SiyasetBakan Gül: Binaya 'hukuk fakültesi' tabelası asılması onu hukuk fakültesi yapmaz

Bakan Gül: Binaya 'hukuk fakültesi' tabelası asılması onu hukuk fakültesi yapmaz 

13.01.2022 - 13:28 | Son Güncellenme:

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, hukuk eğitiminin önemine vurgu yaparak "Güncel hukuk vizyonunun ve eser üretme çabasının kapısından içeri girmediği, akademik kadrosu yetersiz bir binaya 'hukuk fakültesi' tabelası asılması onu hukuk fakültesi yapmaz. Sadece tabelayla olan bir değer değildir" dedi.

Bakan Gül: Binaya hukuk fakültesi tabelası asılması onu hukuk fakültesi yapmaz

Adalet Bakanlığı, Yargı Reformu Stratejisi ve İnsan Hakları Eylem Planı kapsamında hukuk eğitiminin niteliğinin artırılması amacıyla Ankara'daki bir otelde 'Hukuk Eğitimi Sempozyumu' düzenledi. Sempozyumun açılış programına Adalet Bakanı Gül ile birlikte Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Danıştay Başkanı Zeki Yiğit ve hukuk fakültesi öğrencileri katıldı. Burada konuşan Bakan Gül, sempozyumun hukuk eğitimine önemli katkılar sunacağını belirterek "Dünya düzeninin temeli, anahtarı; adalettir. Bu topraklarda hep 'insanı yaşat ki devlet yaşasın' anlayışı hakim olmuştur. İnsanı yaşatmanın da temeli adaleti yaşatmaktır. İnsan sadece soluk alıp vererek yaşamaz, insan ancak adaletle yaşar. Yargısal adaletin verdiği kararlar, kişi hayatını doğrudan etkilemektedir. Kimi zaman özgürlüğü genişletmekte, kimi zaman özgürlüğü kısıtlamaktadır. Bu anlamda da çok ciddi bir sorumluluk duygusu isteyen bir meşguliyet alanıdır. Bu yargının sorumluluğu, görevin kusursuz bir şekilde bir dikkat ve özenle yerine getirilmesi çerçevesindedir. Bu nedenle hakimlik, savcılık meslekleri de kişisel hata kabul etmez, tüm yönleriyle eksiksiz ifa edilmesi gereken görevlerdir" dedi.

Haberin Devamı

"NİTELİKLİ HUKUK, NİTELİKLİ HUKUKÇUYLA MÜMKÜN OLUR"

Yargı mensuplarının iyi bir eğitim, sağlam bir kişilik ve yeterli hayat tecrübesine sahip olması gerektiğini vurgulayan Gül, "Zira yargısal kararlar, toplumun bütün mahşeri vicdanında makes bulabileceği gibi bazı kararlarla da yargıya güveni zedeleyebilmektedir. Her iki sonuçta, büyük ölçüde yargı mensubunun elindedir. İşte bu vasıfları sağlayan da yine eğitimdir, hukuk eğitimidir. Bu sebeple Sayın Cumhurbaşkanı'mız tarafından kamuoyuna açıklanan reform belgelerinde de hukuk eğitimine çok önem yer verdik. Bu çerçevede özellikle hukuk fakültelerine girişte aranan başarı ölçütü, 2019 yılında 190 binden 125 bine yükseltildi ve şimdi de 100 bine yükseltildi. Bu esas itibarıyla bir başlangıç. Hukuk fakültelerindeki eğitim kalitesini artırarak bu sürecin tamamlanması gerektiğine inanıyoruz. Ve nitelikli hukuk, nitelikli hukukçuyla mümkün olur kanaatindeyiz. İster yargı çalışını ister yargı mensubu olsun; kişinin bitirdiği üniversite ve aldığı hukuk eğitimi, onun vereceği yargı hizmetlerinin çıtasını belirleyecektir. Bugün hukuk fakültesini bitirmiş bir kişiye 'müsadere nedir?, 'mehil nedir' diye sorduğunuzda; ilk defa duymuş gibi bakıyorsa, burada bir sorun var demektir. Ve bu kavramlarla karşılaştığında bunları anlamıyorsa, Türkiye'de hukuk eğitimi sorunu olduğu gerçeğiyle karşı karşıyayız demektir. Güncel hukuk vizyonunun ve eser üretme çabasının kapısından içeri girmediği, akademik kadrosu yetersiz bir binaya 'hukuk fakültesi' tabelası asılması onu hukuk fakültesi yapmaz. Sadece tabelayla olan bir değer değildir. Hukuk fakültesi, hukuk mantığının verildiği, yansıtıldığı bir laboratuvardır. Bir ömür boyu sürecek adalet yolculuğunun ana dilinin öğretildiği, bu işin adeta beşiğidir. Bu çerçevede benim de arkadaşlara tavsiyem; ana amaç üniversiteye girmek olmasın. Nitelikli bir hukukçu olmanın, mesleki kaliteye ulaşmanın aracı olması gerekir" ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

'ÖĞRENCİLER DENEYİMLİ HOCALARLA BULUŞAMADI'

Yargıtay Başkanı Akarca ise temel eğitim sistemindeki eksikliklerin giderilmesinin demokrasinin en önemli teminatı olduğunu belirterek "FETÖ tarafından gerçekleştirilen hain darbe teşebbüsü, temel eğitimin devlet ve toplum hayatı bakımından önemini bizlere bir kez daha göstermiştir. Lisans düzeyindeki hukuk eğitiminin kalitesini belirleyen iki temel faktör vardır. Birincisi, öğretim üyesinin kalitesi, ikincisi ise öğrencinin kalitesidir. Bu nedenle kaliteli öğrenciler ile kaliteli öğretim üyelerini bir araya getirmek gerekir. Son yıllarda devlet üniversitelerindeki öğretim üyelerinin vakıf üniversitelerine geçmesinden dolayı yüksek puanlarla hukuk fakültelerine giren öğrenciler deneyimli hocalarla buluşamamışlardır" dedi.