05.02.2012 - 17:21 | Son Güncellenme:
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, " Bu toprakları kimse bölemez, böldürtmeyiz. Edirne’den Hakkari’ye bir bütündür bu topraklar" dedi.
Bakan Şahin, Edirne Ticaret ve Sanayi Odası’nda düzenlenen AK Parti Edirne Merkez İlçe Olağan Kongresi’nde yaptığı konuşmada, AK Parti’nin siyasete seviye getirdiğini söyledi.
Türkiye’de siyasetin, AK Parti ile nitelik kazandığını ifade eden Bakan Şahin, şunları kaydetti: "Siyaset bu ülkede en nitelikli, en medeni, (ben varım) diyen, zengin, fakir ayrımı olmaksızın bu ülkeye sevda duyan herkesin yaptığı, yapabildiği bir iş oldu. Bakın AK Parti’ye patron vardır ama az miktarda, çoğu dar gelirlidir, orta gelirlidir, memurdur, işçidir, engellidir, yaşlıdır, gençtir. 7 bölgeden, 7 renk insan vardır AK Parti kadrolarında. AK Parti siyaseti birilerinin güdümünde bir siyaset değil, AK Parti kendi düşünen, kendi konuşan ve yapan bir siyasetin tarzıdır, adresidir. Fark burada. Ezber siyasette bozuldu. Türkiye ihtiyaç hissediyordu, siyasetin doğrudan sahibiyle, ehliyetli ellerden yapılması, ikinci hesabı olmayanların yapacağı iş olması arzusu, AK Parti tarafından gerçekleştirildi." Türkiye toprakları üzerinde kötü emelleri olanların asla düşüncelerini yerine getiremeyeceklerini belirten Bakan Şahin, şöyle devam etti: "Herkes bu memleketini seviyor, toprağı seviyoruz, tarihi, tarihi eserleri. İşte Selimiye Camisi taş yığını değil, onlarda mana var, ruh var, bunları sevmemek bir Türk vatandaşı için mümkün mü? Bu ülkenin iki tapusu var.
Birisi ulusal tapu, ortak tapu, yani 1 bölü 78 milyonluk tapusu var. Hisseli tapu, herkesin hissesi var. Edirne sadece Edirneliler’in değil. Burada Balkan Savaşları’nda kanını, canını verenler arasında Elazığlılar da var, Erzincanlı, Vanlı, Ordulu, Tokatlı, Hataylı da var. Nasıl Edirne ile sınırlandırabiliriz.
Yemen Cephesi’nde, Edirneli yok muydu? O da var. Sarıkamış’ta yok mu, O da var.
Bir de ikinci tapular var, ev tapusu, yazlık tapusu bunlar geçici tapular. Bizde kalmaz zaten mirasçılara geçip gidiyor. El değiştiriyor. Ama el değiştirmeyen bir tapu var, milletin elinde o tapu. İşte birinci tapu ne kadar sağlam olursa, ikinci tapular da o kadar garantide.
-"Bu toprakları kimse bölemez"-
"Büyük Atatürk’ün dediği gibi eğer mevzuubahis vatansa gerisi teferruattır" diyen bakan Şahin, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Edirne’nin barajı da yapılır, hastanesi de yapılır. İki sene sonra da yapılsa, yapılır. Biz değerlerimizden sapmamalıyız, duygularımızda ayrışmaya gitmemeliyiz. Gidiliyor mu, gitmek isteyenler var mı? Var, bir takım beyinsizler var. Biz bunun cevabını siyaseten de icraat olarak da veriyoruz, vereceğiz. Sayın Başbakanımızın dediği gibi (bu toprakların üzerinde 1 bölü 78 milyon paydalı tapunun üzerinde operasyon yaptırmayız) Bu toprakları kimse bölemez, böldürtmeyiz. Edirne’den Hakkari’ye bir bütündür bu topraklar. Birileri bu topraklardan beslenip, buranın havasından teneffüs edip, bedhahlığa düşenler var.
Ama düşünmek lazım bu topraklar ne diyor acaba. Bu vatan ne diyor acaba? Zap suyu Meriç’ten, Batman Ovası Ergene’den, Fırat, Sakarya’dan, Boludağı Cudi’den ayrılmayı istiyor mu acaba. Sordular mı, var mı onların bir şikayeti? Dağa sor, ovaya sor, dereye son var mı bir şikayeti."
-"Hangi özgürlükten bahsediyorsun"-
Bazı kişilerin var olan özgürlüğü inkar ettiğini anlatan Bakan Şahin, şunları kaydetti: "Birilerine ne oluyor acaba? Sıkıntı nedir? Özgürlük... Hangi özgürlükten bahsediyorsun. O zaman tutuklanınca da şikayet etme. Özgürlük yoksa dışarda, farkı yok içerinin demek ki. Niye şikayet ediyorsun, demek ki var dışarda özgürlük. Demek ki dışarda bir özgürlük var, hem de öyle bir özgürlük ki (ben bu memleketi bölmek istiyorum, özgürlük özerklik yetmez bilmem ne ’istan’ yapmak istiyorum) diyecek kadar. İnkar edemezsin. Tek inkar ettiğin şey, var olan özgürlükleri söylemeyi, kabul etmeyi inkar ediyorsun. Yaşadığın özgürlüğün varlığını söylemeye özgürlüğün yok çünkü kafan ipotekli, kalbin, düşüncen ipotekli. Onu söylemeye özgür değilsin.
Var olan sonuna kadar yaşadığın özgürlükleri, ’var’ diyecek özgürlüğün yok. Orada tutsaksın. Seni tutsak yapan, sana sanal, özgürlük yok dedirten o güçle de mücadele ediyoruz. Seni de, seni konuşturanı da yok ederek, seni de, senin yapını da, bölücüler ve uzantılarını da özgürleştirmeye çalışıyoruz. Yaptığımız iş bu. Çok derin, çok kapsamlı bir iş. Burası Edirne, orası Hakkari, orası Hatay, Sinop. Misak-ı Milli bunun adı."
-"Birileri için silah sigorta olabilir, beyinsizler için"-
AK Parti’nin sıradan bir parti olmadığını ifade eden Bakan Şahin, "Birileri için silah sigorta olabilir, beyinsizler için. Ama AK Parti için sigorta siyasettir, demokrasidir. AK Parti milletle, milletin değer ve arzularıyla bu yönde de milletin duygularını paylaşma, hatırlama, söyleme mücadelesini de yarına taşıma mücadelesini veren adrestir. AK Parti siyasetin ötesi bir organizasyondur. Sıradan bir siyasi parti değildir. 78 milyon insanın ortak duygusu, düşüncesidir. Sadece 78 milyonun değil Balkanlar’ın, Kafkasya’nın, Ortadoğu ve Orta Asya’nın ortak duygusudur" dedi.
- İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, "AK Parti milleti şekillendirmek için ortaya çıkmadı, milletin değerlerine, gerçeklerine, arzu ve beklentilerine göre şekillenerek ortaya çıktı. Bu özelliği, onu diğer siyasi partilerden ayıran bir özelliğidir" dedi.
AK Parti’nin milletin değerlerine göre kendini şekillendiren bir parti olduğunu ifade eden Bakan Şahin, şunları kaydetti: "Sıradan bir siyasi parti olarak ortaya çıkmadık, 21. yüzyıl Türkiye’sinde Türk Milletinin siyasete yeni bir bakışı olarak, siyasetin yeni bir nefesi olarak, siyasetin yeni bir cephesi olarak, siyasetin doğru ve merkez adresi olarak ortaya çıktık. AK Parti milleti şekillendirmek için ortaya çıkmadı, milletin değerlerine, gerçeklerine, arzu ve beklentilerine göre şekillenerek ortaya çıktı. Bu özelliği, onu diğer siyasi partilerden ayıran bir özelliğidir.
Herkese kapılarını açarak ortaya çıktı, bölge, zümre, kısım, cinsiyet, ekonomik güç, eğitim seviyesi ayrımı yapmadan siyasetin yapısını şekillendirdi." Dünyanın, milletlerin, anlayışların değiştiğine işaret eden Bakan Şahin, şöyle devam etti: "Türkiye 20. yüzyılda statik yapısıyla, belirleyici, şekillendirici anlayışlarıyla, katı veya yumuşamaya çalışsa da yumuşayamayan fikir merkezleri ve kategorileriyle bir türlü kendini aşamıyor, değişen dünyaya ayak uyduramıyordu.
İşte 21. yüzyılın hemen birinci yılında, 2001’de Türkiye bir şeyi arıyor, ihtiyacını hissediyordu. Edirne’den Hakkari’ye kadar bu ihtiyaç vardı.
Milletimizin beklentisine, arzusuna cevap veren bir siyasi yapı ve adres olarak çıktı. O günden bu güne varlığını sizlerin, milletimizin destekleriyle devam ettiriyor." -"AK Parti’ye oy vermeyip pişman olanlar var"- Bakan Şahin, AK Parti’nin oy oranının artığına da işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu ülkede AK Parti’nin 12 Haziran ölçümlerinde oy oranı yüzde 50 idi, bugün yüzde 53,54,55 bandında gidiyor. Bize oy verip pişman olan yok. Aksine bu ülkede AK Parti’ye oy veremeyip de (keşke verseydim, bir dahaki sefere oy veririm) diyenler var." AK Parti mensupları olarak biraz daha fazla yorulmak, biraz daha fazla sorumluluk almak durumunda kaldıklarını bildiren Bakan Şahin, "Birileri siyaseten bu memlekete hizmetin, tarihi bir görev, sorumluluk olduğunun farkında olmalıydı, olduk, oldular, oldunuz. Bütün AK Parti camiası, 6 milyon üyemizi, 22 milyon seçmenimizi gönülden, ülkem, milletim adına, bu memleketin geleceği adına kutluyorum, saygıyla anıyorum" dedi.
-"Piyangodan çıkmadı bu topraklar"-
Bakan Şahin, İstanbul’da üniversite öğrencisiyken Edirne’ye ziyaretiyle ilgili bir anısını paylaşarak, Kapıkule Sınır Kapısı’na gittiğinde orada çok farklı duygulara büründüğünü anlattı.
Kapıkule Sınır Kapısı’nın ötesine geçemeyince özgürlüğün ne demek olduğunu anladığını ifade eden Bakan Şahin, şunları söyledi: "Kapıkule’ye kadar sorun yoktu, özgürlük veya esaret ya da özgürlüğün başladığı bittiği yeri orada gördüm. İstanbul’dan Edirne’ye özgürce geldik ama farkında değildik, Kapıkule’ye de dolmuşla gittik, ama Kapukule’den öteye bizi götüremedi. Bir yerde durduk, o gün vatanın ne olduğunu, özgürlüğün kıymetini, daha öteye gitmenin zor bir şey olduğunu ama bu tarafın güzel bir şey olduğunu anladım. Bir yer var ötesi farklı, berisi farklı. Geldiğimiz dünyada çocuklarımız benim 1975’te hissettiklerimi aynı netlikte fark edemeyebiliyor. Çünkü yurt dışına çıkarken, havayoluyla gidiyor, pasaport işlemleri de e-pasaportla çok kolay. Bin, git çok kolay." Herkesin Edirne’ye gelmesi, Kapıkule’de durması gerektiğini ifade eden Bakan Şahin, "Ondan sonra da ötenin farklı olduğunu görüp, Edirne’den geriye gitmesi lazım. İstanbul’a yetmez, Sakarya olmaz Bolu’ya, Ankara’ya, Sivas’a, Ankara’ya, Van’a, Hakkari’ye gitmesi lazım. Şemdinli’de Derecik’in öte tarafında, iki ülke var, o sınırı da görmek lazım. Burası Edirne, burası başkent, tarih şehri, yiğitler otağı. Diğer şehirler farklı mı. Hepsi destanların otağı şehirler. Hakkari, Van, Kars. Edirne yokken 1064 yılında Kars vardı. Hasan Harakani Hazretleri ruhaniyetiyle bekliyor bu vatanı. Sıradan bir toprakta değiliz, sıradan bir ülkede değiliz, piyangodan çıkmadı. Ter var, yorgunluk var, şehadet var, kan var, şehitlik var, gazilik var..."