21.06.2019 - 11:07 | Son Güncellenme:
AA
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin "çatı" davada verilen cezalara ilişkin, "Bu hainler, alçaklar Türk adaleti karşısında layık oldukları cezayı buldular." dedi.
Dünyanın en saygın ve zorlu kursları arasındaki Özel Kuvvetler İhtisas Kursu'nu tamamlayan kursiyerler, Bakan Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve Genelkurmay İkinci Başkanı Korgeneral Metin Gürak'ın katıldığı törenle dün bordo berelerini taktı.
Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda düzenlenen 11. Dönem Özel Kuvvetler İhtisas Kursu Mezuniyet Töreni'ne gelişinde tören mangasını selamlayan Bakan Akar, salona girişinde kursiyerlere "kahraman bordo bereliler merhaba" diyerek seslendi.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan törende, kursu birinci olarak bitiren subay, astsubay ve uzman erbaş tarafından yaş kütüğüne plaket çakıldı.
Dereceye giren personelin brövelerinin Akar ve komutanlar tarafından verilmesinin ardından diğer kursiyerlerin bröveleri eğitmenleri tarafından takıldı. "Şahit timi"nin salondaki yerini almasının ardından kursiyerler Özel Kuvvetler Yemini etti, bordo bere taktı.
PENÇE HAREKATI
Edilen yeminin ardından konuşan Bakan Akar, başta Özel Kuvvetler Komutanlığı olmak üzere TSK'nın tüm unsurlarının yoğun bir faaliyet içinde olduğunu belirtti.
TSK'nın kahraman ve fedakar personelinin gerek yurt içinde gerekse sınır ötesinde kendine verilen görevleri en iyi şekilde yapabilmek için çalışmalarını aralıksız sürdürdüğünü ifade eden Akar, "Ordumuzun en önemli görevi asil milletimizin, Türkiye Cumhuriyeti devletinin egemenliği ve bağımsızlığı ile birlik, bütünlük ve güvenliğini sağlamaktır. 'Ölürsem şehit kalırsam gazi' anlayışı içinde bu mücadele aralıksız sürmektedir" diye konuştu.
Türkiye'nin etrafındaki risk, tehdit ve tehlikelere dikkat çeken Akar, "Onun için birliğimiz, bütünlüğümüz, güvenliğimiz ve dayanışmamız çok önemli." dedi.
Terörle mücadelede temmuz 2015'te İkiyaka Dağları'ndan başlayan yeni sürecin artan bir tempoda devam ettiğini belirten Bakan Akar, "Türk Silahlı Kuvvetlerinin kahraman ve fedakar evlatları yani sizler, 'girilemez' denilen yerlere girmeye, 'ulaşılamaz' denilen yerlere ulaşmaya devam ediyorsunuz. Şu anda özellikle Irak'ın kuzeyinde Silahlı Kuvvetlerimizin kahraman evlatları teröristlerin inlerine tek tek girmeye, o inleri teröristlerin başlarına yıkmaya devam ediyor." ifadesini kullandı.
Çukur operasyonlarının başarıyla tamamlanmasının ardından 15 Temmuz'daki hain darbe girişiminin akamete uğratıldığını hatırlatan Bakan Akar, "Bu hainler, alçaklar dün açıklandığı gibi Türk adaleti karşısında şu anda layık oldukları cezayı da buldular." diye konuştu.
Hain darbe girişiminin bertaraf edilmesinin hemen sonrasında başarıyla gerçekleştirilen Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatlarını anımsatan Akar, 3,5-4 milyon insanın yaşadığı İdlib'de de yeri bir insanlık felaketinin yaşanmaması için TSK'nın Astana süreci ve Soçi mutabakatı çerçevesinde üzerine düşen görevleri yaptığını, yapmaya devam ettiğini söyledi.
Bakan Akar, bütün bu faaliyetler sırasında sivillerin, tarihi ve dini yapıların, çevrenin zarar görmemesi için gerek planlama gerekse uygulama safhalarında hiçbir ülkenin göstermediği özeni gösterdiklerini belirterek, Fırat'ın doğusu ve Münbiç'teki terör hedeflerine ilişkin "Bununla ilgili çalışmalarımız, planlarımız, hazırlıklarımız sürüyor. Türk Silahlı Kuvvetleri olarak bu konuda bize düşen neyse yeri ve zamanı geldiğinde bunu da Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifleriyle yapmaya hazırız." dedi.
En son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar terörle mücadelenin devam edeceğini vurgulayan Akar, şöyle konuştu:
"İnşallah en son teröristi de etkisiz hale getirerek bu terör belasından asil milletimizi kurtaracağız ve böylece sınırlarımızın güvenliğini sağlayacak, halkımızın, rahatını, huzurunu, güvenliğini bir kez daha tahkim edeceğiz. Bu konuda hiçbir tavizin olmadığını herkesin bilmesi lazım. Pençe Harekatı da göstermiştir ki terör örgütünün başındaki sözde elebaşları terörle bir yere varamayacaklarını anladılar. Şundan eminiz ki yakın bir zamanda alttakiler de bunu anlayacak."
"İYİ KOMŞULUK İLİŞKİLERİ..."
Terörle mücadele artan bir tempoda devam ederken Ege, Doğu Akdeniz ile Kıbrıs ve çevresinde faaliyetlerin de kararlılıkla sürdüğünü belirten Akar, şunları söyledi:
"Ülkemizin ve milletimizin, KKTC'deki kardeşlerimizin hak ve hukukunu uluslararası hukuk çerçevesinde temin için gece-gündüz demeden gayretlerimizi sürdürüyoruz. Bu konuda kararlıyız. Biz uluslararası hukuka, ikili anlaşmalara saygılıyız. Barışın, istikrarın, her tarafta iyi komşuluk ilişkilerinin hakim olmasını istiyoruz. Diğer taraftan da hiçbir oldubittiye müsaade etmeyeceğimizi her fırsatta söylüyoruz. Biz sorunlarımızın iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde barışçıl yol ve yöntemlerle çözülmesinden yanayız, buna gayret gösteriyoruz. Bunun iyi anlaşılmasını istiyoruz. Eğer bu anlaşılmazsa bazı oldubittilerle ülkemizin, milletimizin ve Kıbrıslı kardeşlerimizin hakkına, hukukuna tasallut edilirse, bir şekilde bunların tahribi için gayret gösterilirse buna müsaade etmeyeceğimizi, bu oldubittileri mutlaka sonlandıracağımızı, Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve Kıbrıslı kardeşlerimizin içinde olmadığı hiçbir kararın, çözümün yaşama şansı olmadığını da her zaman söyledik, söyleyeme devam ediyoruz."
Uluslararası barışın temini için de TSK'nın üzerine düşen görevleri yerine getirmeyi sürdürdüğünü aktaran Akar, savunma sanayide yapılan çalışmalarla yerlilik oranının yüzde 70'lere ulaştığını, bunun daha da yukarı taşınması için çalışmaların aralıksız devam ettiğini belirtti.
F-35 savaş uçağı projesi ile S-400 hava ve füze savunma sistemi tedariğine ilişkin sürece de değinen Bakan Akar, şu açıklamalarda bulundu:
"Hava ve füze tehdidine karşı 1990'lı yılların sonu, 2000'li yılların başından itibaren ülkemizin hava ve füze savunması için sistem arayışı içindeyiz. Bu konuda tüm müttefiklerimizle, diğer ülkelerle çeşitli temaslarımız oldu. Yapılan çalışmalarda istenilen cevapları alamadık. Bazı kriterler belirledik. Pazar olmaktan bıktığımızı, ortak üretim, teknoloji ve bilgi transferi istediğimizi söyledik. Buna olumlu cevabı veren Rusya oldu. Bu çerçevede S-400 ile ilgili anlaşma yapıldı. Türkiye NATO'ya ilişkin tüm sorumluluklarını eksiksiz ve aksaksız yerine getiriyor. 'S-400'ü alarak NATO'dan uzaklaştığımız' filan yok. Bu bir tedarik meselesi. Bunun F-35 ile ilişkilendirilmesini şiddetle reddediyoruz. Biz F-35 projesinin 9 ülke ile birlikte ortağıyız. Ödememiz gereken ortaklık payı neyse eksiksiz ve aksaksız ödedik, yapmamız gereken ne varsa yaptık. Beklentimiz, ortaklarımızın başta ABD olmak üzere bu konuda aklıselimle davranmaları, olayları objektif değerlendirmeleridir. F-35 ile S-400'lerin birlikte olmasında herhangi bir sıkıntısı varsa bununla ilgili ortak bir çalışma grubu kuralım. Bu grupla çalışmaları yapalım. Hakikaten bir olumsuz durum varsa bunun da giderici tedbirlerini hep birlikte çalışarak alalım. Bu konuda bizim tutumuz, çalışmalarımız çok açık."
Bakan Akar taktik, teknik ve askeri konularda da direktifler verdiği konuşmasında, personelin bu seviyeye gelmesinde gösterilen özveri ve başarıdan dolayı komutanlara ve idari personeli tebrik etti.
"HEDEFİMİZ KENDİSİYLE REKABET EDEN BİR ÖZEL KUVVET OLMAK"
Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Ahmet Ercan Çorbacı ise kendilerine verilen görevleri tam ve zamanında icra etmek için tüm güçleriyle çalıştıklarını belirtti.
Bir yandan TSK'nın etkinliğine, caydırıcılığına ve saygınlığına katkıda bulunurken diğer yandan da personelin eğitimine önem verdiklerini vurgulayan Tümgeneral Çorbacı, "Hedefimiz dünya çapında örnek gösterilen, başkalarıyla değil kendisiyle rekabet eden bir özel kuvvet olmaktır" dedi.
Çorbacı, kursu başarıyla tamamlayan personele "Aramıza hoş geldiniz" diye seslendi.
Kursiyerler adına yapılan konuşmada ise eğitimlerle zoru başarmayı, imkansızı zorlamayı, bitti denilen yerde yeniden başlamayı öğrendikleri belirtildi.
Kazanılan bilgi ve yetenekleri vatan ve millet çıkarları doğrultusunda kullanmayı en önemli vazife olarak gördükleri belirtilen konuşmada, "Alacağımız her türlü vazifede hedefine giden bir mermi gibi doğrudan, hiçbir yere sapmadan görevin ifasını esas alan bir anlayışı benimsemiş bireyler olarak huzurunuzda bulunmaktayız." denildi.
BAŞLAYANLARIN SADECE YARISI TAMAMLAYABİLDİ
Zihinsel ve fiziksel olarak her günü bir önceki günden daha çetin geçen eğitim sürecini başarıyla tamamlayanlar bordo bereyi takmaya hak kazandı.
26 haftalık eğitim sürecinde kursiyerler hava indirme harekatından, kış ve şiddetli soğukla mücadeleye, özel kuvvet eğitiminden spora kadar birçok zorlu eğitimi geride bıraktı.
Kurs süresince her türlü zorlu arazi şartları ile olumsuz hava koşullarına göğüs geren kursiyerler, karada, denizde ve havada TSK'nın öncüleri olabilmeye hak kazanmak için çalıştı.
Başlayanlardan ancak yarısının tamamlayabildiği kurs, dünyanın en saygın ve zorlu eğitimleri arasında yer alıyor.