24.10.2008 - 18:10 | Son Güncellenme:
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu Beykent Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin açılış törenine katıldı. Açılıştan sonra habercilerin sorularını yanıtlayan Kuzu AKP hakkında kapatma davası ve türbay yasağı ile ilgili Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararlarını yorumladı. Verilen kararın en sıkıntılı yönünün parlementonun anayasa değiştirme yetkisini ciddi anlamda cendere sıkıştırmış olması olduğunu belirten Kuzu, "Yapacağımız her değişikliğin iptal ihtimali ve riski oldukça yüksek. 1970'lerde bu hataları yapmıştı Anayasa Mahkemesi. 1982 Anayasası bu hataları düzeltti. Ama bu fiili bir durumdur. Anayasanın dışına bu anlamda çıkan, meclisten öte sınırını aşan Anayasa Mahkemesi'nin bizati kendisi olmuştur. Yetkisinin tamamen dışında bir yetki alarak kullanmıştır"dedi.
MHP'NİN ÖNERİSİ..
MHP'nin Anayasa Mahkemesi'nin yetkilerinin sınırlandırılması ile ilgili önerisi ile ilgili somut bir şey olmadığını belirten Burhan Kuzu, "Anayasa Mahkemesi'nin yapılanmasıyla alakalı teklif yeni bir şey değil. 2003'ten beri partimizin değişik hazırlıkları bu noktada var. Kaldı ki bizim yeni bir Anayasa çalışmamızda bunlar geçen dönemde vardı. Ortaya çıktığı zaman bunu düşürüz"diye konuştu.
AKP'NİN KAPATILMASI DAVASININ GEREKÇELİ KARARI...
AKP'nin kapatılması davası ile ilgili gerekçeli kararı da değerlendiren Burhan Kuzu, bu kararın iki tane önemli yönü olduğunu belirterek, "Bir tanesi odak haline gelmesinin tespit edilmiş olması. Bu noktada elbette itirazımız var. Bu noktaya gelmemeliydi.Bütün konuşmamız ifade özgürlüğü bağlamında alınmış olan hususlardır.Odak haline gelmediğini her zaman söylüyoruz. Fakat Anayasa Mahkemesi böyle taktir etmiştir. Fakat Mahkeme bir şeyin altını çizmiş. O açıdan mahkemeyi kutlamak istiyorum. Bizim AB sürecindeki çalışmalarımız, Cumhurbaşkanı'nın halka seçtirilmesi meselesini, kadın hakları konusundaki pozitif ayrımcılık destekleme noktasındaki icraatlarımızı vurgulamış. Özellikle diyorki 'Yüzde 47'lik bir reyi vardır ve bu bir taban oluşturmuş demektir'diyor ve bu anlamda da şiddete başvurmadığımızın altını bir kez daha çiziyor. Böylece bizim de arzu ettiğimiz eskiden beri parti kapatmalardaki kriterleri fiilen Anayasa Mahkemesi kabul etmiş oluyor. Bunun anayasal dayanağı da var. Çünkü biz Anayasa'yı değiştirdik. 90'ncı maddede milletlerarası antlaşma ile iç hukuk çatıştığı zaman, kanunlar özgürlükler konusunda anlaşma öncelikli gelir dedik. Muhtemelen bunu uygulamış olsa gerek. Gelinen bu noktayı önemsiyorum. Bundan sonra parti kapatmalarda Anayasa Mahkemesi bu şiddet kriterini uygulayacaktır.Ama bir mali ceza verilmiştir. Bizim gönlümüz bu parti kapatma davalarının Türkiye'nin gündeminden kalkmasından yanadır. Türkiye parti kapatmada mezarlık haline gelmiştir. 24 parti kapatılmıştır. 300 küsür parti kurulup, çoğu kendisini lağvetmek durumunda kalmıştır. Bizim görüşümüz partiyi toplum kapatmalıdır. Bugün biz 50 yıl içinde bu kadar parti kapatmışız. Avrupa'da 2 tane parti kapatılmış. Son olarak İspanya'da kapatılan bir parti vardı. Bu ETA örgütü üyelerinin içinde bulunduğu bir partiydi"dedi.
"KONUNUN BAŞÖRTÜ BOYUTU DEĞİL MECLİSİN YETKİSİNİ KISMA BOYUTU ÇOK TEHLİKELİDİR"
Anayasa Mahkemesi'nin türban kararından sonra yeni bir anayasa yapmanın ne kadar güç olduğunun altını çizmek istediğini belirten Burhan Kuzu, "Oldukça yanlış bir karardır o verdiği başörtü kararı. Konun başörtü boyutu değil, meclisin yetkisini kısma boyutu çok tehlikelidir. 1970'te bu hata yapıldı. O zaman sağcısı solcusu bütün öğretim üyeleri karşı çıkmıştık. Şu anda sol görüşlü öğretim üyeleri suskun. Halbuki o tepkiyi bekliyoruz onlardan"diye konuştu