22.09.2021 - 18:37 | Son Güncellenme:
Mustafa KIRLAK-Turgut DAĞDEVİREN/ORDU (DHA) - AA
Bakan Soylu, Ordu'nun Ünye ilçesinde hayırsever iş insanı Banu Akdeniz tarafından yaptırılan Şehit Eren Bülbül Özel Eğitim Anaokulu'nun açılış töreninde yaptığı konuşmada, Ordu'da olmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi.
Sabah erken saatlerde Kastamonu'ya gittiklerini ifade eden Soylu, bölgede sel afetinden sonra yapılan çalışmaların hangi noktada olduğunu, müdahale edip edemeyecekleri bir sürecin olup olmadığını, hangi çerçeve içerisinde yürüdüğünü tetkik etmek amacıyla incelemelerde bulunduklarını söyledi.
Soylu, Sinop'a da uğradıklarını ve burada da değerlendirme yaptıklarını belirterek, bu bölgede ciddi bir sel afeti yaşandığını hatırlattı.
Bölgede, mevsim normallerinin çok üzerinde yağan yağmur ve taşkınlar nedeniyle hem heyelanlar hem de sellerle karşı karşıya kalındığına işaret eden Soylu, çocuk yaşlardayken bu yollarda heyelanlar sonucu yolların kapalı olması nedeniyle 24 saat ile 36 saat arasında kaldığını hatırladığını anlattı.
Bakan Soylu, bu konuda tedbirlerin alınması gerektiğini, herkese sorumluluk düştüğünü vurguladı.
Çok uzun yıllardan beri hükümetin bu konuda önemli çalışmalar yaptığına dikkati çeken Soylu, "Eğer Bartın'da belli tedbirler zamanında alınmamış olsaydı, o barajlar yapılmamış olsaydı, gerekli sel ve taşkına yönelik tüm tahkimatlar gerçekleştirilmemiş olsaydı biz Kastamonu, Ayancık ve Bozkurt'ta yaşadığımızın belki daha büyük felaketini Bartın'da yaşayacaktık." diye konuştu.
Soylu, burada yaşanan sel öncesi orman yangınları ile Rize ve Artvin'de yaşanan sel felaketlerini anımsatarak, "Bu karşılaştığımız hadiselere karşı bu milleti ayakta tutan, hem de güçlü tutan gördük ki bizim inancımızdır, teslimiyetimizdir ve maneviyatımızdır." dedi.
Afetlerden sonra yardım kampanyaları açıldığını belirten Soylu, "Ne yazık ki birileri de hiç gecikmez, yardım kampanyalarını yerden yere vurma kampanyaları açarlar. Maalesef fitne üretme kampanyaları açarlar. Her türlü tevziatı ortaya koyarlar. Oysa biz bunu devlet aciz olduğu için açıyor değiliz." ifadesini kullandı.
"Biz iyilik medeniyetin çocuklarıyız"
Soylu, "Biz iyilik medeniyetin çocuklarıyız" diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Etrafımızdaki coğrafyadaki ateş çemberini biliyoruz. Sudan'dan Yemen'e kadar. Bunlar başka ülkelerin gönül bağı olan milletler, başka milletlerin gönül bağı olan ülkeler değil. Bunlar bir dönem aynı sancak altında birlikte yaşadığımız, birlikte millet olduğumuz, unutmamamız gereken, eğer unutursak bunun bedeliyle karşılaşacağımızı bilen bir medeniyetin çocuklarıyız biz. Biz biraz kendimizi bulduk, biraz zengin olduk diye şımarmalı mıyız? Sırtımızı mı dönmeliyiz? Şu anda hemen yanı başımızdaki ülkelerde yaşayan, bundan 100 yıl önce millet olduklarımızın fakru zaruret içerisinde olmalarına gözümüzü mü kapamalıyız? Eğer birçok oyunla birçok fitneyle, birçok sıkıntıyla karşı karşıya kalıyor ve bunları aşıyorsak bilesiniz ki bu milletin dayanışma ruhudur, yardımseverliğidir. İnancımızın sürekli bize tembih ettiği 'Komşun açken tok yatan bizden değildir.' anlayışının ruhlarımıza işlemesidir."
Etraftaki coğrafyada büyük sıkıntılar olduğunu ifade eden Soylu, şöyle devam etti:
"Ama ben bu ülkenin evladı olarak milletimizle de insanımızla da gurur duyuyorum. Dünyanın her tarafında izimiz var. Bangladeş'te yangın olur, evler yanar, bizim izimiz var. Yemen'de izimiz var. En son Haiti'de deprem oldu, bizim izimiz var. Hırvatistan'da deprem oldu, biz göbeğinde bulunduğu Avrupa'nın oraya konteyner şehirlerimizle herkesten önce gittik. Biz başka bir milletiz. Bunu gerçekleştiren bu özgüveni bize sağlayan bir liderimiz, Cumhurbaşkanımız var."
Bakan Soylu, yardım işlerinin çok bereketli olduğunu vurgulayarak, "Sel ve yangın hesaplarımıza AFAD ve valiliklerimizin açtığı yardım hesaplarına şu ana kadar tam 635 milyon lira geldi. Katar ve Kuveyt'in de taahhütleri ile birlikte 1 milyarı buluyor. Bu önemli bir şeydir. Allah Cumhurbaşkanımızdan razı olsun. Eğer orada o işlerin tamamı yapılıyorsa bizim elimizi dar tutmamamızdan kaynaklanmaktadır. Allah bu milletten de razı olsun. 1400 tır ve kamyon ayni yardım malzemesi geldi. Hiçbir aksama olmadan da bu bölgede vatandaşlara dağıtıldı." dedi.
Ordu'da açılan okulun çok önemli bir hayır işi olduğuna dikkat çeken Soylu, şunları kaydetti:
"Yardım etmek bile nasip işidir. Allah nasip edecek. Allah nasip etmezse yapamazsınız. Demek ki Cenab-ı Allah'ın böyle bir nasibi var. Biz ne yaptıysak çocuklarımız ve geleceğimiz için yapıyoruz. Bu eğitim yuvalarında pırıl pırıl çocuklar yetişsin, onlar sayesinde ay yıldız bayrağımız dün ve bugün olduğu gibi yarın da nazlı nazlı dalgalansın diye yapıyoruz. Bizim Eren'imiz de böyle okullarda okudu. Vatan ve millet sevgisini ailesinden, öğretmenlerinden, camisindeki hocasından, arkadaşlarından ve büyüklerinden aldı. O sorumlulukta şahadete yürüdü, şehit oldu. Bu çocuklarımızın geleceği hepimiz için önemli."
Bakan Soylu, faizlerle ülkenin birikimlerinin bir gecede har vurup harman savurulduğunu, paranın birilerinin kasalarına aktığını gören bir nesil olduklarını vurguladı.
"Biz terörden günde onlarca ay yıldızlı tabutu taşıyıp içine acısını atan büyük bir milletiz" ifadesini kullanan Soylu, şöyle devam etti:
"Memleketimizi bölmek ve parçalamak isteyenlerin acımasız bir şekilde üzerimize saldırdığı bir nesiliz. Amerika'dan, Avrupa'dan şöyle parmak sallayıp bizi kendi içimizde büzmek isteyenlere şahit olduğumuz bir nesiliz. Biz karşı karşıya kaldığımız bazen doğal afetlerde ne yapacağımızı bilemediğimiz, terörle mücadele ederken insansız hava araçları bozulunca onları tamire gönderdiğimizde geri gelmesini iki elimizi maalesef şakaklarımıza koyup endişe içerisinde bekleyen bir nesiliz."
Soylu, gelecek nesillere böyle bir endişe bırakamayacaklarının altını çizerek, "Onun için çok çalışıyoruz. Onun için çok gayret gösteriyoruz. Onun için birilerinin, 'Alınmalı mı, alınmamalı mı?' diye bekleştiği risklerin hepsini alarak ülkemizi zengin, güçlü ve büyük bir Türkiye yapmaya çalışıyoruz." diye konuştu.
Bu durumlara kendilerinin alışkın olduğunu ancak gelecek nesillerin böyle bir tabloya ne kadar dayanıp dayanmayacağını bilemediklerini belirten Soylu, pusuda bekleyen bir dünyaya açık halde bırakmaları durumunda onlara haksızlık etmiş olacaklarını dile getirdi.
Soylu, gelecek nesillere onları bu tür durumlardan koruyan, güven içinde büyüyecekleri, etrafında güzel tohumlar ekilmiş bir Türkiye bırakmak durumunda olduklarına dikkati çekerek, "Bunu da yapıyoruz hep birlikte zaten. Onun için sorumluluğumuz, bu neslin sorumluluğu çok büyüktür. Allah'ın izniyle biz burada bunu başarabileceğimize de inanıyoruz." dedi.
"Uyuşturucu mücadelesindeki alarm halimiz devam etmektedir"
Uyuşturucuyla mücadelenin devam ettiğini belirten Soylu, kendileri için terör ne ise uyuşturucuyla mücadelenin de aynı olduğunu söyledi.
Soylu, 2017 yılında 941 kişinin uyuşturucuya bağlı nedenle hayatını kaybettiğini anımsatarak, şunları kaydetti:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla bir başladık, bana da kızdılar bu arada, zaten bize kızmak için fırsat da kolluyorlar. Demişim ki 'Uyuşturucu satıcısını görünce polis veya jandarmamız ayağını kırsınlar.' Kötü mü demişim? Şimdi gelen noktayı söyleyeyim. O gün 941 idi uyuşturucuya bağlı direkt ölümler, geçen yıl toplam 314'e geldi. Bu yıl da yüzde 26 ölümlerdeki düşüşle birlikte gidiyoruz. O gün cezaevinde olan insan sayısı, uyuşturucu satan insan sayısı 35 bin civarındaydı, bugün 92 bin kişi cezaevlerinde."
Çocukların okul civarında uyuşturucuya musallat edilmesinden koruyabilecek bir anlayışı hep birlikte oluşturduklarına işaret eden Soylu, "Burası kimsenin istediği gibi uyuşturucu satacağı bir tarla değil, buna müsaade etmeyiz." diye konuştu.
Bakan Soylu, "Afganistan'da Amerika 20 yıldır orayı işgal edecek, 30 bin dekardan 300 bin dekara neredeyse 10 kat uyuşturucu ekim alanları artacak, sonra o dünyaya oradan transfer edilecek, biz de seyredeceğiz. Seyretmiyoruz, seyretmeyeceğiz de." değerlendirmesinde bulundu.
Bu yılı da ölümler açısından geçen senenin altında kapatacaklarını aktaran Soylu, "Hala teyakkuzumuz, uyuşturucu mücadelesindeki alarm halimiz devam etmektedir. Burada bir okulun açılışında olduğumuz için söylüyorum, uyuşturucu operasyon sayımız geçen yılın bu döneminde 104 bindi, bu yılbaşından itibaren bugüne kadar 148 bin 585 oldu yani tam yüzde 42 arttı. Ölümler azalıyor, o artıyor. Her hafta 4-5 bin arasında gözaltı sayımız oluyor." dedi.
Soylu, esrar yakalamalarının 2019-2020 arasında yüzde 35 arttığını, sentetik ecza yakalamalarında ise iki kat artış olduğunu belirterek, "Kök kenevir yakalamalarımız yüzde 171, yani neredeyse iki kat. Pandemiye rağmen 2019-2020 arasında operasyonlarımız yüzde 7 arttı. Bu yıl için de artarak devam ediyor. Ne terör, ne afetler, ne Kovid salgını uyuşturucu gündemimizi gölgelemesin." diye konuştu.
Bakan Soylu, yaptıkları bütün araştırmalarda, "Bunu nerede kullanmış, ona kim alıştırmış, kaç yaşında başlamış, bunun sebepleri ne?" sorularının yanıtlarını öğrendiklerini aktardı.
Elde ettikleri sonuçları da tüm illerle paylaştıklarını dile getiren Soylu, "81 ilimizi en az 50'ye yakın kriterlerle risk derecesine göre derecelendirdik. Ne kullanılıyor, hangi yaşta kullanılıyor, nerede kullanılıyor? Buna göre il emniyet müdürümüz de il jandarma komutanımız da valimiz de bilir, alarme ediyoruz. 'Bakın şurada kullanılıyor, şu yaştakiler kullanıyor, şu ebeveynli olanlar kullanılıyor' gibi bütün bunlarla ilgili tüm tedbirlerimizi almaya çalışıyoruz." ifadesini kullandı.
- "Çocuğumuz elbette ki yapmaz ama aldanabilir, kandırılabilir"
Soylu, yaptıkları araştırmaların, bu zehrin öncelikle evlerde kullanıldığını gösterdiğine dikkati çekerek, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Uyuşturucu kullanımından yakalanan şüphelilerle yaptığımız araştırmada, annelerinin mesleği sorulduğunda yüzde 89'u 'ev hanımı' cevabını alıyoruz yani toplumun genel bildiği gibi 'annesiz, babası çocuklar bunları kullanıyor' değil. Böyle bir şey yok, tam tersi. Çoğunluğu anne, babalarının yanında normal bir aile düzeni içerisinde yaşayan çocuklar. Onun için 'Benim çocuğum yapmaz, bizim evde olmaz' demeyelim. Çocuğumuz elbette ki yapmaz ama aldanabilir, kandırılabilir. Merak içerisinde olduğu için böyle bir oyuna ve tuzağa düşebilir. Onun için lütfen çocuklarımızla iletişim halinde olalım ve özellikle narkotik başkanlığımızın, emniyetimizin, jandarmamızın bilgilendirme videolarını, yayınlarını hep beraber takip edip, bu meseleyi öğrenmeye gayret edelim. Anne, babalardan ricamız bunları takip etmeleri ve inşallah bu mücadelede bizlerin yanında olmalarıdır."
Metruk binalarda da uyuşturucu kullanımının fazla olduğunu vurgulayan Soylu, şöyle dedi:
"Türkiye'de ilk etapta '45 bin metruk bina var' dediler. Sıkıştırdık, sıkıştırdık 110 bin binaya çıktı. Bu binaların 75 binini yıktık. Geri kalan 20 binini tadil ettik, geri kalanlarını da peyderpey yıkıp bitiriyoruz. Birine annelerle ulaşmaya çalışıyoruz, ikinci merkezi de böyle yok etmeye çalışıyoruz, üçüncüsü de en çok arabalarda kullanılıyor. Mahalle deyimiyle 'sote' yerlerde kullanılır. Dördüncü yer de parklarda. Tüm Türkiye'deki parkları ışıklandırmaya çalıştık. Onları güvenlik görevlilerimiz ile özel güvenliklerle belediyelerle iş birliği halinde bezemeye çalıştık 'ışıklı olsun' diye. Onlara ait bir takım güvenlik önlemleri almaya çalıştık."
- "Allah şahit Karadeniz'i bunlardan temizledik"
Bakan Soylu, Eren Bülbül'ün şehit olduğu günün kendilerine çok ağır geldiğini söyledi.
Konuşması sırasında duygulandığı gözlenen Soylu, "O gün yemin ettik, sonra, 'Devletimize, bize yakışmaz.' dedik. 'Bu adamları bulacağız ve Eren'i öldürdükleri yerde, katlettikleri yerlerde ayaklarından ters bir şekilde ağaca asacağız.' diye yemin ettik. Ama sonra, 'Devletimizin, milletimizin şanına böyle bir iş yakışmaz.' dedik. Ama Allah şahit Karadeniz'i bunlardan temizledik. Sözümüzü yerine getirdik. Şu anda da musallat olmaya çalışıyorlar. Nerede buluyorsak buraya sızmak için tepeliyoruz onları." diye konuştu.
Şehit Eren Bülbül Özel Eğitim Anaokulunun yapımında emeği geçenlere teşekkür eden Soylu, protokol üyeleri ile kurdele kestikten sonra okulda incelemelerde bulundu.
Törene, Vali Tuncay Sonel, AK Parti Ordu Milletvekili Şenel Yediyıldız, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Hilmi Güler, Ünye Kaymakamı Ayhan Işık, Ünye Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı, Eren Bülbül'ün annesi Ayşe Bülbül, okulu yaptıran hayırsever iş insanı Banu Akdeniz ve ailesi, daire müdürleri, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile vatandaşlar katıldı.