13.03.2019 - 12:00 | Son Güncellenme:
ÖNDER YILMAZ - ANKARA
Mansur Yavaş olayının "siyasi ve hukuki" yönü bulunduğunu dile getiren Bahçeli, "Hukuki süreç seçim gününe kadar veya sonrasına kadar devam edeceğe benziyor. Buraya müdahale etmek doğru değil. Ama bu gelişmelerin siyasi boyutu 19 gün tartışılacak. Böyle bir durum karşısında olacak? O kişinin, ‘Ben soruşturma sonucu alınıncaya kadar, siyasi olarak CHP’nin temsilinde hem şahsıma hem partime bir zarar vermemek, hem de mahalli idareler seçimlerini gölgeye düşürmemek için adaylıktan çekiliyorum’ demesi en ahlaki yoldur. Ama tersi olursa CHP’yi tüketme sürecine girer. Büyükşehre kritik süreçlerde talip olan bir kişi partisini rahatlatmalı, seçimi rahatlatmalı, toplumsal gerginliği azaltmalı ve bunun içinde adaylıktan çekildiğini ifade etmeli. Yani diyorum ki yavaş yavaş ayrıl!" dedi.
Bahçeli, Yavaş’ın iddiaları ve zamanlamasını "komplo" olarak değerlendirmesine ise "Kendisinin kazanacağından ne kadar emin ki böyle bir komplo olduğunu ifade ediyor! Bu kadar garantiyi nereden alıyor ki, kendisinin adaylığına karşı olan siyasi partiler oturup düşünüp FETÖ terbiyesiyle bir komplo kursun!” karşılığını verdi.
Bahçeli, önceki akşam Kırıkkale mitinginin ardından bazı gazetecilerle sohbetinde sorulara şu yanıtları verdi:
Kalpaklı fotoğrafınız gündem oldu?
-Kafkas derneklerinin başkanı, yanında iki arkadaşıyla beraber bizi ziyarete geldiler. Ankara’da bir programa davet etmek maksadıyla. Bu ziyaretlerinde bir kama bir de kalpak getirmişler. Kalpağın İç kısmında “dvlt” yazıyor. İç kısmında. Takabilir miyiz beraber resim çektirebilir miyiz dediler. Sonra yaparım ben siz merak etmeyiniz dedim. Onlardan ittikten bir gün sonra kalpağı taktık. Siyasetin önüne geçti kalpak. Çok takip eden oldu.
DİYORUM Kİ: YAVAŞ YAVAŞ AYRIL
Mansur Yavaş ile ilgili iddialar var. Bir taraftan çek senet tahsilat işini doğru olduğunu söyleyen var. Yavaş ise karşısındaki kişinin şizofren olduğunu iddia etti. Nasıl yorumluyorsunuz? Çekilmesi gerekir mi?
-Bu konuyu iki sebepten dolayı çok iyi düşünmek lazım. Bir: Tartışmaya muhatap olan kişi Türkiye’nin çok kritik bir sürecinde mahalli idareler seçimlerinde Başkentin, CHP ve onunla oluşmuş olan zillet ittifakının adayı olarak taktim edilen bir kişi. Demek ki olayı değerlendirirken bu siyasi olayla ilişkili tutmak, onunla beraber yorumlamak gerekir. Diğeri ise olayın hukuki boyutu var. Hukuki boyutla ilgili bilinen şey -Kamuya aksettiği şekliyle- hukuki yönden bir ceza almış. Bu da Yargıtay tarafından onanmış. Bunun ikisi yan yana geldiğinde Türkiye’ siyasetin çok yoğun tartışmaların içinde olduğu bir süreçte Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan bir şahsın buna benzer yaklaşımlarla tartışılmaya açılması, dikkat çekici bir durumdur. Artık kalan 19 gün içerisinde sürekli tartışmaya zemin teşkil edecektir. Bir iddianame hazırlanmış, mahkemeden karar verilmiş…Hukuki süreç seçim gününe kadar veya sonrasına kadar devam edeceğe benziyor. Buraya müdahale etmek doğru değil. Madem ki bir iddianame hazırlanmış ve bu iddianame mahkemece kabul edilmiş, soruşturmanın başlatılması istenmiş öyleyse soruşturmanın sonucuna kadar konunun hukuki yönü üzerinde çok yönlü bir tartışmaya girmek doğru olmaz. Hukuku yönlendirmek de doğru olmaz. Ama bu gelişmelerin siyasi boyutu 19 gün tartışılacak. Böyle bir durum karşısında olacak?
ADAYLIKTAN ÇEKİLİYORUM DEMESİ EN AHLAKİ YOLDUR
Bana göre hem CHP’ye olan saygısından, hem o partinin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak bir çok ısrara rağmen Kılıçdaroğlu tarafından dayatılarak yapılmış olması dikkate alındığında o zaman kişinin, “Ben soruşturma sonucu alınıncaya kadar, siyasi olarak CHP’nin temsilinde hem şahsıma hem partime bir zarar vermemek, hem de mahalli idareler seçimlerini gölgeye düşürmemek için adaylıktan çekiliyorum” demesi en ahlaki yoldur. Yani büyükşehir belediye başkan adaylığını noktalaması gerekir. Hem kendinin gelecekteki siyasetinin devamı açısından hem CHP açısından hem de hukuki yönden soruşturmanın sonucunu alınıncaya kadar böyle olmasında yarar var.
Artık Türkiye’de tüm mahalli idareler seçimlerinde gündem bu olacak. CHP Genel Başkanından herhangi bir şey gelmeden, bu kadar ‘samimi, dürüst, ilkeli, samimi’ ölçülerde siyaset yapan, büyükşehre kritik süreçlerde talip olan bir kişi partisini rahatlatmalı, seçimi rahatlatmalı, toplumsal gerginliği azaltmalı ve bunun içinde adaylıktan çekildiğini ifade etmeli. Yani diyorum ki yavaş yavaş ayrıl!
YAVAŞ VE KESGİN TARAFSIZ BÖLGEYE ÇIKSIN
Ahmet Hakan’ın programında tartışılıyordu. Gündem bu meseleydi. Konuyu bilenlerin bir araya gelmesi lazım. Yani Ahmet Hakan bey bugün veya yarın akşam bu iki şahsı Tarafsız Bölgeye davet etmeli ve karşılıklı tartışmalı. Necmettin beyle Mansur beyin tartışması lazım. En doğru tartışma, en açık tartışma bu olsa gerektir.
Zamanlama konusunda da eleştiriler vardı… Seçime 19 gün kala böyle bir şey çıkması kasıtlı gibi…
- Bunun doğru veya yanlışlığı madem ki iddianame kabul edilmiş, mahkeme soruşturması başlatılmış oraya bırakılması lazım. Yani kalkıp da meydanlarda bugün biz her şeyimizi söylüyoruz. Bundan vazgeçip başka bir türlü bir iftara, fesatlıkla seçim kazanmanın bir ahlaki boyutu olmaz ki sonra kendisinin kazanacağından ne kadar emin ki böyle bir komployu ifade ediyor! Bu olacak şey değil. Yani bunu nasıl kestiriyor, kim kendisine söylüyor? Bu kadar garantiyi nereden alıyor ki, bunu gören muhalefet unsurları yani kendisini adaylığına karşı olan siyasi partiler oturup düşünüp FETÖ terbiyesiyle bir komplo kursun! Böyle şey olur mu? Bunlar Türkiye’de siyasete darbe vurur, kendilerine darbe vurur. Biz bir kanaat bir çıkış yolu söylüyoruz. Bana kalsa bu akşam yarın sabah, “Ben adaylıktan çekildim. Soruşturmanın sağlıklı yürümesi için bu fedakarlığı yapıyorum. Bana güvenmiş olan Kemal Kılıçdaroğlu’nu da fazla yıpratmak istemiyorum, CHP yi fazla yıpratmak istemiyorum” ahlakını ortaya koyması lazım.
Dediğiniz gibi oldu adaylıktan çekildi diyelim, bu defa millet ittifakı giremiyor sonucu doğuyor...
- Diğer adayları var mı, yok mu bilemiyorum. Olmuyorsa olmayacak demektir. Olan partiler kalacak. Bir de meclis grupları var. Ama tartışmaların bunların hepsini aştı. Bir takım adamlar da karışıyor. Bir avukatlar grubundan söz ediliyor. Bir takım hakimler vesaireler şunlar bunlar… Yarın laf sahibinden çoğalır misali konuştukça bu yaygınlaşacak. Durgun suya atılmış bir taş gibi siyasetin bütün alanını kapsar, yargının bütün alanını kapsar. Yönetimin bütün alanını kapsar. Buradan zararlı kim çıkacak? Bunu ancak üç beş arkadaşınınız veya değerlendirmenin ışığında değil başlatılmış olan bir soruşturmanın sonucunu bekleyinceye kadar kendi eğer samimiyse… Allah göstermesin bizde bir şey olmuş olsaydı ben şu saatte çağırırdım, “Mutlaka istifa edin soruşturmanın sonucu bekleyin. Ne kendini ne partini yıpratma” derdim. Bunu da derdim. Doğru mu derdik bilmem ama bana göre doğru derdim.
Meral Akşener Denizli de Cumhurbaşkanı’na göndermede bulunarak vatandaşlara ‘teröristler’ ifadesine kullandı. Cumhurbaşkanı da Akşener ile ilgili soruşturma başlatılmasını istedi, siz ne düşünüyorsunuz?
- Çok yanlış ve talihsiz bir açıklama. Böyle konuşma sırası kendisine geldiği bir anda cumhurbaşkanın ismini kullanarak “Denizlili teröristler nasılsınız?” demek siyasetle bağdaşmayacak bir anlayıştır. Onun içinde Cumhurbaşkanı zannediyorum kendi kişisel hakkını koruyacak tarzda bir müdahale yaptırmak istiyor. Avukatlarına talimat vermiş, “bu olayın üzerine gidin bakalım. Ben bunu söyledim mi söylemedim mi?”… Bu tartışmanın içerisine siyaseti bütünüyle dahil etmek doğru olmaz. Bir takım şeyler farklılaşmaya başları.
BEKA DİYORUZ AMA GERÇEK SORUN BELLİ OLDU: KEMAL, MERAL, TEMEL
Biz Türkiye’de beka sorunu diyoruz ama gerçek sorun belli oldu Kemal, Meral, Temel…Hepsi beş harften oluşan bir ittifakın kapsamı içerisinde bulunan anlamlı isimler olarak dikkat çekiyor.
CHP yönetiminin son günlerde milliyetçilik eleştirisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Onlar kendileri açısından 1 Nisan’a kadar söylenecek sözlerdir. 1 Nisan’dan sonra milliyetçilikle hiç alakası olmayan Kemal Kılıçdaroğlu’nun söyleyeceği bir tek şey vardır: Milliyetçilik konusunda ben 1 Nisan şakası yaptım. 2 Nisan’da milliyetçiliği kalmaz onun.
Seçim gezileri kapsamında üçüncü durak oldu. Bir çok yerde miting yaptınız atmosfer nasıl?
- Cumhur ittifakı toplumu siyaset yönünden mayalaştırmış. Bu maya iki tane sonuç doğuracaktır. Bunlardan bir tanesi cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin 4.5 yıllık süresi içerisinde devamına imkan verecek öbür taraftan da böyle bir anlayışın birlikteliğin mahalli idareler seçimlerine yansımasıyla genel yönetimle yerel yönetim arasındaki uyumu sağlayacaktır. Bu işaret vardır. Mesela Kırıkkale’ye geldik. En son 2009 yılında burada bir miting yapmıştık. Aradan geçen bu süre içerisinde bugünkü coşku kalabalık gayet iyiydi memnuniyet vericiydi. Bunu tabii televizyonlar da gösteriyor. Şimdi bizim alanlarda nerede seçim yapacaksak Söğüt’te başladık. Eskişehir, ‘Söğüt gibi olacağım’ dedi, arkasından diğeri ‘Eskişehir gibi olacağım’. Yarın Kastamonu Çankırı devam edecek. Bu kartopu gibi büyüyecek. Ben ümitliyim. Benim cumhur ittifakının kazanacağına inancım tam. Kazanması da lazımdır diye düşünüyorum. X artı Y eşittir Z’nin 52’nin üzerine çıkmasında yarar vardır diye düşünüyorum.
GENÇ SEÇMENE ÖNEM
1 milyon yeni oy kullanacak kişi var. 10 milyona yakın da 18-25 yaş grubu var. Onun için “Türk gençliği kararlı karar cumhur ittifakı” diyoruz.
KAMUOYU ZANNEDİYORUM İKNA OLDU
Seçim propagandasını beka üzerine kurdunuz. Muhalefet böyle olmadığı söylüyor kamuoyunun bu konuda ikna olduğunu tespit edebildiniz mi?
- Zannediyorum. Beka kavramının toplumsal algısı ile soğan ve patlıcanın toplumsal algısı arasında çok büyük fark var. Birisi mideye hitap eder diğeri ufka ve geleceğe hitap eder. Millet midesini düşünür de her gün de soğan yiyecek hali yok. Bugün sabah yine Fox tv’de “Soğan 6 lira oldu” diyor. Yahu kaç kilo soğan yiyorsun İsmail bey! Ama beka meselesi gündeme geldiği zaman ortada televizyon mu kalır? 7.15, 09.00 arasındaki sürede televizyon programı nasıl yapacaksın. Orada başka şeyler olur. O nedenle toplumsal algı çok önemli. Bu millet varlığının devamını ister. Her yönüyle ister. İnsan olarak ister, toplumsal yapı olarak ister. Millet olarak ister, devlet olarak ister. Bu varlık çok önemli bir şey.
Beşiktaş’ın son durumunu nasıl buluyorsunuz?
- Beşiktaş iyi gidiyor. Berabere kalacak demiştim. Beşiktaş üç sıfır öne geçti. Ama biz iyi bir takımız üç gol attık. Fakat karşımızda da bizim kadar tarihi bir kulüp var. Onu da incitmemek lazım dedim. Üç gol yedi berabere kaldı.
Şenol Güneş ile temasınız oldu mu efendim?
- Olmadı. Vallahi hiç ona karışmam milli takım. (Gülüyor)