18.01.2021 - 03:07 | Son Güncellenme:
AA
Ünal, katıldığı televizyon programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "sözde cumhurbaşkanı" ifadelerine ilişkin değerlendirmeleri sorulan Ünal, AK Parti'nin iktidara gelmesinin ardından 2003 yılında yaşananlara değinerek, bir gazetenin attığı "Genç subaylar tedirgin" manşeti ve arkasından başlatılan çeşitli kampanyalar ile "Cumhuriyet mitingleri"ni hatırlattı.
Söz konusu dönemde CHP'nin "Ordunun karşısında saygıyla eğiliyoruz" açıklamaları yaptığını ve ordu göreve pankartları açıldığını ifade eden Ünal, dönemin Genelkurmay Başkanı'nın "Sözde değil özde cumhurbaşkanı istiyoruz" ifadeleri kullandığına dikkati çekerek, "Tam işte bu Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'sözde cumhurbaşkanı'yla o gün Genelkurmay Başkanı'nın ifade ettiği sözde cumhurbaşkanı aynı şey." dedi.
Kemalizm'in vesayet rejimi, CHP'nin vesayet partisi, devletin de vesayetçi devlet olduğunu savunan Ünal, "Vesayetçi rejimin değerlerine uygun davranmayan cumhurbaşkanı onlara göre sözde cumhurbaşkanıdır. Millet tarafından seçilmiş olmasının bir kıymeti yoktur. Kemal Kılıçdaroğlu bunu geçen gün açıkladı. Dedi ki; 'Cumhurbaşkanı olmak için seçilmiş olmak yeterli değildir." diye konuştu.
CHP'nin Türk Ordusu'na bakış açısına da değinen Ünal, "Kahraman Türk Ordusu, bunların düşündüğü şekilde vesayetin zinde güçleri olarak hareket ettiğinde önünde saygıyla eğiliyorlar. Darbeci reflekslerini koruduğu sürece ordu saygın ama aynı Türk Ordusu Libya'da, Suriye'de, Mavi Vatan'da gerçek görevini yerine getirdiği zaman o zaman ne diyorlar biliyor musunuz; 'satılmış ordu' diyorlar. Ya da işte geçen gün CHP Grup Başkanvekili'nin söylediği gibi 'militan' demeyi tercih ediyorlar." ifadelerini kullandı.
"CHP, dönüp HDP'ye 'terörle arana mesafe koy' diyemiyor"
Ünal, bir başka soru üzerine geçmişte AK Parti'nin HDP ile yan yana geldiğine yönelik söylemlere dair, "Biz HDP ile seçim ittifakı yapmadık. Biz HDP ile bölgede göğüs göğüse siyasi mücadelemizi verdik ama HDP'nin demokratik siyasetin saflarında yer alması için, terörle arasına mesafe koyması için mücadele ettik. HDP'ye 'terörle arana mesafe koy' dedik. Ama bugün CHP ne yapıyor, doğrudan HDP ile seçim ittifakı yapıyor. Hatta HDP, CHP üzerinde vesayet oluşturuyor, 'Ankara'yı benim sayemde kazandın, İstanbul'u benim sayemde kazandın' diyor. CHP, dönüp HDP'ye 'terörle arana mesafe koy' diyemiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Cezaevinde tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş'ı HDP'li milletvekillerinden çok CHP'li milletvekillerin ziyaret ettiğini ifade eden Ünal, "11 HDP'li vekil ziyaret ediyor, 16 CHP'li vekil ziyaret ediyor. Peki Selahattin Demirtaş aşkları nereden geliyor bunların?" diye sordu.
Ünal, Demirtaş'ın 6-7 Ekim olaylarında insanları sokağa ve isyana çağırdığını, 53 kişinin ölümünden sorumlu olduğunu, şehirlerde özerklik çağrısı yapmasının ardından belediyelerin iş makineleri ile yolların kazılıp el yapımı patlayıcılar yerleştirildiğini ve bunların da bir hak arama mücadelesi olduğuna yönelik ifadeleri bulunduğunu dile getirdi.
"Bu millet 15 Temmuz cehenneminden çıktı"
Son dönemde milletin Gezi Parkı olaylarına benzer eylemlerle tehdit edildiğini dile getiren Ünal, "Bu milleti Gezi ile sokak olaylarıyla falan tehdit etmesinler. Bu millet 15 Temmuz cehenneminden çıktı. Ve bu millet o yüzleşmedikleri binlerce zulümleriyle de büyük bir irfanla, büyük bir merhametle ve affedicilikle bunlara karşı sulh-ü salah için sesini çıkarmıyor bunlara. İstanbul'da bir il başkanları var, o çok heyecanlı. İşte Boğaziçi Üniversitesindeki öğrencileri koordine etmeye çalışıyor." görüşlerini paylaştı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ünal, Millet İttifakı'na yönelik bir soru üzerine İYİ Parti ve Saadet geleneğinin siyasi kodları ve genetiğinin HDP'nin ve CHP'nin siyasi kodları ve genetiği ile uyuşmadığını ifade ederek, tek ortak motivasyonlarının Erdoğan karşıtlığı ve Erdoğan düşmanlığı olduğunu belirtti. Söz konusu partilerin Erdoğan düşmanlığı ve iktidarı devirmekten başka bir projelerinin olmadığını vurgulayan Ünal, "İktidara geldiğinizde ne yapacaksınız? İktidara gelmeyi düşünmüyorlar. Allah aşkına cumhurbaşkanı adaylığını açıklayamayan bir Kemal Kılıçdaroğlu bütün bu kavgayı kimin adına vermektedir?" değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bazı parti liderleri ile görüşmesi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın MHP lideri Devlet Bahçeli ve Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk'ü evinde ziyareti, Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) Genel Başkanı Fehmi Demir, DSP Genel Başkanı Önder Aksakal ve BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ile görüşmesi hatırlatılan Ünal, "Bazıları ittifaklarla koalisyonları bir tutuyor. Oysa koalisyonlar zorunluluktur, seçimden sonra ortaya çıkar. İttifaklar tercihtir, seçimden önce yapılır." dedi.
İttifakların yapısına ilişkin tespitlerde bulunan Ünal, Cumhur İttifakı'nın 15 Temmuz gecesi millet tarafından oluşturulan bir millet mutabakatı olduğunu anlatarak, "İlk aşamada Kemal Kılıçdaroğlu da bunun içindeydi. 7 Ağustos'ta Yenikapı'da, oradaydı. Fakat daha sonra onu oradan çekip aldılar. Sonra kontrollü darbe, 15 Temmuz karşıtı söylem üzerinden başka bir yola gitti Kemal Kılıçdaroğlu." diye konuştu.
Erdoğan'ın söz konusu görüşmelerine ilişkin Ünal, şunları kaydetti:
"İşte demokrasinin güzelliği, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin güzelliği de bu. Sizin Türkiye İttifakı çerçevesinde görüşebileceğiniz, konuşabileceğiniz geniş bir yelpaze var. Türkiye İttifakı ifadesini özellikle kullanıyorum; çünkü Cumhurbaşkanımız bir şey söylüyor, diyor ki 'tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet.' Bu çerçevede, yani bizim milletimizin birliğini bütünlüğünü, vatanımızın bölünmez bütünlüğünü, devletimizin egemenliğini, bayrağımızı, bağımsızlığımızı, siyaset üstü konularda Türkiye'nin yanında duran herkesle diyor AK Parti olarak konuşuruz."
Hukuk ve ekonomi alanındaki reform çalışmaları
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, hukuk ve ekonomi alanındaki reform çalışmalarına ilişkin soru üzerine, "Şu anda Lütfü Elvan, Hazine ve Maliye Bakanımız ve Adalet Bakanımız Abdulhamit Gül beraber bir çalışma yapıyorlar, teknik bir çalışma yapıyorlar. Geçtiğimiz cuma günü Cumhurbaşkanımız Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) toplantısında da konuyu gündeme getirdi. Bu teknik çalışmadan sonra tabii ki bir siyasi çalışma olacak ve ondan sonra da Cumhurbaşkanımız kamuoyuyla bu reformları paylaşacak." dedi.
Ünal, Adalet Bakanı Gül'ün yargı alanında ciddi bir çalışma yaptığını, yine ekonomi alanında Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan'ın da iş dünyası ile görüşmelerde bulunduğunu aktardı.
HDP'nin kapatılma çağrısına AK Parti'nin bakışı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin HDP'nin kapatılması çağrısının hatırlatılması üzerine Ünal, 2010 yılında 26 maddelik bir anayasa paketinin Meclise geldiğini ve 8'inci maddenin parti kapatmalarla ilgili olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:
"8'inci madde HDP'nin desteğiyle düştü. Biz parti olarak 2010 yılında şunu söyledik; dedik ki parti kapatmaları kaldıralım. Çünkü hatırlayın, 2008'de başlıklara bakarsanız, AK Parti'nin kapatılması için bugün demokratik geçinenler, özgürlükçü söylemlerde bulunan gazeteciler, siyasetçiler o gün AK Parti'nin kapatılması için hangi yazıları yazıyorlardı, hangi gerekçeleri oluşturuyorlardı? Onları da bir hatırlamak lazım. Bu konuda AK Parti önümüzdeki süreçte siyasi gelişmelere, sürece bakarak kendi pozisyonunu açıklayacaktır."
Parti çalışmaları hakkında da bilgi veren Ünal, özellikle son 6 aydır 2023'te oy kullanacak 6 milyon genç seçmene dönük yürüttükleri çalışmaları anlatarak, dijital değişim, siber egemenlik, siber güvenlik, siber vatan, yeni dijital dünya ve buradaki tartışmalara dönük gençlerle çok sağlam bir diyalog oluşturduklarını sözlerine ekledi.