28.09.2017 - 13:35 | Son Güncellenme:
İHA
Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, Radyo Televizyon Yayıncıları Meslek Birliği (RATEM) ve CEO Event tarafından, Ekonomi Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Tanıtım Fonu destekleriyle düzenlenen "IFTV - Uluslararası İstanbul Film ve Televizyon Forum ve Fuarına katıldı. Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen programa, Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, RTÜK Başkanı Prof. Dr. İlhan Yerlikaya, RATEM Başkanı Yusuf Gürsoy ve davetliler katıldı.
“TÜRKİYE’DE TELEVİZYONUN SİHİRLİ GÜCÜ 15 TEMMUZ GECESİ GÖRÜLDÜ”
Forumda bir açılış konuşması gerçekleştiren Işık, film ve televizyonunun hemen hemen hayatımızın her alanını kapsadığını belirtti. Işık, “Eğlenceden spora, kültürden sanata hatta savaşa kadar pek çok alan artık film ve televizyonun alanı dışında düşünülemiyor. Bundan 50-100 yıl önce hayal dahi edilemeyecek pek çok konu artık günümüzde televizyon ve sinema sayesinde mümkün hale geldi. Biz 1. ve 2. Körfez savaşlarını canlı yayınla izledik. En son 15 Temmuz darbe girişimini bizzat an be an canlı yayınla televizyonlar aracılığıyla izledik. Milli Savunma Bakanı olarak bir taraftan gözüm televizyonda ne oluyor ne bitiyor diğer taraftan da bu hain darbe girişimini nasıl engelleriz onun gayreti içerisindeydik. Televizyonun sihirli gücü aslında Türkiye'de 15 Temmuz gecesi görüldü. Bir gazeteci Cumhurbaşkanımızla cep telefonu bağlantısı yapması ve onu bütün televizyonların canlı yayınlaması sayesinde pek çok defa teşebbüs edilmiş ve başarılı olmuş bir darbe girişimi engellenmiş oldu” dedi.
“PYD VE YPG’NİN ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI OLARAK SUNULMASINA YÖNELİK ÇALIŞMALAR VAR”
Başbakan Yardımcısı Işık, “Son dönemde PKK'nın Suriye uzantısı olan PYD ve YPG'yi özgürlük savaşçısı olarak sunulmalarına yönelik çalışmalar var. Daha önce aynı şekilde sözde Ermeni soykırımına yönelik pek çok dizinin yapıldığını biliyoruz. Burada sadece Türkiye'nin değil bütün insanlığın ortaya koyması gereken ortak tavrı, insani değerlere savaş açanlara karşı ortak bir duruş olması gerekiyor. Reyting uğruna dilin ve kültürün bozulmasına müsaade edilmemesi gerekiyor. Dilin ve kültürün bozulmasının olumsuz sonuçları olabilir” diye konuştu.