiye’ye ihtiyacı olduğunu gördü. Ermenistan yönetimi, Türk ürünlerine yasak getirse de, piyasa bunu dinlemedi. Ermeni işadamları, Gürcistan üzerinden Türk mallarını yine Ermenistan’a soktular. Erdoğan ile Aliyev’in Karabağ Savaşı sonrasında 3 artı 3 formülünü gündeme getirmeleri, aslında bir el uzatmaydı. Ermenistan, Rusya ve İran’dan kopmak istemiyor. Diğer yandan da Batı, Ermenistan’ın kafasını çelmeye çalışıyor. Atılan bu son adımlar, özel temsilcilerin atanacak olması, ilişkilerde yeni bir merhaleyi gösteriyor. Türkiye’nin süreci Azerbaycan ile koordine ederek yürüttüğü anlaşılıyor. Normalleşmenin sağlanması için önce Azerbaycan ile Ermenistan arasında barış anlaşmasının yapılması gerekiyor.
HALK DÜŞMAN DEĞİL
Doçent Halil Özşavlı (Akademisyen, AK Parti Şanlıurfa Milletvekili): Çok müspet bir adım atıldı. Bu kararların bölgede huzur ve refahın oluşmasına büyük katkıları olacak. Ermeni halkının bir bölümü Türkiye’den hiç kopmadı. Çok sayıda Ermenistan vatandaşı, Gürcistan üzerinden Tiflis, Batum, Artvin yoluyla İstanbul’a gidip geliyor.
Erivan halkının çoğunluğunu Türkiye’den giden Ermeniler oluşturuyor. Erivan’da Yeni Urfa, Yeni Arapgir, Yeni Adana diye mahalleler, yerleşim yerleri var. Halk, Türkiye’ye düşman değil. Düşmanlıkta kilise ve diasporanın çok etkisi var. Diaspora, Ermeni halkının 50 yılını çaldı.
CİDDİ BİR AÇILIM
Doçent Ali Faik Demir (Galatasaray Üniversitesi): Çok önemli bir adım atıldı. Önemli, gerekli ve zamanlama açısından iyi bir adım oldu. Bu noktada tüm taraflar adım atıyor. Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin gelişmesi, Azerbaycan’a da olumlu etki yapacaktır. Bu ciddi bir açılım. Görünen bunu Rusya da destekliyor. Ermenistan’ın attığı adımlarda Rusya’nın önemli bir etkisi vardır. Çözüme yönelik bir adım atılmış oldu. Büyükelçiliklerin açılması için ise kanaatimce daha zaman gerekiyor. Atılan adımlara, zaman vermek lazım. Bu süreç küçük adımlar ile sürekli ilerleyebilir.
BAKAN ÇAVUŞOĞLU 3+3 FORMÜLÜNÜ ŞÖYLE AÇIKLAMIŞTI
Geçtiğimiz Ocak ayında çıktığı Kafkasya turunun son durağı olarak Türkiye’ye gelen İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşme öncesinde İstanbul’da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile baş başa görüşmüştü.
Görüşme sonrası yapılan ikili basın toplantısında Güney Kafkasya’daki ateşkesin kalıcı olması gerektiğine vurgu yapan Çavuşoğlu, “Sadece istemek yetmez, katkı sağlamamız gerekiyor. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in önerisi, Sayın Putin’in, Sayın Cumhurbaşkanımızın ve diğer liderlerin desteklemesiyle ‘3 artı 3 formatında’ Güney Kafkasya’yla ilgili bir iş birliği planlıyoruz. Güney Kafkasya’daki barış ve istikrar herkesin yararınadır ve bu bölgedeki normalleşme yine özellikle bölge ülkelerinin yararına olacaktır. Ama en çok da Ermenistan ve Ermenistan halkı faydalanacaktır. Dolayısıyla Ermenistan’ın da bu doğrultuda yapıcı adımlar atmasını bekliyoruz” ifadeleriyle 3+3 formülüne açıklık getirmişti.
Zarif de Türkiye ile istişare ettikten sonra Kafkasya’da 6’lı platform (Türkiye, Azerbaycan, Rusya, İran, Gürcistan ve Ermenistan) sürecini başlattığını hatırlatarak, “Ateşkes kalıcı hale gelmelidir. Bölgede ticaretin ve ekonominin canlanması sağlanmalıdır. Birçok farklı alanda işbirliği yapabiliriz. Umarım bu iş gerçekleşir” diye konuşmuştu.