13.11.2012 - 19:12 | Son Güncellenme:
ANKARA (ANKA)
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, bakanlıkta idam cezasının geri getirilmesiyle ilgili bakanlıkta herhangi bir çalışma yapılmadığını açıkladı.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Adalet Bakanlığı'nın 2013 yılı bütçesi görüşmelerinde milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtlayan Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın son dönemde sık sık dile getirdiği idam cezasıyla ilgili tartışmalara ilişkin eleştirileri yanıtladı. Ergin, 1982 Anayasası’nda bulunan idam cezasıyla ilgili düzenlemeye, 2001 yılında bir sınırlama getirildiğini anımsatarak, “Çok yakın savaş, çok yakın savaş tehdidi ve terör suçları halleri dışında ölüm cezası verilemez düzenlemesi Anayasa'ya giriyor. Bundan sonra 3 Ağustos 2002'de bir yasama faaliyeti var. Bu bir tekliftir. Doğrudur, MHP muhalefet şerhi yazmıştır. Bunu da teslim edelim. Değişiklik yapılırken koalisyon hükümeti içindedir ama MHP baktığınız zaman Anayasa değiştirilmiştir” dedi. Yapılan Anayasa değişikliği ile terör suçlularının idam cezası kapsamında olduğunu anımsatan Ergin, yasa yapılırken terör suçlularının idam istinasından çıkarıldığını hatırlattı. Değişiklik yapılırken koalisyon hükümetinin bulunduğunu ve bu düzenlemeye destek veren ve vermeyen milletvekillerinin bulunduğunu ifade eden Ergin, “Bunun üzerinden bugün ne olur siyaset yapmayalım. Biz de yapmayalım, siz de yapmayın” diye konuştu.
BAŞBAKAN İFADE ETTİ AMA ÇALIŞMA SÖZ KONUSU DEĞİL
İdam konusundaki yasal düzenlemenin, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Birliği'nin aradığı bir takım kriterleri karşılamak üzere yapıldığını söyleyen Ergin, “3 Ağustos 2002'de yapılan yasal düzenlemeden sonra artık idamın uygulaması kalmamıştır. Yasal olarak uygulama imkanı kalmayan, pratiği kalmayan bu yapının 2004 yılında Anayasa'daki değişikliği yapılmıştır. Bu değişikliği de AK Parti yapmıştır. Onu da ben söylüyorum. Değişikliği yaparken pratik olarak, kanunen, yasal olarak idam cezasının infazı mümkün değildi. Bu, 2002'de yapılan değişiklikle olmuştu. 2004'te de Anayasa bu kanuna uygun hale getirildi” dedi. Ergin, Adalet Bakanlığı'nda idam cezasının getirilmesine dönük bir çalışma yapılıp yapılmadığı yönünde sorular sorulduğunu anımsatarak, “Şu anda bizim bakanlığımızda bu yönde yapılan bir çalışma yoktur. Evet kamuoyunda tartışılıyor, Sayın Başbakanımız ifade etti ama şu anda bakanlığımızda yapılan böyle bir çalışma söz konusu değildir” değerlendirmesinde bulundu.
Kapatılan Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin eski savcılarından olan CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e “MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın gözaltına alınması sonrasında Sayın Başbakan sizi çağırıp ‘HSYK’ya git hepsi görevlerinden istifa etsinler’ dedi mi? HSYK üyeleri de bunun üzerine toplantı yapıp ‘Biz istifa etmeyeceğiz, yönetime aynen devam edeceğiz, ne yaparsanız yapın’ dediler mi? Siz İbrahim Okur’la (HSYK 1. Daire Başkanı) bu konuda özel bir görüşme yaptınız mı?” sorusunu yönelitti.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Adalet Bakanlığı’nın 2013 yılı bütçesi üzerindeki görüşmelerine açlık grevleri, idam ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın ifadeye çağrılması tartışmaları yaşandı. Kapatılan Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin eski savcılarından olan CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e “MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın gözaltına alınması sonrasında Sayın Başbakan sizi çağırıp ‘HSYK’ya git hepsi görevlerinden istifa etsinler’ dedi mi? HSYK üyeleri de bunun üzerine toplantı yapıp ‘Biz istifa etmeyeceğiz, yönetime aynen devam edeceğiz, ne yaparsanız yapın’ dediler mi? Siz İbrahim Okur’la (HSYK 1. Daire Başkanı) bu konuda özel bir görüşme yaptınız mı” sorusunu yöneltti. MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal ise “Biz de mi açlık grevine girelim, dağa mı çıkalım itibar görmek için anlamıyorum” sözlerini kullanması idam tartışmalarına neden oldu.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Adalet Bakanlığı’nın 2013 yılı bütçesi üzerindeki görüşmeleri devam ediyor. Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in, sunumunu tamamlamasının ardından söz alan CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, “Maalesef bugün ülkemizde en çok sorgulanan, en fazla aranan husus adalet olmuştur. Zira adalet bakanımızın elindeki Kılıç ile terazi, adalet tanrıçasının elindeki Kılıç ve teraziye pek benzemiyor. Sayın Bakanın elindeki Kılıç insanların kafasını koparan bir Kılıç, diğer elindeki terazi de AKP nın kişiye özel adalet dağıtan tek taraflı bir terazi intibaını uyandırıyor. Adalet tanrıçasının tarafsızlığını simgeleyen gözü kapalı resmini bir tarafa bırakıyor, Sayın Bakanın gözlerinin açık olmasındaki ‘yargı bağımsızlığı ve tarafsızlık ilkesini’ bulacağımı ümit ederek dikkatlice bakıyorum” dedi. Adalete artık halkı güvenmediğini belirten Ayaydın, Türkiye’de adaletin sadece iktidar partisinin tabelasında kaldığını bunun da adaletin olmadığının kamufle etmenin bir yolu olduğunu savundu.
PARASIZ EĞİTİM İSTEMENİN BEDELİ 8.5 YIL
Adalet Bakanlığı bütçesine kurumların da dahil edildiğinde bütçeden ayrılan payın yüzde 2’yi bulmadığını ifade eden Ayaydın, “Avrupa Birliği üyesi ülkeler arasında her 100 bin kişiye 20 hakim ve 10 savcı düşerken ülkemizde 10 hakim, 5 savcı düşmektedir. Ülke açıkhava hapishanesine dönmüş, insanlar tek tip gerekçelerle tutuklanıyor, tutuklananlar bir türlü bırakılmıyor, hapse girenler yangınlarda ölüyor, açlık grevlerinde canlarını ortaya koyuyor. İşte size hukuk devletimiz” dedi. Hukukun üstünlüğünün değil üstünlerin hukuku sisteminin devam ettiğini söyleyen Ayaydın, sözlerine şöyle devam etti:
“Tutuklu 8 milletvekili halkın teveccühünü, halkın oylarını almasına rağmen bir türlü yasama faaliyetlerine katılma izni alamamaktadır. Eksik ve yarım kalan bir halk iradesi, adalet sistemimizin son ürünü olsa gerek. 76 gazeteci tutuklu olup, gazetecilik artık hür bir meslek olmaktan çıkmış, iktidarın belirlediği sınırlar içinde yapılabilecek yandaşlığa dönüşmüştür. Basın özgürlüğü ayaklar altına alınmıştır. Yaklaşık 3 bin gazeteci çeşitli isnatlarla tutuklanarak cezaevlerine konulmuştur. Parasız eğitim istemenin bedeli 8,5 yıl, çantasında 3 yumurta bulundurmanın bedeli 11 yıl hapis istemi.”
İTİBAR GÖRMEK İÇİN DAĞA MI ÇIKALIM AÇLIK GREVİNE Mİ GİDELİM
Ayaydın’dan sonra söz alan MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal ile AK Parti milletvekilleri arasında idam tartışması yaşandı. TSK’nın komutanlarının bir hırsla tutuklandığını savunan Günal, kimsenin avukatı olmadıklarını belirtti. Açlık grevlerini eleştiren MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal, Şemdin Sakık'ın gizli tanık yapılmasının doğru olmadığını ifade etti. MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Bali 5. Demokrasi Konferansı'nda “Dünyada adalet yok. Dünyanın kaderi 5 ülkenin iki dudağının arasında” dediğini anımsatarak, “Türkiye'de adalet var mı- Türkiye'nin kaderi de bir kişinin iki dudağı arasında” dedi. Ergenekon Davası'nda terör örgütünün yöneticilerinden Şemdin Sakık'ın gizli tanık olduğunun ortaya çıktığını da hatırlatan Günal, adaletten söz edilemeyeceğini ileri sürdü. Günal, “Hainler kahraman oldu, kahramanlar hain oldu. Böyle bir adalet olur mu” diye konuştu Günal, sözlerine şöyle devam etti:
“Ceza varsa kardeşinize gelse uygulamak zorundasınız. Bir taraftan 2 numaralı adam gizli tanık olarak ifade veriyor, taraftan da Başbakan çıkıp tekrar “idam cezasını getirebiliriz” diyor öbür taraftan birilerini nasıl ev hapsine çıkaracağız diye uğraşıyorsunuz, bu nasıl bir ikilemdir bu. Adamların taleplerini karşılamak için hepiniz sıraya girdiniz. İdam cezasını kaldıran sizin hükümetiniz. Biz terör ve insanlık suçu ve savaş hallerini hariç tuttuk. Kime getireceksiniz idamı, Türk milletinin aklıyla alay mı ediyorsunuz. Biz de mi açlık grevine girelim, dağa mı çıkalım itibar görmek için anlamıyorum.”
Günal’ın bu sözleri üzerine AK Parti Ağrı Milletvekili Ekrem Çelebi, “Siz neden asmadınız” diye sordu. Günal da Çelebi’ye 10 yıldır siz niye asmadınız eliniz armut mu topluyordu. Yasa 2004 yılında çıkarıldı. Yasayı getirin hemen imzalayayım. Hadi çıkar yasayı” sözleri ile seslendi. CHP ve AK Parti sıralarından milletvekillerinin tartışmaya katılması üzerine Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Lütfi Elvan müdahale ederek tartışmaları sonlandırdı.
İNSANLAR YANARKEN CEZAEVİ REKLAMI YAPTINIZ
CHP Grup Başkanvekili ve Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan da AK Parti'nin adil yargılama sisteminde tutuklu sayısında patlama olduğunu söyledi. “Adalet artık Türkiye'de sadece kadın ismi oldu” diyen Tarhan, terörle mücadele edenlerin, gazetecilerin, öğrencilerin cezaevine atıldığını ve yıllardır tutuklu yargılandığını, iktidar yanlılarının ise korunduğunu iddia etti. Tarhan, Şanlıurfa Cezaevi'nde yangın çıktığında Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in Silivri Cezaevi'ne gezi düzenlediğini belirterek, “Cezaevinde insanlar yanarken siz Silivri'de yemek tattınız, sandalye teftiş ettiniz. Cezaevi reklamı yaptınız” diye konuştu.
CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen de çıkarılan yargı paketlerine rağmen Türkiye'de hukuk, demokrasi ve insan hakları sorunlarının devam ettiğini, paketlerin sorunların kaynağına eğilmediğini, palyatif tedbirler içerdiğini savundu.
BAŞBAKAN “HSYK’YA GİT HEPSİ İSTİFA ETSİN” DEDİ Mİ?
CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan da Bakan Ergin'in sunumunda uzun tutukluluk süreleri ve tartışmalı yargı kararlarına değinmediğini vurguladı. Kapatılan Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin eski savcılarından olan Ömer Süha Aldan, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e “MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın gözaltına alınması sonrasında Sayın Başbakan sizi çağırıp ‘HSYK’ya git hepsi görevlerinden istifa etsinler’ dedi mi? HSYK üyeleri de bunun üzerine toplantı yapıp ‘Biz istifa etmeyeceğiz, yönetime aynen devam edeceğiz, ne yaparsanız yapın’ dediler mi? Siz İbrahim Okur’la (HSYK 1. Daire Başkanı) bu konuda özel bir görüşme yaptınız mı” sorusunu yöneltti.
CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner ise yargı mensuplarının olumsuz çalışma koşulları ve iş yüküne değindi.
MHP Milletvekili Erkan Akçay'ın anadilde savunmaya imkan veren yeni düzenlemeyi eleştirirken Adalet Bakanı Ergin'e, “Teröre teslim oldunuz bizzat siz bölücüsünüz” demesi Plan Bütçe Komisyonunda tartışmalara neden oldu.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Adalet Bakanlığı’nın 2013 yılı bütçesi üzerindeki görüşmeleri devam ediyor. Komisyonda söz alan muhalefet milletvekilleri, yargı sistemine yönelik eleştirilerini Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e yöneltti. CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, İnsan Hakları Komisyonu bünyesindeki Cezaevi Alt Komisyonu olarak Bolu Cezaevinde açlık grevleriyle ilgili inceleme yaptıklarını söyledi. Açlık grevindekilerin, iaşe bedeli olarak su, şeker, limon ve tuz gibi maddeleri talep ettiklerini ancak bu taleplerinin infaz hakimliğince reddedildiğini ifade eden Tanal, açlık grevine giren eylemcilerden parası olmayanların bu maddeleri edinemediğini, eylemcilere iaşe bedeli karşılığında bir an önce tuz, su, şeker ve limon verilmesini istedi. Görüşmede söz alan CHP İzmir Milletvekili Musa Çam da Adalet Bakanı Ergin'e, “Cezaevi nakil aracı yangınında istifa etmediniz. Pozantı Cezaevi'nde çocuklara taciz ve tecavüz olayında istifa etmediniz. Şanlıurfa Cezaevi'nde yanarak ölümler de vicdanınızı kanatmadı mı? Bir kamu görevlisinin istifa etmesi için daha ne gerekiyor” sorusunu yöneltti. AK Parti hükümetinin adaletiyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açtığı bütün davaları kazandığını savunan Çam, “Başbakan haklı olduğu için kazanmıyor. Hakimler Başbakan'ın şerrinden korktuğu için, başlarına ne geleceğinden korktukları için bu kararlar çıkıyor” dedi. Çıkarılan 3. Yargı Paketiyle bir kez daha eşlerin, annelerin, babaların kardeşlerin yüreklerinin sızlatıldığını savunan Çam, yasalarla katillerin affedildiğini söyledi.
YARGITAY, HSYK, CUMHURBAŞKANLIĞI ARKA BAHÇENİZDİ”
AK Parti Malatya Milletvekili Mustafa Şahin'in, hükümetleri döneminde 12 Eylül darbe Anayasası'nda önemli değişiklikler yaptıklarını, HSYK'nın yapısının değiştirildiğini, yargıda Avrupa ülkelerindeki ilkelerle uyumlu değişiklikler yapıldığını belirtti. Şahin'in, “Özellikle Adalet Bakanlığı'nın savcılara talimat verme yetkisi bu dönem ortadan kaldırılmıştır. HSYK objektif yapıya kavuşturulmuştur” demesi salonda tartışmalara neden oldu. CHP sıralarından gelen itirazlara Şahin, “Dinleyeceksiniz, CHP'lilerin konuşmaması gereken bir komisyon varsa o da Adalet Bakanlığı'dır. Yargıtay, HSYK, Cumhurbaşkanlığı arka bahçenizdi ne çabuk unuttunuz, şimdi halka mal edildi” diyerek karşılık verdi. Daha sonra söz alan MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay, AK Parti'nin idamı geri getirmekten söz ettiğini, aynı zamanda ana dilde savunmayı getirmeye çalıştığını ifade ederek, “Ana dil, resmi dil ne demek biliyor musunuz Sayın Bakan? Bilmiyorsunuz. Ana dilde savunma diye bir saçmalık tartışılıyor. İddianameleri de ana dilde mi yazacaksınız. Siz resmen teröre teslim oldunuz, bizzat siz bölücüsünüz” dedi. Tepkiler üzerine Akçay, “Bu sözlerim ağır eleştiridir. Söylediğimi gayet iyi biliyorum. İçten ve samimi söylüyorum. Yapılan budur. Milleti ayrıştırıyorsunuz, kamplaştırıyorsunuz, çatışmaya sürüklüyorsunuz” değerlendirmesinde bulundu.
ADALET ARIYORUM
CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in, bütçe görüşmelerine yüksek yargı organlarının başkanlarının katılmamasını eleştirerek, “Yüksek yargının başkanları da buraya gelselerdi iyi olurdu. Onlara zırhlı araç da aldık 8 bin Euro ödeyerek, çok rahat buraya gelebilirlerdi. Hiç olmazsa adaletin düştüğü yere görebilirlerdi” sözleri salonda gülüşmelere neden oldu. Çetin’den sonra söz alan CHP İstanbul Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu, referandum sonrasında Anayasa Mahkemesi Üyeleri’nin Meclis tarafından seçilmesini eleştirerek, AK Parti Milletvekillerine “Bir tanesini bile tanımıyorsunuz. Benim önüme bir liste geldi tanımadığım bilmediğim bir insanı seçmem istendi. Bu millet iradesi değildir, bu iktidar partisinin iradesindir” ifadeleri ile seslendi. Bunu üzerine AK Parti sıralarından milletvekillerinin “Tanıyorduk elbette daha önceden cumhurbaşkanı seçiyordu siz tanıyor muydunuz, vatandaş yetki verdi bize” demesi tartışmaları artırdı. Aslanoğlu, Adalet Bakanı Ergin’e de şöyle seslendi:
“Adalet Bakanı sizin samimiyetinizden kuşkum var. Adaletin tecelli etmesinde yumruğunuzu vurmadınız. Tutuklu milletvekilleri konusunda hiçbir çaba göstermediniz. 2007’de terör örgütünden yargılanan bir milletvekilini çıkarıp getirdiniz Meclis’e. Vicdanız rahat mı tutuklu milletvekilleri konusunda hiçbir çaba göstermediniz, siz ve her türlü seti çektiniz bu konuda. Dışarıda çok rahat konuşuyorsunuz, tutukluluk süreleri çok uzun diye ama gereğini yapmıyorsunuz. Yargı milletin iradesini geçiyorsa bu ülkede millet iradesi yoktur. Adalet bakanı olarak adaletin yok olması için elinizden geleni yaptınız. Adalet arıyorum, sizde bulamıyorsanız ikimizde gidelim buradan”
Aslanoğlu’nun bu sözleri üzerine AK Parti sıralarından “10 dakikadır hakaret ediyorsun yakışıyor mu” diye karşılık geldi.