27.07.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
Komite toplanmıştı
Türkiye ile ABD arasında diplomatik ilişkilerin normalleştirilmesi için atılan adımlar çerçevesinde kurulan komite, ikinci çalışma toplantısını bu ay Ankara’da gerçekleştirmişti. Toplantıda ağırlıklı olarak terör örgütü FETÖ ve elebaşı Fetullah Gülen’in iadesi, rahip Andrew Craig Brunson’un yargılanması ve konsolosluk konuları ele alınmıştı. Türkiye ve ABD arasında temas trafiği sürerken, Trump ve yardımcısı Pence’in yaptığı açıklamalar, iki ülke arasındaki ilişkilerin gerilmesine neden oldu. Pence, dini özgürlüklere ilişkin yapılan bir toplantıda Brunson’ın serbest bırakılmaması halinde Türkiye’ye yaptırım uygulanacağını açıkladı. Rahip ile önceki gün görüşme yaptığını belirten Pence, Brunson’ın “masum” olduğunu ve “kendisine yönelik bir suçlama yöneltilmeden bir yıldan uzun bir süre cezaevinde kaldığını” söyledi.
Yaptırım tehdidi
Brunson’ın ev hapsine konulmasının önemli bir ilk adım olduğunu ancak yeterli olmadığını söyleyen ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, “Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye hükümetine Amerika Birleşik Devletleri Başkanı adına bir mesajım var: Pastör Andrew Brunson’ı şimdi serbest bırakın ya da sonuçlarına katlanmaya hazırlanın” ifadesini kullandı. Başkan Yardımcısı, “Eğer Türkiye bu masum din adamını serbest bırakıp ülkesine göndermezse ABD, Andrew Brunson özgür olana kadar Türkiye’ye önemli yaptırımlar uygulayacak” dedi.
‘Derhal bırakın’
Pence, Brunson’ın seyirciler arasında olan kızı Jacquilne Brunson’a da seslendi ve “Jacquiline sana söz veriyorum. Başkan Trump ve ben, baban tamamen serbest kalıp ailesine ve ülkesine dönünceye kadar çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. ABD Başkanı Donald Trump da, Pence’den çok kısa bir süre sonra resmi Twitter hesabından bir mesaj atarak, yaptırım tehditlerini tekrarladı. Trump, “Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye’ye, büyük Hıristiyan, aile adamı ve mükemmel bir insan olan Pastör Andrew Brunson’ın uzun süreli tutukluluğu için büyük yaptırımlar uygulayacak. Bu masum inanç adamı derhal serbest bırakılmalı!” dedi.
İlk tepki Çavuşoğlu’ndan
Bu açıklamaların ardından Türkiye’den çok sert tepkiler geldi. İlk tepkiyi Twitter üzerinden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu gösterdi. İngilizce paylaşımda bulunan Çavuşoğlu, “Kimse Türkiye’ye dayatmada bulunamaz. Hiç kimsenin tehdidine müsamaha edemeyiz. Hukukun üstünlüğü istisnasız herkes için geçerlidir” ifadelerine yer verdi. Çavuoğlu daha sonra Türkçe olarak attığı ikinci tweet’inde, “Hiç kimse bize talimat veremez. Kimsenin tehdidine de boyun eğecek değiliz. Hukuk kuralları istisnasız herkes için geçerlidir” ifadelerini kullandı.
‘Türk yargısına saygı duymak zorundalar’
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “Türkiye bir hukuk devletidir ve Türk adaleti herkese eşit mesafededir. Ucuz tehditlere karşı da tahammülümüz yoktur. ABD’li muhataplarımız, millet adına hüküm veren Türk yargısının kararlarına saygı duymak zorundadır” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın: Tehditkâr dili kabul etmeyiz
ABD’ye önemli bir yanıtta Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’dan geldi. Yazılı bir açıklama yapan Kalın, şunları ifade etti:
“Amerika Birleşik Devletler yönetiminin açıklamalarının, bir NATO müttefiki olan ülkemize yönelik kullanılan tehditkar dilin kabul edilmesi mümkün değildir. FETÖ konusunda bugüne kadar hiçbir adım atmayan Amerika Birleşik Devletleri yönetimi, bağımsız Türk yargısının yetki alanında olan bir hususu bahane ederek, Türkiye’ye karşı tehditler savurarak netice alamayacağını bilmelidir. Amerika Birleşik Devletleri, kendi çıkarlarına ve müttefiklik ilişkimize daha çok zarar vermeden, bir an önce tavırlarını gözden geçirerek yapıcı bir zemine dönmelidir.”
Diplomatik telefon
Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, ABD ile Türkiye arasında yaşanan Brunson krizi tırmanırken, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile dün akşam telefonda görüştü.
‘Kimse emir veremez’
Çavuşoğlu’nun açıklamasının hemen ardından, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Trump ve Pence’in, Türkiye’ye yönelik sosyal medya paylaşımları hakkındaki bir soruya yazılı cevap verdi. Aksoy şunları kaydetti:
“Türkiye hukukun üstünlüğünü esas alan köklü bir demokratik geleneğe ve siyasi düzene sahip egemen bir devlettir. Türkiye’ye kimse emir veremez ve tehdit edemez. Türkiye’ye karşı tehditkar bir dil kullanılması kabul edilemez. Ülkemiz ABD ile ilişkilerini düzeltmek için bugüne kadar gereken siyasi iradeyi ortaya koymuş ve üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır. ABD Yönetimi’nin ülkelerimiz arasındaki müttefiklik ve dostluk ilişkilerini hiçe sayan tehditkar mesajlarını kabul etmemiz mümkün değildir. Brunson davası hakkında Amerikalı muhataplarımıza çeşitli vesilelerle gerekli açıklamalar yapılmış ve konunun bağımsız Türk yargısının yetki alanında olduğu açık bir şekilde vurgulanmıştır. ABD Yönetimini bir an önce bu yanlış söylemi bir kenara bırakarak bugüne kadar sürdürdüğümüz yapıcı diyalog çerçevesine dönmeye davet ediyoruz.”
‘ABD boyun eğmemizi beklemesin’
Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç da konuya ilişkin Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Mesajım açık ve netti. Hiç kimse Türkiye’nin tehditlere boyun eğmesini beklemesin ve bir müttefik olarak ABD’nin bize karşı tehditlere başvurmaması gerekir. ABD makamlarının tüm seviyelerde paylaştığım hususi tavsiyelerimi duymaması talihsizdir” ifadelerini kullandı.
Kredi kısıtlayan tasarıya onay
ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi, Trump ve Pence’in açıklamalarının ardından, “Türkiye Uluslararası Finans Kuruluşları Yasası” adıyla, Türkiye’nin uluslararası kuruluşlardan kredi almasını kısıtlayan tasarıyı kabul etti. Tasarıda, Türkiye’de terör örgütleri FETÖ ve PKK’dan yargılanan ABD’li ve Türk asıllı ABD vatandaşlarının tutukluluk halleri gerekçe gösterildi.