03.12.2012 - 13:38 | Son Güncellenme:
Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDÜ) tarafından Türkiye’nin son 10 yıldaki demokratik dönüşümüne ilişkin hazırlanan raporun tanıtımı ve ele alınmasına yönelik programa katılan Beşir Atalay, terör ve irtibatlı konularda bütün siyasal partilerle, sivil toplum örgütleriyle ve milletle sonuç alıcı ve kararlı bir şekilde çalışmaya devam ettiklerini söyledi.
Türkiye'nin, demokrasi standardını yükseltmeyi ve terörü minimize etmeyi amaçlayan 'Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'ni kararlılıkla sürdüreceklerini aktaran Atalay, AK Parti'nin '2023 Vizyonu' kitapçığında bu konuda neler yapılacağının madde madde sayıldığını hatırlattı.
Atalay, anadilde savunma konusunun yasal bir düzenlemeyle sorun olmaktan çıkacağını, anadilde kamu hizmetlerine erişimin daha kolay sağlanması çalışmalarına hız verdiklerini, güvenlik güçleriyle ilgili şikayetlerin değerlendirileceği sivil yapının kurulması için 'Bağımsız Kolluk Gözetim Mekanizması' hakkındaki kanun tasarısının Meclis'te olduğunu ve yakında yasalaşacağını aktardı.
Atalay, “Ülkemizin, milletimizin menfaati için gerekli adımları tereddüt etmeden atmaya devam edeceğiz. Akan kanı durdurmak, bu yakıcı sorunu sonlandırmak için kiminle görüşülmesi gerekiyorsa, hangi adımın atılması gerekiyorsa, hangi araçların, mekanizmaların devreye sokulması gerekiyorsa uygun zaman ve zeminde gerekli kararları almakta tereddüt göstermiyoruz ve göstermeyeceğiz. Bu konuda muhalefetle daha yoğun bir paylaşımı arıyoruz. Sivil toplumla görüşmelerimiz devam ediyor. Çok yakın günlerde, Başbakanımızın başkanlığında Doğu ve Güneydoğu'daki ticaret odaları ve borsa başkanlarıyla bir araya geldik, dinledik ve görüşmelerimiz oldu. Bu manada görüşmelerimiz sürüyor. Bu konuda hep şunu ifade ediyorum; terörle ilgili konuda bütün enstrümanları gözden geçiriyoruz. Bütün enstrümanları birlikte, ayrı ayrı devreye sokuyoruz, sokacağız. Bu manada hem uluslararası konjonktürü kolluyoruz hem irtibatlı devletlerdeki durumları yakın takip ediyoruz. Bu konu bizim elimizdeki halen en önemli konu diye ifade ediyorum.” şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE'DE PARADİGMA DEĞİŞİMİ YAŞANDI"
Toplantının açılışında ilk olarak SDÜ Başkanı ve AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu üyesi Yasin Aktay bir konuşma yaptı. Demokratik açılım sürecine değinen Aktay, 'Türkiye'nin Demokratik Açılım programı ne zaman başladı?' sorusunun sorulması gerektiğinin altını çizdi. Aktay, Türkiye'nin demokratikleşmesinin 1946 yılından beri devam eden bir süreç olduğunu ve o günden beri defalarca doğrudan askeri müdahale, sayısız miktarda da vesayetçi gözetimin ve denetimin baskısı altında ilerlediğini kaydetti. Aktay, 2002 yılında iktidara gelen ve on yıldır ülkeyi idare eden AK Parti zamanında da demokratikleşme alanında çok önemli adımlar atıldığını söyledi.
Yasin Aktay, demokratik açılımların bütün vatandaşların hayatında ifade ve demokratik özgürlükleri geliştirirken, Kürtleri veya Alevileri dışarıda bırakmadığını, Kürtlerin de Alevilerin de dindarların da gelişen ifade özgürlüğü ve demokrasi seviyesinden faydalandıklarını söyledi. SDÜ Başkanı Aktay, askeri vesayetin geriletilmesi, faili meçhullerin üzerine gidilmesi, yargının demokratikleşmesi, sonuçlarından sadece muhafazakar kesimlerin değil, başta Kürtler olmak üzere bütün toplum kesimlerinin faydalandığı açılımlar olduğunu vurguladı. Türkiye’de demokratikleşme adına atılmış olan büyük adımın, 'devletin inkarcı ve efendi tavrının terk edilmiş olması' olduğunu söyleyen Aktay, “Bu, çok açık bir paradigma değişimidir.” dedi.