10.02.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
BAHAR ATAKAN
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) Türkiye’ye bağlanmasının, Türkiye’nin kendi çıkarlarına da aykırı olduğunu öne sürerek, “İkinci bir Tayfur Sökmen olmayacağım” açıklamasına tepki sürüyor. Rauf Denktaş döneminde Cumhurbaşkanlığı Müsteşarlığı ve müzakerecilik yapan Ergun Olgun “Çok talihsiz, Kıbrıs Türklerini çok mahcup ve töhmet altında bırakan bir açıklama” dedi. Prof. Dr. Hasan Ünal da “Bu açıklamayla tamamen haddini aşan Akıncı’dan diplomatik izahat ve özür istenmeli” görüşünü dile getirdi. Akıncı’nın açıklamasına tepkiler özetle şöyle:
‘Talihsiz açıklama’
Ergun Olgun (Denktaş döneminin Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı, müzakereci): Çok talihsiz, Kıbrıs Türklerini çok mahcup ve töhmet altında bırakan bir açıklama. Kıbrıslı Türklerin, Türkiye ile ana vatanlarıyla olan ilişkisi bu şekilde algılanmamalı. Kıbrıs Türklerinin bariz çoğunluğunun görüşlerini yansıtan bir değerlendirme değil. Türk ulusunun bir parçası olmaktan onur duyuyoruz. Biz, Türkiye’nin Kıbrıslı Türklerin bir vatanı olduğunu düşünüyoruz. Dıştan gelen etkileşimler ve algı yönetimi altında yapılmış bir açıklama bana göre. Kıbrıslı Türklerin, Türkiye’nin, ana vatanlarının desteği olmadan buradaki varlıklarını sürdürmesi mümkün değil. Toplumumuz da bunun farkında. Yalnız Kıbrıslı Türklerin değil Kıbrıslı Rumların da Türkiye ile işbirliği yapmasına ihtiyaç var. Güney Kıbrıs’ın da Türkiye’ye ihtiyacı var, çünkü bölgenin en büyük ekonomisi.
‘Özür istenmeli’
Prof. Dr. Hasan Ünal (Maltepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü): Akıncı, bir devletin cumhurbaşkanı ve bu devlet Türkiye’nin sadece tanıdığı değil ayrıca kardeşi olarak gördüğü bir devlet. O devleti dünyada tanıyan tek devlet de Türkiye. Etrafımızdaki ülkelerden birinin devlet başkanı, Hatay’ın Türkiye’ye bağlanması kararını eleştirir tarzda açıklama yapsa, diplomatik kanallar devreye girer, o devletin büyükelçisini çağırırız, oradaki büyükelçimize talimat veririz. ‘Sen bizim toprak bütünlüğümüzü mü sorguluyorsun, neyi amaçlıyorsun? Bedeli sana çok ağır olur’ deriz. Bunu KKTC Cumhurbaşkanı’nın yapmış olması ise katmerli bir ayıp. Türkiye derhal devreye girmeli, KKTC büyükelçisi çağrılmalı, Lefkoşa’daki büyükelçisini devreye sokmalı. Akıncı’dan diplomatik izahat ve özür istenmeli. ‘Amacınız ne?’ denilmeli. Eğer bu bir benzetme ise ve Akıncı böyle bir benzetme yaparak KKTC’nin Türkiye’ye bağlanmasına karşı olacağını söylüyorsa bu da uygun değil hatta aptalca bir örnek... Belki Rumlara ‘Türkiye bizi kendisine bağlayacak, dolayısıyla ne olur gelin siz bizi alın’ der gibi bir mesaj. Akıncı’nın savunduğu bütün fikirler yıllarca denendi ve uygulamada başarısız oldu.
‘Hedef sol oyları konsolide etmek’
Sabahattin İsmail (1998-2005 arasında Rauf Denktaş’ın danışmanlığını yaptı, gazeteci-yazar): Sayın Akıncı, nisanda yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde yeniden aday. Mensup olduğu Toplumcu Demokrasi Partisi’nin oyu yüzde 5-6 civarında. Akıncı’nın en büyük rakiplerinden biri sol kesimin adayı olan Tufan Erhürman. CTP’nin oyu yüzde 22-23 civarında. Dolayısıyla Sayın Akıncı’nın seçimlerde yeniden iddia sahibi olabilmesi için sol oyları CTP’den kopartıp kendisinde konsolide etmesi gerekiyor. Türkiye’ye karşı dik duran, Türkiye’ye boyun eğmeyen, biat etmeyen bir lider imajı çizerek federasyon çözümünü savunan sol kesimin oylarını konsolide etmeye çalışmaktadır. Sayın Akıncı, 2015’teki seçimi federasyonu gerçekleştirmek sözüyle kazandı. Beş sene önce bunu gerçekleştirememesi halinde yeniden aday olmayacağını söylemişti. Akıncı’nın kullanabileceği tek argüman bu kaldı. KKTC’de ve Türkiye’de ilhak veya iltihak, Kırım veya Hatay modeli diye bir gündem yoktur. Sayın Akıncı, Türkiye’den kendisine yanıt verilmesi için bir provokasyon yapmıştır. Akıncı’nın kışkırtmalarına gelinmesin. Zaten iki buçuk ay sonra o makamda olmayacak. Bunlar son çırpınışlarıdır.