26.10.2020 - 11:36 | Son Güncellenme:
AA
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bugün dinimizle ilgili provokatif paylaşımlar yapılıyor. Oysa biz dün de Müslümandık. Ama sorun şu ki dün, onların istediği gibi Müslümandık. Kafamızı kaldıramıyor, söz söyleyemiyorduk. Oysa bugün inancımızı da tarihimizi de kendi istediğimiz ve kendi düşündüğümüz gibi yaşıyoruz." dedi.
Soylu, Mülkiye Teftiş Kurulu 2020 Yılı İnceleme Araştırma Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, müfettişlerin bazıları ile aynı dönemin çocukları olduğunu belirterek, geçmişte, yabancı bir gazetede veya bir filmde Türkiye'nin ismi geçtiği zaman heyecanlandıklarını veya bir yabancı politikacının verdiği beyanın çok önemli olduğunu söyledi.
Orta halli yabancı bir bürokratın Türkiye ziyaretinin bile kamu yönetiminde tedirginliğe sebep olduğunu dile getiren Soylu, artık durumun değiştiğini belirterek, şunları söyledi:
"Gandhi'nin meşhur bir sözü var. 'Önce seni görmezden gelirler, sonra sana gülerler, sonra seninle kavga ederler ve sonra sen kazanırsın', biz şu anda üçüncü aşamadayız. Yani bizimle kavga ettikleri aşamadayız yaşananların sebebi şudur; Türkiye 21. yüzyılın başından itibaren büyük bir değişim yaşamıştır ve bu değişimde kendi medeniyet kimliğini merkeze almıştır. Sadece kendi silahını, kendi yazılımlarını değil, kendi politikalarını da üretme kapasitesine ulaşmıştır. Yirmi birinci yüzyılın ilk on yılının sonunda, sadece altyapıda attığımız adımları, otoyollarımızı, hastanelerimizi konuşuyorduk. Ne zaman ki IMF borçlarını bitirmeyi konuşur olduk, ne zaman ki kendi insansız hava araçlarını yapıp hem terörle mücadelede kullandık hem de ihraç etmeye başladık, ne zaman ki yeni hükümet sistemi dedik, terör bitecek dedik, 15 Temmuz’da darbeye hayır dedik, ne zaman ki dünyanın kendi kapısından ittiği göçü yönettik, yani ne zaman ki sınırlarımızın dışına taşan başarılar ortaya koyduk, işte o zaman işler değişti.
Bugün Libya'da, Doğu Akdeniz'de, Azerbaycan'da, Suriye'de, Irak'ta, Türkiye kendi politikalarını ortaya koyuyor, Türkiye insani politikaları savunuyor, Türkiye bölgenin huzur ve barış içerisinde olmasını istiyor. Türkiye başkalarının bu bölgenin istikrarını bozmalarını engellemek için bölgenin insanıyla beraber aynı duygudaşlığı yaşıyor ve aynı adımları atıyor."
"İNANCIMIZI KENDİ İSTEDİĞİMİZ GİBİ YAŞIYORUZ"
Türkiye'nin artık sadece gelişen değil aynı zamanda da küresel olarak iddialı bir ülke haline geldiğini vurgulayan Soylu, İslam'a yönelik saldırıları da değerlendirdi. Soylu, "Bugün dinimizle ilgili provokatif paylaşımlar yapılıyor. Oysa biz dün de Müslümandık. Ama sorun şu ki dün, onların istediği gibi Müslümandık. Kafamızı kaldıramıyor, söz söyleyemiyorduk. Oysa bugün inancımızı da tarihimizi de kendi istediğimiz ve kendi düşündüğümüz gibi yaşıyoruz." diye konuştu.
Soylu, Türkiye'nin bugününü ve yarınını kendi hedeflerine göre planladığını söyledi.
İçişleri Bakanlığı ve bağlı kurumların köklü geçmişe sahip olduklarını hatırlatan Soylu, Türkiye'nin her değerinin, her damla alın terinin, gelecek için en doğru ve en verimli şekilde kullanabilmesinin önemini vurguladı.
Türkiye'nin başına gelenlerden sonra edindiği tecrübeleri gelecek nesillere bir sistem olarak aktarması gerektiğine işaret eden Soylu, "Türkiyeyi geçmişten ayıran önemli bir gerçek var, Türkiye tarihiyle, bilgisiyle, köklü geçmişi ve kendisine bırakılan emanetlerle, kapasitesinin kendisine el verdiği ölçülerde çok önemli ve stratejik adımlar atıyor." dedi.
Soylu, yapılması gerekenin "Cumhurbaşkanlığı sistemi altında sistemi iyi kurmak ve içeriden açık vermemek" olduğunu dile getirdi
Teftiş kurulunun çalışma sahasının, sadece rapor yazıp ceza kesmek olmadığını belirten Soylu, kurulun rehberlik eden ve yol gösteren bir teşkilat olduğunu kaydetti.
Bakanlığın çalışmaları hakkında da bilgi veren Soylu, göç, trafik, asayiş, uyuşturucu gibi konularda hem strateji belgeleri hem de bilimsel saha araştırmalarıyla sorunlara yaklaştıklarının altını çizdi. Soylu konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Eğer trafik kazalarında 2015 yılına göre 2019 yıl sonu itibarıyla yıllık bazda 2 bin 57 kişi daha az can kaybı yaşandıysa, eğer 2017'deki uyuşturucuya bağlı 941 can kaybı sayısını 2019 sonu itibarıyla 342'ye çekebilmişsek, PKK terör örgütüne 2015'te 5 bin 550, 2016'da yıllık 703 kişi katılırken 2019 yılının tamamında 130 kişi, bu yıl da 44 kişi katılıyorsa, buna mukabil 2016'da ikna edilerek teslim olan kişi sayısı 49'ken, 2019’da 273, bu yıl içinde halen 182 olabiliyorsa, son 3,5 yılda 800 rakamını ikna ederek adalete teslim kabiliyetini güvenlik güçlerimiz sağlayabiliyorsa, Türkiye asayişte evden hırsızlık günlük ortalamasını 2016-2020 arasında 240'tan 154'e çekebiliyorsa ve Türkiye dünyanın öcü gibi korktuğu göçü, medeniyet değerlerine yakışır şekilde yönetebiliyorsa bütün bunlar ciddiyetli, stratejik ve konuşmamın başında ifade etmeye çalıştığım, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 21. yüzyılın başından itibaren ortaya koyduğumuz mantalite sayesindedir."
"ÖNEMLİ BİR KAN DEĞİŞİMİ"
Mülkiye Teftiş Kurulu bünyesine 15 Temmuz sonrasında 53 mülkiye müfettişinin katıldığını belirten Soylu, "116 mülkiye müfettişimiz, 32 de vali mülkiye müfettişimiz ki ben bunun da Bakanlığımız için kazanç olduğunu düşünenlerdenim." dedi.
Kurulun çalışmalarının devam ettiğini ve 23'ünün idari görevde olduğunu belirten Soylu, "Aktif mülkiye müfettişlerimizin yaklaşık yarısı, 15 Temmuz sonrası dönemde aramıza katıldı. Bu önemli bir kan değişimidir. Bir devlet geleneğinin gelişmesi ve güçlenmesidir." diye konuştu.
Soylu, Mülkiye Teftiş Kurulu 2020 Yılı İnceleme Araştırma Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, bir dönem genel teftişlere ara verildiğini hatırlattı.
"FETÖ sadece devleti ele geçirmeye çalışan bir organizasyon değildir. 'Devletin içerisinde vatansever, milletsever, ülkesever insanlar olur da açığa düşeriz' diye başka bir mantığı ortaya koymuştur. Devletin içini boşaltmaya çalışmıştır." diyen Soylu, FETÖ'nün ayrıca devletin denetim mekanizmasını çürütmeye ve etkisiz hale getirmeye çalıştığını vurguladı.
Bakan Soylu, "Bizim yapmamız gereken, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin gelecek nesillerde kendi sistem duvarını korumasını sağlayabilmek ve milletimizin bu sistem duvarıyla beraber bir daha bu tehlikelerle karşı karşıya kalmaması lazım geldiğini ifade ediyor muyduk? Tam da buradaki vidaların tekrar yerlerine konulması ve sıkılması lazımdı. 15 Temmuz'dan beri Türkiye bunu yapıyor, her haliyle..." diye konuştu.
İçişleri Bakanı Soylu, güçlü bir istihbarat yapısıyla sadece terörle mücadele de değil, aynı zamanda asayiş, göç ve uyuşturucu olaylarında da nasıl bir kazanım elde edildiğinin gösterildiğini anlattı.
Mülkiye Teftiş Kurulunda en önemli mekanizmanın "denetim mekanizması" olduğuna dikkati çeken Soylu, bir taraftan denetimin bir taraftan da rehberliğin ortaya konulduğunu aktardı.
Yerel yönetimlerin denetiminin de asli görevlerinden olduğunu dile getiren Soylu, Mülkiye Teftiş Kurulunun denetim ve rehberlik hizmeti olduğu kadar, önleyicilik hizmeti de bulunduğunu ifade etti.
"TÜRKİYE NÜFUS HİZMETLERİNDE HAKİKATEN ÇAĞ ATLADI"
Bakan Soylu, yakın zamanda istihbarat birimleri, belediyeler, kalkınma ajansları, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve uluslararası sivil toplum kuruluşları, geri gönderme merkezleri, kayyumlar, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıkları gibi kurum ve kuruluşlarda sadece özel teftişe tabi denetimler yapıldığına işaret etti.
Nüfus müdürlüklerinde de özel teftişe tabi denetimler yapıldığını hatırlatan Soylu, "Türkiye nüfus hizmetlerinde hakikaten çağ atladı. Şu ana kadar böyle biraz daha tasarruf da ederek, 140'a yakın nüfus müdürlüğümüzü restore ettik, yani yeni konseptimize döndürdük. Vatandaşımız gittiği zaman bir bankadan çok daha modern bir devlet kuruluşuyla karşılaşıyor." şeklinde konuştu.
Devletin teknolojide, verimlilik ve vatandaşın memnuniyete ulaşması ve hizmet anlayışında da özel sektörün gerisinde kalmaması gerektiğine dikkati çeken Soylu, buna mekan, personelin eğitimi, davranış biçimi ve hızlılığının da dahil olduğunun altını çizdi. Soylu, şöyle devam etti:
"112 acil çağrı merkezi, Allah nasip ederse yani ben tarih veriyorum ki arkadaşlar biraz daha gaza bassınlar diye haziranın sonunda inşallah Türkiye'nin her tarafından 112 çevrilecek, 155, 156, 157, itfaiye, orman, sağlık hepsi bir arada olacak. Peki bu niye heyecanlandırıyor bizi? Bizi heyecanladırmasının sebebi, elbetteki konforlu birşey, birçok numarayı bilmemize gerek kalmayacak, modern bir şey ama başka birşey daha var; elimizde öyle bir data öyle bir veri olacak ki kazanın, hırsızlığın en çok nerede olduğunu bir tuşla görebileceğiz. Bir kaza olduğu zaman bir sağlık ekibinin hangi saatte nereden oraya ulaşabildiğini, daha iyi konumlanma noktasının neresi olması lazım geldiğini çok rahat bir şekilde görebileceğiz. Orman yangınlarının hangi bölgede olduğunu ve buna ait tedbirlerin ve önlemlerin hangi bölgeye doğru yoğunlaştırılması lazım geldiğini görebileceğiz. Beni heyecanlandıran tarafı burası. Elimizde bütün bilgiler ve bütün veriler olacak."
Bu konuda alınacak personelin önemli bir bölümünü, acil çağrı hizmeti eğitimi görenlerden seçeceklerini ifade eden Soylu, "Böylece orada vadettiğimiz şey şudur; eğitimini alan, profesyonel ve bu konuda önemli ölçüde çaba sarfeden bir anlayışı ortaya koymuş olacağız." dedi.
"CUDİ'NİN KALBİNE GÜVENLİK KULELERİMİZLE GİRDİK"
Soylu, yapılan güvenlik operasyonlarına da değinerek, "Cudi'nin kalbine güvenlik kulelerimizle girdik. Şimdi çok uzun yıllardan beri 100 yılı aşkın bir zamandan beri Türkiye'nin önemli bir güvenlik meselesi olan İran'dan Türkiye'ye terörist aktarımının önemli bir merkezi olan Tendürek'te de aynı şeyi yapacağız. " diye konuştu.
Her meselede bambaşka bir yapı ortaya koymaya çalıştıklarını dile getiren Soylu, sorumluluklarında bulunan 2020 ve 2030 Karayolları Trafik Stratejik Planı üzerinde tam bir yılı aşkın bir süredir çalışıldığına işaret etti.
Dünyada 2011-2020 Stratejik Planı'nda, verdiği söze sadık kalan, uyan ülkenin Türkiye olduğunu vurgulayan Soylu, "Trafik kazaları ölüm sayısı yüzde 50'nin üzerinde bizde azaldı. Dünyada bir ülke daha var." ifadesini kullandı.
Soylu, araç, yol standardı ve trafikte alınan tedbirlerin eş güdüm içerisinde götürüldüğünü belirtti.
Denetim ve teftişlerden elde edilen sonuçları izlediklerini bildiren Bakan Soylu, hedefte bir sapma söz konusu olduğu zaman da bir araya gelerek, bu sapmayı değerlendirdiklerini söyledi.
Ayrıca yıllık planlar yaptıklarını, salgın döneminde de bunu revize etmeyip, salgının genel faaliyet planlarına etkilerini görmek istediklerini aktaran Soylu, salgın öncesi ve salgın sonrasında da ayaklarını yorganlarına göre uzattıklarını anlattı.
"FETÖ ile mücadelede İçişleri Bakanlığı bünyesinde toplam 26 bin 725 personel hakkında mülkiye müfettişleri tarafından rapor düzenlendi." diyen Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu sayılar, bize tarif etmeye çalıştığım İçişleri Bakanlığı trendlerinden Mülkiye Teftiş Kurulumuzun da ayrışmadığını göstermektedir. Bu bizim için hem bir mutluluk kaynağıdır hem de önümüzdeki dönemde bu kurumdan beklentilerimize dair içimizi rahatlatan bir göstergedir."
Soylu, kurula seslenerek, sadece cezalandıran değil, mümkün olduğunca hata yapmayan bir teşkilata doğru yönelmeleri gerektiğini vurguladı.
Vatandaşa hizmette karakollara güven masaları kurduklarını aktaran Soylu, vatandaşın memnuniyetinin en üst düzeyde olması gerektiğini ifade etti.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, teknolojiyi yoğunlaştıran, bürokrasiyi azaltan bir anlayış ortaya koyduklarını dile getirdi.
Tüm Mülkiye Teftiş Kurulu üyelerine ayrı ayrı teşekkür eden Soylu, "İnanıyorum ki ortaya koyacağımız düşünce, yürüyüş ve belirleyeceğiniz bu anlamlı çizgi gelecek nesillerimize büyük katkı sağlayacaktır. Tıkır tıkır işleyen, vatandaşının güven duyduğu, vatandaşının emrine amade olan bir devlet anlayışını ve kendini her an hazır, güçlü gören devlet anlayışını hep beraber gelecek nesillere daha güçlü bir şekilde bırakacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Soylu, eğitim programının başarılı geçmesini ve hayırlı sonuçlara vesile olmasını da diledi.