SiyasetBaşbakanlık Tezkeresi kabul edildi

Başbakanlık Tezkeresi kabul edildi

27.06.2016 - 18:01 | Son Güncellenme:

TBMM Genel Kurulu'nda, Lübnan'da, Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü (UNIFIL) kapsamında bulunan Türk askerinin görev süresinin bir yıl daha uzatılması konusunda hükümete yetki verilmesini öngören Başbakanlık Tezkeresi kabul edildi.

Başbakanlık Tezkeresi kabul edildi

TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Malatya Milletvekili Taha Özhan, "İçinden geçtiğimiz bölgesel, kırılgan ve hassas bir dönemde Lübnan'da toplumsal uyumun korunması her zamankinden daha fazla önem kazanmıştır. Bu bakımdan, Türkiye olarak Lübnan'ın yanında durmaya devam etmemiz gerektiğini düşünüyorum." dedi.

Haberin Devamı

Özhan, TBMM Genel Kurulunda, Lübnan'da, Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü (UNIFIL) kapsamında bulunan Türk askerinin görev süresinin bir yıl daha uzatılması konusunda Hükümet'e yetki verilmesini öngören Başbakanlık Tezkeresi'nin görüşmeleri sırasında AK Parti Grubu adına söz aldı.

Taha Özhan, bölgedeki gelişmelerin, Türkiye'nin istikrar ve güvenliğinin bölge ve komşu ülkelerden ayrı düşünülemeyeceğini ortaya koyduğunu söyledi.

Dış politika önceliklerinden birinin yakın ve komşu coğrafyada barış, güvenlik ve istikrarın tesisi olduğunun altını çizen Özhan, "Etrafımızda bir barış, güvenlik, istikrar ve refah kuşağı oluşturulması için her zaman olduğu gibi özveriyle gayretlerin sürdürülmesi gerekmektedir ve bu gayretlerin içerisinde de bu tezkerenin konusu olan uluslararası kuruluşlar da bulunmaktadır." diye konuştu.

Haberin Devamı

Tezkereye konu olan askeri gücün bölgedeki faaliyetleri hakkında bilgi veren Özhan, Lübnan'ın içinde bulunduğu koşullar ve Türkiye ile ilişkilerine de değindi.

Özhan, "İçinden geçtiğimiz bölgesel, kırılgan ve hassas bir dönemde Lübnan'da toplumsal uyumun korunması her zamankinden daha fazla önem kazanmıştır. Bu bakımdan, Türkiye olarak Lübnan'ın yanında durmaya devam etmemiz gerektiğini düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

Lübnan'da TİKA'nın de etkin çalışmalar yaptığını dile getiren Özhan, bu çalışmalar hakkında da bilgi verdi.

-"Ümit ederiz AB krizi bir Avrupa krizine dönüşmez"

Türkiye'nin AB ile ilişkileri ve AB'de yaşanan gelişmelere ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Özhan, Türkiye'nin her zaman birlik ile ilişkilerini rasyonelleştirmek için çaba harcadığını, ancak AB'nin karar alma süreçlerinin içine düştüğü kısır döngüden çıkarak Türkiye'ye net bir pozisyon ifade edecek duruma gelemediğini kaydetti.

Özhan, "Ümit ederiz AB krizi öncelikle bir Avrupa krizine dönüşmez, ardında domino etkisi yaparak küresel anlamda yeni bir kısır döngünün ortaya çıkmasına yol açmaz." diye konuştu.

-"Türkiye sürekli Hamas'a yapışma politikasından vazgeçmelidir"

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz da görüşmeler sırasında grubu adına yaptığı konuşmada, tezkereye olumlu oy vereceklerini belirterek, bu tür uluslararası görevlerin ülkelerin görünürlüğü ve etkinliği açısından önemli olduğunu söyledi.

Haberin Devamı

Türkiye ile İsrail arasındaki mutabakata değinen Yılmaz, Gazze'ye ablukanın kaldırılmasının gemilerin doğrudan Gazze limanına gitmesi anlamına geldiğini, ancak yapılan açıklamaların ablukanın kalkmadığını ortaya koyduğunu savundu. Yılmaz, "Gazze'ye abluka kalkmıyor. Olan İsrail Limanı'ndan, İsrail denetiminde Gazze'ye geçecek malların hızlandırılmasından ibarettir. Yani abluka hafifliyor." değerlendirmesinde bulundu.

CHP olarak İsrail ile ilişkilerin normalleşmesinden yana olduklarının altını çizen Yılmaz, "Biz İsrail ile ilişkilerin normalleşmesini isteriz ve destekliyoruz. Ama bu konuda İsrail aleyhtarlığının ve Filistin sempatisinin sürekli kamuoyunda pohpohlanmasını ve bunun oya çevrilmesini, iç politika malzemesi yapılmasını da reddediyoruz." dedi.

Haberin Devamı

İktidarın, Filistin konusuna bütünlükçü bir anlayış içinde bakması, bütün bileşenleri kendi ortamları içinde değerlendirerek ele alması gerektiğini savunan Yılmaz, "Türkiye sürekli Hamas'a yapışma politikasından vazgeçmelidir. Bu bize zarar veriyor." ifadesini kullandı.

-"Biz üye miyiz ki referanduma götürelim?"

Yılmaz, Türkiye-AB ilişkileri konusunda da bugünkü konjonktürde Avrupa'da milliyetçi yaklaşımların ağırlık kazandığına dikkati çekti. Öztürk Yılmaz, "Konu böyleyken bizim çekilmemiz, 'Biz gerekirse bunu referanduma götürürüz." gibi yaklaşımlar sergilememiz yanlıştır. Biz üye miyiz ki referanduma götürelim? Zaten istenmediği zaman ilişkiler götürülmez yani götürülmek istenmiyorsa referandum kılıfının hazırlanmasını da anlamlı bulmuyoruz. AB konusunda da en azından biz kendi sürecimize sahip çıkmalıyız, kendi sürecimiz neyi gerektiriyorsa onu yapmalıyız." diye konuştu.

Yılmaz, Avrupa'nın kendi iç sorunlarıyla uğraştığı bir durumdan vazife çıkarıp "Biz de buradan çıkalım." gibi bir anlayış sergilemenin Türkiye'ye zarar vereceğini savundu.

Haberin Devamı

Türkiye ve Rusya arasındaki olumsuzlukların her iki ülkeye de zarar verdiğini anlatan Yılmaz, "Umuyoruz, Rusya'yla ilişkilerimizde de düzelme olur. Türkiye kendi gücü oranında, kendi ulusal çıkarları oranında Rusya'yla ilişkileri tekrar rayına oturtmak zorundadır." dedi.

-"Biz altı yıldır İsrail ile neden kavga ettik?"

CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı da şahsı adına söz alarak, iktidarın dış politikasını eleştirdi.

İktidarın dış siyaseti zigzaglar içinde götürdüğünü ileri süren Salıcı, İsrail ile ilişkilerde gelinen süreci de değerlendirdi.

Salıcı, şunları kaydetti:

"Bugün anlaşma açıklandı. Bugün itibariyle Türkiye'den Gazze'ye gidecek herhangi bir geminin Aşdod Limanı'nda İsrail denetimine tabi tutulmadan Filistin'e geçme imkanı var mı? Yok. Peki biz altı yıldır İsrail ile neden kavga ettik? Ya da bugün 'zafer' diye sunduğumuz şey nedir? Bundan önce de İsrail'i by-pass ederek Filistin'e yardım ulaştıramıyordunuz, bugün de İsrail'i by-pass ederek Filistin'e yardım ulaştıramıyorsunuz. Yani bütün mesele aslında TOKİ'nin orada yapacağı bir miktar sosyal konut mudur? Ya da Türkiye ile Almanya işbirliğinde orada yapılacak olan enerji üretim tesisi midir?"

Salıcı, iktidarın Türkiye'de yaşanan her olumsuz olayı örtmek için dış politikayı iç politika malzemesi haline getirdiğini ileri sürerek, dış politikanın kendi içinde istikrarlı olması gerektiğini vurguladı.