02.04.2019 - 22:03 | Son Güncellenme:
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İstanbul'da seçim sonuçlarına itiraz sürecine ilişkin, "CHP adayının, 'bu süreç derhal durdurulsun' gibisinden bir yaklaşımı söz konusu. Bu süreç hukuk içerisinde gayet doğal bir şekilde yürürken bu sürecin yürümesinden duyulan rahatsızlık niyedir, bu süreci akamete uğratma çabasının manası nedir? Bu telaşa gerek yoktur, panik atağa gerek yoktur. Herkes rahat olsun, herkes sakin olsun." dedi.
Çelik, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'deki seçim sürecinin dışarıdaki yansımalarını takip ettiklerini bildiren Çelik, seçim sürecinin doğru değerlendirilmesinin, Türkiye'nin doğru anlaşılması bakımından önemli olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin gerçek dostları, gerçek müttefiklerinin duasıyla bu seçimlerde AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın birinci olduğunu belirten Çelik, "Türkiye tökezlesin, isteyenler, Türkiye'nin eli zayıflasın isteyenler, birtakım şer şebekeleri, kara propaganda odakları da aynı şekilde faaliyetlerine devam ediyorlar." diye konuştu.
"Seçim öncesinde başlamıştı, şimdi de aynen devam ediyor"
Dış politikada bunları iyi tanıdıklarını vurgulayan Çelik, "Yıllardır bunlarla mücadele etmek, oyunlarını boşa çıkarmak, Türkiye'nin yürüyüşünü engellemeye çalışanların çabalarını bertaraf etmek konusunda deneyimliyiz." ifadelerini kullandı.
Bunların net bir üslubu olduğuna değinen Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"AK Parti'ye, Sayın Cumhurbaşkanımıza bir son biçmeye çalışırlar. Sürekli olarak siyasi sürecin, mücadelenin, gidişatın sonlanması için çeşitli tarihler, dönüm noktaları belirlerler. Bu, dünyadaki birtakım marjinal grupların kıyamet senaryoları gibi her seferinde boşa çıkar. Bunlar, bir kere daha bu kara propaganda faaliyetlerine başladılar. 'Erdoğan'ın siyasi hayatı bitti', 'AK Parti'nin siyasi hayatı sonuçlanıyor', 'Cumhur İttifakı başarılı olamadı' gibisinden bu propagandaları yoğunlaştırıyorlar. Bugün daha da yoğunlaşmış durumda... Bundan neyi kastettiklerini biz anlıyoruz. Türkiye'nin eli zayıflasın istiyorlar. Bu şer şebekeleri, kara propaganda odaklarıyla Yeni Zelanda'da o saldırıyı gerçekleştiren katil arasında sadece doz farkı vardır. Ama onun gerisinde anlayış birliği olduğunu görüyoruz. 'Türkiye'nin eli zayıflasın, tökezlesin, gittiği yoldan geri dönsün...' Türkiye'nin dış politikasına kendi karanlık ilişkileri çerçevesinde karar vermek isterler. Bu, olmadığı zaman da bu faaliyetleri çeşitli dönemlerde başlatırlar. Seçim öncesinde başlamıştı, şimdi de aynen devam ediyor."
Türkiye'de son derece meşru, hukuka uygun olarak yürüyen yasal itiraz sürecine de işaret eden Çelik, "Seçim sürecinin, demokrasi geleneğimizin bir parçası olan, hukuka göre yürüyen itiraz süreci hakkında kara propagandayı yürürlüğe sokuyorlar. Müthiş bir rahatsızlık duyuyorlar. Seçim sonuçlarını kafalarına göre ilan etmek istiyorlar. Bunun dışında bir gelişme olacak diye büyük bir panik içerisindeler. Kesinleşmiş bir sonuç olmadığı halde, AK Parti'nin sonucu değiştirmeye çalıştığından bahsediyorlar. Bundan bahsedenlerin Türkiye'deki yürüyen sürecin şeffaflığından ya haberleri yok ya da haberleri olmasına rağmen bunu yapıyorlar ki, esasında süreçleri yönlendirmeye, süreçlere karar vermeye çalışanlar kendileridir." değerlendirmesinde bulundu.
"Yüzde 10'luk katılım oranı"
AK Parti Sözcüsü Çelik, şöyle konuştu:
"Seçim neticesinde birtakım diktatörlere yakın gazetelerde, Cumhurbaşkanımızın siyasi hayatıyla ilgili olumsuz haberlerin yapılması da ibretle not ettiğimiz cümleler... Genelde hiçbir demokratik geleneğe sahip olmayan bu ülkelerde bu liderler, bu diktatörler yüzde 10'luk, 20'lik bir katılım oranına sahiptirler ama nedense hep sandıktan yüzde 99'la seçilirler. Bu garabeti hiç görmezler. Bu garabeti görmedikleri gibi çıkarlar, demokrasimizi eleştirmeye kalkarlar. Yüzde 85'lik bir katılım oranı ve dolayısıyla yüzde 52'ye yakın bir zaferin, onlar için anlaşılması güç oluyor. Çünkü onlar, yüzde 10'luk katılım oranıyla yüzde 99 sandık sonucu almaya alışkın tipler...
Cumhur İttifakı'nın seçimlerden yüzde 52'ye yakın oy alması ve önümüzdeki 4,5 yıl boyunca istikrarın devam edecek olması, bunları rahatsız ediyor. Bu seçimlerde de umutlarını, birtakım dış politikadaki emellerini gerçekleştirmek, Türkiye'nin milli çıkarlarını zedelemek üzere Cumhur İttifakı'nın, AK Parti'nin kaybetmesine bağlamışlardır. Olmayınca yine sesleri yükselmeye başladı. 'Erdoğan eşittir Türkiye' diyerek, 'Erdoğan'ın masada eli zayıflarsa, Türkiye'ye istediğimizi yaptırırız' gibi bir anlayışla hareket ediyorlar. Milletimiz de bunların oyunlarını gördüğü, Cumhurbaşkanımızın liderliğine her seçimde olduğu gibi bu sefer de 15'inci kez desteğini yinelemiştir."
Türkiye'de yeni bir dönemin başladığının altını çizen Çelik, milli çıkarların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün kurumları tarafından etkili bir şekilde savunulacağını dile getirdi.
AK Parti Sözcüsü Çelik, bu kara propaganda çevrelerinin beklediklerinin aksine, Türkiye'nin milli çıkarlarının en etkili şekilde savunulmaya devam edeceğini söyledi.
"Bu telaşa gerek yoktur, panik atağa gerek yoktur"
Seçim sonuçlarına itiraz sürecinin sadece AK Parti'nin sandıkların başında, tek başına bulunarak yürüttüğü bir süreç olmadığına dikkati çeken Çelik, "Bütün partilerin gözlemcileri orada... Sürecin patronu hukuktur, yani Yüksek Seçim Kuruludur." ifadesini kullandı.
Yüksek Seçim Kurulu'nun çok başarılı seçimler yürüttüğünü hatırlatan Çelik, bu sürecin gözlemcisinin bütün vatandaşlar olduğunu anlattı.
Bu konuda bir panik içerisine girmemek gerektiğine işaret eden Ömer Çelik, "Bir panik atak siyaseti yapmamak lazım. CHP adayının, 'bu süreç derhal durdurulsun' gibisinden bir yaklaşımı söz konusu. Bu süreç hukuk içerisinde gayet doğal bir şekilde yürürken bu sürecin yürümesinde duyulan rahatsızlık niyedir, bu süreci akamete uğratma çabasının manası nedir? Bu telaşa gerek yoktur, panik atağa gerek yoktur. Herkes rahat olsun, herkes sakin olsun." diye konuştu.
"Türkiye'ye yayın yapılsa"
Sürece ve sonuca saygı göstereceklerini tekrarlayan Çelik, sonuç olarak vatandaş ne derse onun olacağını söyledi.
Seçim kurullarının çok şeffaf olduğuna değinen Çelik, "Bu şeffaflığın yanı sıra orada siyasi partiler olduğu gibi keşke o kurulların olduğu yerde bu çalışmalar yürütülürken her yerde kamerayla gerekirse, herkesin izleyebileceği şekilde Türkiye'ye yayın yapılsa. Sonucu saygıyla karşılama konusunda demokrasi kapasitesi olan herkesin soğukkanlılıkla, serinkanlılıkla yürütmesi gereken bir süreç bu..." dedi.
Bu sürecin Türkiye demokrasisinin önemli bir geleneği ve gücü olduğunu kaydeden Çelik, "Sandık yoluyla Türkiye'nin yönetilmesi, sandıkta iradenin tam olarak tecelli etmesi ve sonuçta millet ne derse lehimize ya da aleyhimizde de olsa buna saygıyla yaklaşmak Türkiye'nin en büyük gücüdür, kuvvetidir." yorumunu yaptı.
"Demokrasi bilincinin kuvvetlenmesi mücadelesidir"
Sivil siyaseti destekleme ve demokrasiyi güçlendirmenin asıl zafer olduğunu aktaran Çelik, "Bizim verdiğimiz mücadele AK Parti'nin zaferlerine imza atma mücadelesi olduğu gibi büyük resme baktığımızda da sivil siyasetin güçlenmesi, Türkiye'nin demokratik geleneklerinin pekişmesi ve Türkiye'deki demokrasi kültürünün ve bilincinin daha da kuvvetlenmesi mücadelesidir." ifadelerini kullandı.
Süreci akamete uğratmaya çalışmamak gerektiğini bildiren Çelik, her bir AK Parti oyunun ortaya çıkması için bu iradeyi sonuna kadar sürdüreceklerini kaydetti.
Seçim sonuçlarına ilişkin itiraz sürecinin başka partiye oy vermiş vatandaşların heba olmuş oylarının da ortaya çıkmasını sağladığına işaret eden Çelik, "Hiçbir oy feda olmasın. Kime verilmiş olursa olsun, her oy o oyu atan kişinin iradesi çerçevesinde sonuca yansısın istiyoruz. Mücadelemiz bununla ilgilidir." diye konuştu.
AK Parti geleneğinde açık oy gizli tasnif gibi bir tutumun hiçbir zaman olmadığının altını çizen Çelik, "Biz her zaman demokratik süreçlerin şeffaflığından yana olduk. Her zaman da şeffaf yapılmış seçimler sonucunda hak edilmiş zaferlere imza attık. Açık oy gizli tasnif gibi bir geleneğimiz olmadığı gibi, açık oy gizli tasnif geleneğinin CHP'nin siyasi hayatının büyük bölümünü dolduran bir gelenek olduğu herkes tarafından biliniyor. Bizim siyasi süreçlerle olan ilişkimiz şeffaflık üzerine kuruludur. Bu tip şeffaf olmayan süreçler, bize bu eleştiriyi yönelten CHP'nin geleneğinin çok önemli bir parçasıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Muhalefetin eleştirilerini ifade ederken dikkatli bir üslup kullanması gerektiğinin altını çizen Çelik, "Kendi tarihleriyle önce yüzleşmeleri gerekir. Kendi tarihlerinde olan bir şeyi AK Parti'nin tarihinde varmış gibi göstermeleri de büyük bir manipülasyondur. Seçilmiş iradeye karşı tutum alan, muhtıralara destek veren, yargı vesayetine destek veren, askeri vesayete destek veren gelenek CHP'ye aittir. Bizim geleneğimize ait değildir." diye konuştu.
AK Parti'nin hak edilmiş zaferlere imza attığına işaret eden Çelik, "Hak edilmemiş zaferlerle, yargı ya da askeri vesayetle milletin iradesini çalarak, Türkiye'nin yönetiminde çeşitli dönemlerde rol oynayanların hangi geleneğe ait olduğu herkes tarafından bilinmektedir." ifadelerini kullandı.
Şeffaflıktan yana olduklarını dile getiren Çelik, "Sürecin patronu YSK'dır. Hukuk işlemektedir. Hukuki prensiplere bağlılıkla bu işi yürütmekteyiz. YSK'nın itibarını korumak hepimizin vazifesidir. YSK nihai sonucu yayınladığında da hepimiz buna saygı duyacağız." dedi.
Bazı yerlerde seçim sonuçlarıyla ilgili gerginlikler duyduklarına değinen Çelik, bu hukuki ve demokratik sürecin işlemesi konusunda bütün vatandaşların müsterih olmalarını, bu meseleyi partiler arası bir kavga gibi görmemelerini istedi.
Vatandaşlar arasında bir husumet oluşmasını istemediklerini belirten Çelik, şunları kaydetti:
"Bu partiler arası bir kavga değil, milletimizin iradesinin tam olarak tecelli etmesi mücadelesidir. Siyasi geleneklere uygundur. Hukuki prensiplere uygun şekilde yapılmaktadır. Bütün milletimiz sonuçta her oyun hak ettiği yolu bulması yoluyla kazanmış olacaktır."
"Her vatandaşın oyu da kendi yerini bulacak"
AK Parti'nin hiçbir oyunun zayi olmamasını ve yerini bulmasını sağlayacaklarına değinen Çelik, bu süreç içerisinde hangi partiye verilmiş olursa olsun her vatandaşın oyunun da kendi yerini bulacağını söyledi.
Ömer Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sakın ola ki hiçbir vatandaşımız bir kavganın tarafı olmasın. Böyle bir şey en büyük incitici unsur olur. Hepimiz, herkes demokrasinin tarafındayız ve egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ilkesinin tarafındayız. Yürüttüğümüz mücadele de bu prensibe bağlılığımızın neticesi olarak ortaya çıkmış bir mücadeledir. Sonuç ne olursa olsun, hiçbir vatandaşımızın incinmesini istemiyoruz."
Çelik, demokrasinin her hal ve şart altında milletin kazandığı bir rejim olmasının demokrasiye bağlılıklarının en büyük sebeplerinden birini oluşturduğunu vurguladı.
Oyların sandığa tam yansımasıyla ilgili yürüttükleri mücadelenin de bu şekilde görülmesi gerektiğini belirten Çelik, sonuç olarak milletin, demokrasinin kazanacağını dile getirdi.
"AK Parti geleneği 'egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' geleneğine bağlılık ve bu bağlılık neticesinde ödenmiş bedellerle dolu bir gelenektir" diyen Çelik, "(Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ama millet bu egemenliği Cumhuriyet Halk Fırkası eliyle kullanır) geleneği bizden uzak bir gelenektir, karşımızda bir gelenektir ve bu siyasi mücadelemizin var olma sebeplerinden bir tanesidir." diye konuştu.
Sivil siyasetin, demokrasinin güçlenmesi için bu oligarşik siyasetle mücadele ettiklerini anlatan Çelik, şunları söyledi:
"Tek parti rejiminin kalıntıları, hiziplerin hakimiyeti, oligarşik grupların hakimiyeti, herhangi bir grup egemenliğinin ortaya çıkması gibi durumlar her zaman için karşı olduğumuz durumlardır. Bunların hangi gelenek tarafından üretildiğini ve imza atıldığını da biliyorsunuz. Milletimiz ne derse o olur. Türkiye'nin sahibi millettir. Sandık yoluyla gelir, 'Türkiye'yi şunlar, şu şekilde yönetsin' der. Hepimiz de talimatı alırız, 'başımızın üstünde yeri var' deriz. Milletimizin talimatlarını yerine getirmek için gayret sarfederiz. Dolayısıyla bütün partiler sandık seçim tutanaklarına, sayım döküm çizelgelerine baksınlar. Milletin talimatını doğru anlayalım. Milletimizin talimatının tam olarak tecelli etmesi için uğraşalım. Süreci akamete uğratmaya çalışmayalım."
Hukuka uygun, sürece ve sonuca saygıyla yönetilmesi gereken bir süreç yaşandığı bilgisini veren Çelik, "Hakkımızı aranmasının engellenmesi girişimlerine tabii ki müsaade etmeyeceğiz. Oyların tam olarak tecelli etmesini sağlayacağız." ifadelerini kullandı.
Yerel seçim sonuçlarıyla ilgili mevzuata aykırı durumlar, birtakım usulsüzlükler tespit edildiğini, ıslak imzalı ve mühürlü sandık sonuç tutanaklarıyla YSK'ye bildirilen oylar arasında ciddi farklar görüldüğünü aktaran Çelik, bunların düzeltilmesi için girişimlerini sürdüreceklerini, vatandaşın oyuna duydukları saygı gereği bu noktada güçlü şekilde çalışmaya devam edeceklerini bildirdi.
Çeşitli seçim kurullarının geçersiz oyların yeniden sayılması için kararlar verdiğini belirten Çelik, "Dolayısıyla hiçbir anormallik olmayan, vatandaşlarımızın gayet müsterih olması gereken bir süreç yürütülmektedir. Buradaki sonuçları da diyoruz ki herkes elindeki tutanaklara, sonuçlara baksın. Kurullardan çıkan sonuçlara da baksın. Bunlar sonucunda görüyorsunuz gayet rahat ve açık bir süreç yürüyor. Bizim oylarımızın arttığı yerler olduğu gibi zaman zaman CHP'nin oylarının arttığı yerler de oluyor. Sonuçta o gün sandığa giderek vatandaşlık görevini yerine getiren vatandaşımız kazanmış oluyor." diye konuştu.
Bu sürecin bir husumet, kavga süreci olarak değil hakkın ve adaletin tecelli etmesi süreci olarak görülmesi gerektiğini ifade eden Çelik, "Biz tabii ki karşımızdaki ittifakı oluşturan partilerin yönetimlerini yanlış siyasetleri, Türkiye'ye verdikleri zarar yüzünden eleştiriyoruz ama tabandaki bütün vatandaşlarımız bundan muaftır. Partilerimiz ne olursa olsun hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti'dir, aidiyetlerimiz ne olursa olsun bütün milletimizin iradesine saygı gösteriyoruz. Biz kendi partimize verilen oyların peşinde olduğumuz gibi, bunları ısrarla ve kararlı şekilde takip ettiğimiz gibi bu hukuki ve objektif bir süreç olduğu için farklı partilere oy vermiş vatandaşlarımızın iradesi de bu şekilde tecelli etmiş oluyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Her sorumlu siyasetçinin bu şekilde sonuç beklemesi gerekir"
Her sorumlu siyasetçinin bu şekilde sonuç beklemesi gerektiğini ancak sonucu beklemek konusunda bu saygıyı göstermeyen ve birtakım çeşitli manipülasyonlara başvuran bazı yaklaşımlar gördüklerini dile getiren Çelik, şunları kaydetti:
"Bunlardan bir tanesini bugün CHP adayının Anıtkabir ziyareti sırasında gördük. Her vatandaşımızın ve siyasi şahsiyetin Anıtkabir ziyaretinden memnuniyet duyarız. Bu bir devlet geleneğidir. Aynı zamanda da milletimizin teveccüh gösterdiği bir gelenek haline gelmiştir. Anıtkabir ziyareti, özel günlerimizde var olma mücadelemizi hatırladığımız, İstiklal Savaşı'mızın zor günlerinden varlık yokluk mücadelesi vererek zaferle çıktığımız o dönemleri hatırladığımız, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ve şehitlerimizin kararlı duruşuyla tarih sahnesinden silinmeye çalışıldığımız bir dönemde 'tarih sahnesinde varız ve bundan sonra da var olacağız' şeklindeki irademizi tekrar hatırladığımız Atatürk'ün aziz hatırasına saygının ifade edildiği ziyaretlerdir. CHP adayının ziyaretinde ise buna benzer bir ziyaret yapması neticesinde Anıtkabir defterine attığı imzada maalesef bu saygıyı zedeleyen ve istismara yönelik bir ifade ortaya çıkmıştır."
YSK kesin kararını vermedi"
YSK'nin kesin kararını vermediğini, itiraz sürecinin devam ettiğini hatırlatan Çelik, şöyle devam etti:
"Herhangi bir kimseye yetki ya da mazbata verilmemiştir ama buna rağmen CHP adayı oraya gittiğinde imzasını atarken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı diye imzasını atmıştır. Bu tabii ki doğru olmamıştır ve Atatürk'ü ziyaretinin ve Anıtkabir defterinin böylesi bir istismar için kullanılması da son derece saygısız bir davranış olmuştur. Her vatandaşımızın ve her siyasetçinin Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün aziz hatırasına saygı gereği Anıtkabir'i ziyaret etmesinden memnuniyet duyarız ama bu ziyaretleri, bu aziz hatıraya saygının ötesine taşırarak biraz evvel bahsettiğim prensiplere, tarihsel döneme saygının ötesine taşırarak bir takım kişisel çıkarlar için kullanmak, doğrusu saygı duyulacak bir tavır değildir ve bir istismardır. Eğer o deftere her önüne gelen istediği makamın imzasını, sıfatını kullanarak imza atarsa doğrusunu söylemek gerekirse son derece saygısızca bir iş yapılmış olur.
Ayrıca bu ziyaret CHP heyeti adına yapılmış bir ziyaretken keşke oraya imza olarak o ifadeleri yazdıktan sonra CHP heyeti diye imza atsalardı. Ama bir şahıs kendisine mazbata verilmeden, itiraz süreci devam ederken, hukuki süreç devam ederken ve kendisi halen aday konumundayken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı gibi bir imza atması açık bir istismar durumudur. Ayrıca Atatürk'ün aziz hatırasını bekleyen, nöbet tutan Anıtkabir Komutanlığını da kandırmak suretiyle kasten zor duruma düşürmüşlerdir. 90 derece yanlış bir iş olmuştur."
"Panik atak siyasetine ve bu şekilde istismara gerek yok"
"Bu şekilde bir panik atak siyasetine, bu şekilde bir istismara gerek yoktur. Hukuki süreç devam ederken bu şekilde bir istismarcılığın ortaya çıkmasını kınanacak bir tutum olarak görüyoruz." ifadelerini kullanan Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Telaşa gerek yok. Sürece ve sonuca saygı göstermek gerekir. Millet iradesi tecelli edecek. Görüyoruz daha seçim süreci devam ederken twitter adresindeki profiline bazıları henüz mazbata almadan belli makamlara gelmiş gibi ifadeler koyuyorlar. Twitter adresinize istediğinizi yazabilirsiniz. 140 karakter gibi bir hakkınız var. Bu biraz daha arttı ama Anıtkabir Defteri'ne bu şekilde alelusul Anıtkabir ziyaretini bu şekilde alelusul istismar edemezsiniz. Bu aynı zamanda Yüksek Seçim Kuruluna da saygısızlıktır."
Her vatandaşın Anıtkabir'i ziyaret etmesinden büyük bir memnuniyet duyacaklarını vurgulayan Çelik, "Bu bir devlet geleneğidir. Bir millet geleneğidir ama bu şekildeki istismarların son bulduğunu zannediyorduk. Bu şekilde bir istismarın ortaya çıkmasından, böylesi saygısız bir tavrın ortaya çıkmasından da büyük bir üzüntü duyduğumuzu, oradaki komutanların bu şekilde zor durumda bırakılmasından büyük üzüntü duyduğumuzu ifade etmek isteriz." şeklinde konuştu.
"Herkesi sürece saygılı olmaya davet ediyoruz"
Çelik, şu andaki süreci hukuki prensipler, demokratik geleneklere uygun olarak sakin ve kararlı bir şekilde takip edeceklerinin altını çizerek, "Sonuç olarak demokratik rejimin doğası gereği kazanan milletimiz olacaktır. Sürece saygı göstereceğiz. Süreç akamete uğramayacak kararlı bir şekilde oylarımızın sonuçlara yansıması için bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Bizim sürdürdüğümüz bu mücadelede sırasında hukuk çerçevesinde diğer partilerin görevlileri de orada olduğu için başka partilere oy vermiş vatandaşlarımızın oyları da sandığa yansıyacaktır. Netice itibarıyla sürece saygı gösterenler aynı şekilde sonuca da saygı gösterecek." ifadelerini kullandı.
"Sonuç ne çıkarsa çıkarsın milletimizin talimatı budur diyip bunu saygı ile karşılayacağız ama şu anda bu kadar itiraz varken, bu kadar sıkıntılı durum varken hukuka müracaat etmek, hukuki süreci beklemek en doğrusudur." diyen Çelik, sözlerini şöyle tamamladı:
"Herkesi sürece saygılı olmaya ve sonucu da saygı ile beklemeye davet ediyoruz. Sonuç YSK tarafından açıklandığında da millet iradesi bu şekilde tecelli etmiştir, İstanbul halkının iradesi bu şekilde tecelli etmiştir, Ankara halkının iradesi bu şekilde tecelli etmiştir, diğer illerde vatandaşlarımızın iradesi bu şekilde tecelli etmiştir diye büyük bir saygı ile karşılayacağız ve bu şekilde yolumuza devam edeceğiz. Kimse bu kara propagandalara, yurt dışında yapılan manipülasyon çabalarına rağmen hiçbir şekilde bunlara kulak asmayacağız. Türkiye'nin bahtı parlaktır, Türkiye'nin bahtı güzeldir, geleceği güzeldir. Yarınımız bugünümüzden daha güzel olacaktır. Bu şekilde çalışmalarımızı sürdüreceğiz."