Astılar, zehirlediler biz dik duracağız

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 4, 5, 6 Haziran tarihlerinde Fas, Cezayir ve Tunus’u kapsayan ziyaretleri için Fas’a gitmeden önce Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde düzenlediği basın toplantısınde Gezi Parkı’nda başlayan ve Türkiye’nin çeşitli illerine yayılan protesto gösterileriyle ilgili yine sert açıklamalar yaptı. Basın açıklamasına Erdoğan ile Reuters muhabiri Birsen Altaylı’nın diyaloğu damga verdi.
Konuşmasının başında geziyle ilgili bilgiler veren Erdoğan, “Tunus, malum Arap Baharı’na öncelik etmiş bir ülke. Biz de bu haklı mücadelede Tunus halkının yanında yer aldık” diyerek, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.

‘CHP ve aşırı uçlar var’
Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin, “Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, ‘Taksim’de yaşanan olaylarla ilgili mesajlar alındı, not edildi’ diyor; tansiyonun düşürülmesi noktasında atmayı planladığınız her hangi bir adım var mı?” sorusuna Erdoğan şu cevabı verdi:

‘Hep aynı hava...’
“Bakanımın hangi mesajı aldığını bilmiyorum. Olayla ilgili saf, temiz oradaki duygusal bir bu işte sosyal medyadan aldıkları bilgiler neticesinde oraya katılanları şöyle ayırırsak, bunun dışında aşırı uçların organize ettiği bir eyleme maalesef katılma durumunda olanlar var. Bu olayların arkasında aynı zamanda CHP zihniyeti var, aşırı uçlar var, müşterek bir dayanışma içinde şu anda bunları yapıyorlar.”
Bir gazetecinin, “Konuşmanızda ‘bu olay içeriden ve dışarıdan organize ediliyor’ dediniz. Tespitiniz var mı?” sorusune Erdoğan, şu yanıtı verdi:
“İstihbarat teşkilatlarımız çalışmalarını yapıyor; isimlerini ifşa etmemize gerek. Gerekirse hesaplaşmasını yapacağız. Bize itidal tavsiye edenler önce kendileri itidal çizgisine gelsinler. Biz gayet mutedil davranıyoruz. Benim bugün 160’a yakın polisim yaralanmıştır, saldırganlar ve sivil vatandaşlarımızın içerisinden de 60 tane yaralı vardır. Kusura bakmayın biz dik dururuz, dikleşmeyiz ama biz dik duracağız. Bu ülkede birçok şey oldu. Astılar, zehirlediler ama bu ülkede, birilerinin de tespit ettiği gibi, biz bu ülkenin imkanlarını her şeyini sahipleneceğiz.”
Tencere ve tavalarla sokaklarda yapılan protesto gösterilerinin sorulması üzerine Erdoğan, “Ben tek şey söyleyeceğim ‘tencere tava hep aynı hava.’ Bunları geçmişte de gördük, eski alışkanlar bunlar aşılır” dedi.

‘Borsa bu iner çıkar’
Bir gazetecinin, borsada yaşanan düşüşü dile getirip, “Olaylarla bağlantı kurabilir miyiz?” sorusuna ise Erdoğan, “Borsa iner çıkar, borsa her zaman böyle istikrarlı bir çizgi takip etmez. Acaba Tokyo borsası ne alemde, New York ne alemde? Bütün bunlara bir bakın, onlarda da düşüş var mı yok mu? İlintili hale lütfen getirmeyelim” cevabı verdi.

PARLAMENTONUN YOLU SANDIKTAN GEÇER
Başbakan Erdoğan, Fas Başbakanı Abdelilah Benkirane ile ortak bir basın toplantısı düzenledi. Ülke genelindeki olayların “ağaç” ile ilgili olmadığını kaydeden Erdoğan, kendisinin belediye başkanı olduğu dönemde ağaçlandırma faaliyetlerine önem verdiğini söyledi. Olayların kendisi dönene kadar biteceğini düşündüğünü söyleyen Erdoğan, El Cezire muhabirinin Cumhurbaşkanı Gül’ün, “Demokrasi demek sadece seçim demek de değildir. Seçimlerin dışında da farklı görüşler, farklı durumlar eğer itirazlar varsa bunların da çeşitli yollarla dile getirilmesinden daha tabii de bir şey olamaz” sözlerini hatırlatması üzerine, “Demokratik parlamenter sistemde, parlamentonun yolu seçimden geçer. Sandıktan geçer. Sandığın olmadığı demokratik bir sistem söz konusu değildir. Demokrasi halkın iradesinin tecellisidir. Oda sandıktadır. Bu şekilde bir uygulama tüm demokratik sistemlerde gelişmiştir ve gelişmeye devam ediyor” dedi. Gül’ün yaptığı açıklamayı bilmediğini, sorulan soru ile böyle bir yorum yaptığını söyleyen Erdoğan, “Bu açıklamanın önünde arkasında ne var onu bilmiyorum” dedi.

100 bini aştı
Kuzey Afrika gezisi öncesinde Atatürk Havalimanı’nda basın toplantısı düzenleyen Başbakan Erdoğan’a soru soran Reuters muhabiri Birsen Altaylı, Twitter’da dünya gündem listesinde ikinci sıraya yerleşti. Erdoğan’a soru sormadan önce twitter’da yaklaşık 200 takipçisi olan Altaylı’nın, soru sorduktan sonra takipçi sayısı 100 bini aştı. Altaylı, 16 yıldan bu yana Reuters’ta görev yapıyor. Gazetecilik mesleğinden 20 yılı deviren Altaylı, Reuters Türkçe Servisi Editör Yardımcılığı görevini de sürdürüyor.

Yüzde 50’yi evinde zorla tutuyorum
Reuters muhabiri Birsen Altaylı’nın sorduğu sorular ve Başbakan Erdoğan’ın cevabı sonrasında gelişen o diyalog, dün sosyal medyada gündem oldu. İşte o diyalog:
- Altaylı: Sizin bu grupları tanımlarken bir ideolojik şey içine sokmanız, hareketi biraz küçümser tavırda olmanızın kitleleri daha fazla öfkelendirdiği yorumları var. Siz buna katılıyor musunuz? Bunlara ilişkin herhangi bir yumuşatıcı bir tavır içine girecek misiniz?
- Erdoğan: Önce ‘yumuşatıcı ifadeler’ ne olabilir bana onu öğretirseniz ben ona göre konuşurum.
- Altaylı: Ama bütün illerde eylemler var.
- Erdoğan: İllerde bu ideolojik yapıların uzantıları vadır. Ana muhalefet partisinin bütün toplumda Türkiye genelinde temsilcileri var. Onları ayağa kaldırmış olabilir. Aşırı uçların aynı şekilde belli illerde yapılanmaları var. Onlar devreye girmiş olabilir. Sizin aldığınız bir mesaj var mı?
- Altaylı: Toplumun yarıya yakın bir kesiminin hükümetin uyguladığı bazı uygulamalardan rahatsız olduğu mesajı alıyorum
- Erdoğan: Nedir söyle?
- Altaylı: Eğitimden tutun alkol yasasından, yasaklamalarından tutun herkesin kendisi ile ilgili bir yasağa karşı harekete geçmiş olarak görüyoruz. Çünkü bizim alanlarda gördüğümüz insanlar gerçekten hiçbir siyasi herhangi bir yere bağlı olmayan insanlar. Bence herkesi şaşırtan bu. Ayrıca alanlardaki bu insanların çoğu CHP’yi de desteklemiyor.
- Erdoğan: Bir dakika ya çok ilginç bir yere geldiniz. Burada şimdi hiç CHP yok. Peki kim var orada? Tespiti yapabildiniz mi?
- Altaylı: Gencecik insanlar var sokakta. Üniversite öğrencileri var.
- Erdoğan: Üniversite öğrencilerinin ideolojileri yok mu?
- Altaylı: Ev kadınları neden ayaklandı.
- Erdoğan: Bakın onların ideolojisi yok mu?
- Altaylı: Ama siz ana muhalefete bağlıyorsunuz
- Erdoğan: Şu anda evlerinde bizim zorla tuttuğumuz bu ülkenin en az yüzde 50’si var. Ve biz onlara diyoruz ki ‘aman sabırlı olun.’ Siz eğitime yönelik orada bir pankart mı gördünüz. Söyler misin bana. İşte Reuters’i böyle bilgilendiriyorsunuz.
- Altaylı: Hayır... Ben herkesin kendi...
-Erdoğan: Alkol yasağı yok, üzenlemesi vardır. Fransa’dan Reuters’in mensubusun. Fransa’daki uygulama bak.

Siyasilerden tepkiler geldi

TBMM Başkanı Cemil Çiçek: Bu işi bu noktada bırakmaya, tadında bırakmaya, varsa herkesin beklentisi. Taleplerimizi ortaya koyarken başkalarını rahatsız edecek, hukukunu ortadan kaldıracak üzücü olaylara da sebebiyet vermememiz gerekiyor.
AK Parti’li Köksal Toptan: Başlangıçta ‘Taksim’de ağaçlar kesilmesin’ diye eylem yapan, sayısı çok az olan gruba daha müsamahalı yaklaşılmış, olaylar muhtemelen böyle gelişmeyecekti.
Ak Parti’li Hüseyin Çelik: Bir şeyi eleştirirken eğer vatandaşın günlük hayatını ızdıraba çeviriyorsanız, kamu malına zarar veriyorsanız, insanların araçlarını yakıyorsanız ve bu masumane başlatılan hareket eğer bir vandalizme, bir tahrikkarlığa dönüşüyorsa o zaman bu demokratik bir hak olmanın çok ötesine geçmiş demektir. Bu kabul edilemez.
MHP’li Oktay Vural: Hürrem Sultan sendorumu yaşamaktadır. Tükenmişlik sendromundan öteye anlam taşımıyor bu yaptıkları.
CHP’li Faruk Loğoğlu: CHP’nin bu halk hareketi ile hiçbir kurumsal bağı yoktur. Halkımızın aklı başındadır. Aklı başında olmayan hükümettir.
BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken: Demokratik devlette, talepler önemsenmelidir. Bu talepleri, gazla, copla, baskıyla, şiddetle sindirmeye çalışmak yanlıştır. (DHA/AA)