Siyaset‘Amaç İstanbul’da göçmen yığılmasının önüne geçmek’

‘Amaç İstanbul’da göçmen yığılmasının önüne geçmek’

03.08.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:

Medya temsilcileriyle buluşmasında Suriyeli göçmenlerin durumuyla ve alınan tedbirlerle ilgili bilgi veren Soylu, “Yaptığımız, kimseyi geldiği ülkeye göndermek değildir. İstanbul’da bir yığılmanın önüne geçmek” dedi

‘Amaç İstanbul’da göçmen yığılmasının önüne geçmek’

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul’dan Suriyelilerin geldiği illere gönderilmesi ile ilgili olarak “Yaptığımız, kimseyi geldiği ülkeye göndermek değildir. İstanbul’da bir yığılmanın önüne geçebilmek için, göçmenlerin, kayıt oldukları şehirlerde ikametini temin etmeye çalışmaktır” ifadelerini kullandı. 

Haberin Devamı

Medya temsilcileriyle bir araya gelen Soylu, Suriyeli göçmenlerle ilgili bilgi verdi. Soylu’nun açözetle şöyle:

GÖÇÜ YÖNETİYORUZ: Özellikle son aylarda, meseleyi küresel platformdan günlük siyaset alanına taşımaya dönük, istismar etmeye dönük bir anlayışın giderek kendini daha fazla gösterdiği bir hali yaşıyoruz. Bazen eksik bilgiyle, bazen kasıtlı olarak, bazen siyasi pozisyonlarını güçlendirme kaygısıyla, bir algı kirliliği oluştuğunu gözlemliyoruz. Göçün kendisini yönetiyoruz, ama algısını yönetirken karşımızda çok farklı bir yapı ve yaklaşım görüyoruz. Bu yaklaşımı tehlikeli buluyorum. Toplumları birbirine karşı kışkırtmanın nelere mal olduğunu, Türkiye, geçmişinde çok acı olaylarla tecrübe etti.

Haberin Devamı

GERİ GÖNDERMİYORUZ: Son dönemdeki yalan ve iftira politikası sadece göç politikamızı hedef almıyor. Özellikle sınırlarımızın ötesinde yürüttüğümüz terör operasyonlarını hedef alıyor. Garip bir şekilde dün Suriyelileri almamızı eleştirenler, bugün geri göndermiyor olmamıza rağmen bu alanda bir algı oluşturmaya çalışıyor.

İSTANBUL’DA YAPILAN: İstanbul özelinde yaptığımız, kimseyi geldiği ülkeye göndermek değildir. Sadece İstanbul’da bir yığılmanın önüne geçebilmek için, göçmenlerin, kayıt oldukları şehirlerde ikametini temin etmeye çalışmaktır. Önümüzdeki süreçte, iftira ve yalanlara fırsat bırakmamayı hedefliyoruz. Çünkü bu alanda iftira üretmek tehlikelidir. Allah göstermesin, bir sokak eylemi çıkması, bir linç girişimi korkulu rüyamızdır. Toplumları birbirine düşürmek kimseye bir şey kazandırmaz.

DALGANIN VURDUĞU İLK SAHİL: Bu göçün ana sebebi, oluşturulan terör ve şiddet ortamıdır. Türkiye, göç konusunda coğrafi konum itibarıyla dalganın vurduğu ilk sahil gibi... Ancak biz burada kaya olmak istemedik. Yani çarpıp dönsünler tercihini kullanmadık. Orada bir yangın çıktığında, ‘Ben kapımı kapatıyorum’ diyemezsiniz. Burayı vicdanla yönetiyoruz. Kaçak göçmene, batıdaki gibi terörist muamelesi yapmıyoruz, ölümden kurtardığımız insan muamelesi yapıyoruz.

‘Yüzde 65-70’i dönerim diyor’

Haberin Devamı

Suriye’de güvenli bölge dahil olmak üzere atılacak adımlar açığa kavuşursa ve oradaki anayasal süreçler netleşirse buradaki geri dönüş hızlanacaktır. Kendileriyle (Suriyeliler) yaptığımız mülakatlar, araştırma ve anketlerde yaklaşık yüzde 65-70 civarında, ben orası güvenli olsa dönerim diyenlerin oranı. Bu onların dönebileceğini gösteriyor. Bunun kelebek etkisiyle yayılacağını da düşünüyorum. Bundan sonra bir kısmı ise ikametgâh vasıtasıyla bir kısmı vatandaşlık alarak Türkiye’de kalmasında bir problem olacağını düşünmem.

SIZMA GİRİŞİMİ: Terör örgütü mensuplarının göç sırasında girişimi DAEŞ’in de var, PKK’nın da. Başka bir şey daha söyleyeyim. Aslında derdimizi, anlatmakta zorlanıyoruz. Yaklaşık 8 bin FETÖ’cü geçti Edirne sınırından dışarı. Tam da bu kaçak göçmen hattından geçti. Son 2-2,5 yıldır, 15 Temmuz’dan sonra. Sadece Suriye değil bütün hat üzerinden bu yapılmaya çalışılıyor. PKK bunu yapmaya çalışıyor. Bizim bu konuda aldığımız tedbirler bir amaca yönelik tedbir değil.

Suriyelilerin geldiği bölgeler

Haberin Devamı

Türkiye’ye gelen Suriyelilerin yüzde 64’ü Halep’ten, yüzde 8’i İdlib, yüzde 8’i Haseke, yüzde 5’i Rakka, yüzde 5’i Deyrizor, yüzde 4’ü Hama, yüzde 4’ü Şam, yüzde 2’si Humus’tan. Kontrol edilen bölgeler olarak da yüzde 17’si PYD’nin kontrolünde, yüzde 66’sı rejimin kontrol ettiği yerler, yüzde 8’i muhalefetin, yüzde 9’u da Türkiye’nin kontrol ettiği yerler.