16.04.2018 - 17:48 | Son Güncellenme:
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, sosyal paylaşım sitesi twitter hesabından yaptığı açıklamada, AB Dışişleri Konseyi toplantısında üye 28 ülke dışişleri bakanlarının toplantı sonundaki açıklamalarına tepki gösterdi.
Çelik, şöyle devam etti: "AB Dışişleri Konseyi toplantısında üye 28 ülkenin dışişleri bakanları toplantı sonunda 'Türkiye'nin askeri harekatı, insani durumu daha zor hale getirdi, yerel halkın yer değiştirmesine neden oldu' demiş. Suriye’de olup bitenler karşısında üstüne düşeni yapmayan AB, sorumsuzca bir açıklama daha yapmış. AB, 'başta Türk ordusunun harekatının ardından Afrin'de olmak üzere, Suriye'nin kuzeybatısındaki insani durumun kötüye gitmesinden derin endişe duyuyor' demişler. Siyasi ve insani hiçbir duyarlılık ve sorumluluk taşımayan bir açıklama bu."
AB’nin Suriye konusunda hiçbir iş yapmadığını ve sadece "izliyor" ve "endişe duyuyor" gibi açıklamalar yaptığını aktaran Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu: "Afrin’de ne olduğunu anlamamışlar, sahada ne olduğundan haberleri yok ama büyük cümleler kurarak suçlamada bulunuyorlar. Ordumuzun, askeri harekatının insani durumu daha zor hale getirdiğini ve yerel halkın yer değiştirdiğini söylüyorlar. Ordumuzun müdahalesinden önce oradaki terör hakimiyetini ve yerel halkın PYD terör örgütü tarafından zorla göç ettirildiğini bilmiyor olamazlar. Ordumuzun Afrin Harekatı ile durumun daha kötü hale geldiğini söylemek, harekat öncesi orada kurulan terör hegemonyasına ve teröristlerin yerel halka yaptıkları zulme destek vermek demektir. Afrin harekatımızdan önce, terör örgütü yerel haklı göç ettiriyor, topraklarına el koyuyor ve her türlü gayri insani muamelede bulunuyordu. Afrin harekatı ile bu durum son bulmuştur; terör egemenliğine son verilmiştir ve yerel halk kadim topraklarına kavuşmaya başlamıştır."
YANLIŞ YERED DURUYORLAR!
Bakan Çelik, AB’nin bu son açıklamayla Türkiye’nin Afrin harekâtına karşı çıkarken kullandığı gerekçelerin, siyasi ve insani açıdan yanlış yerde durduğunu bir kere daha gösterdiğini bildirdi. Çelik, AB açıklamasında "maalesef" siyasi ve insani gerekçeler yerine, geçmişte Suriye üzerinde hegemonya kurmuş bazı AB üyesi devletlerin siyasi çıkarlarının görüldüğüne işaret etti. Çelik, AB’nin önemli üyesi olan Fransa’nın Cumhurbaşkanının kimyasal silah kullanımına karşı yapılan saldırının başarılarından biri olarak ‘Türkiye ile Rusya’nın arasını bozmaktan’ bahsetmesinin ise meselenin ne olduğunu açıkça gösterdiğini belirtti.
MACRON'A TEPKİ
Türkiye’nin hem Cenevre süreci ile siyasi çözüm arayışlarına destek verdiğini hem de bunun tamamlayıcısı olarak Astana süreci ile Rusya ve İran’la güçlü diyaloglar kurarak Suriye’deki insani durumu düzeltmeye çalıştığını ve çatışmasızlık bölgeleri oluşturmak için gayret ettiğine dikkati çeken Bakan Çelik, "Bu tablo karşısında AB bazı üyelerinin geçmişten gelen hegemonik çıkarları için Afrin harekâtımızı eleştiriyor. Cumhurbaşkanı Macron, Türkiye ile Rusya’nın arasını bozmaya çalıştığını itiraf ediyor." ifadesini kullandı.
'TÜRKİYE KARŞITI AÇIKLAMALAR DUYMAKTAN BIKTIK'
Çelik, AB açıklamasında Türkiye karşıtlığı olduğunu vurgulayarak, şu görüşlere yer verdi:"Siyasi ilkeler ve Suriye halkı için ayağa kalkması gereken sorumluluk yok AB açıklamasında. Sadece Türkiye karşıtlığı var. Siyasi ilkeleri ve vicdanı temsil eden Türkiye’ye karşı AB açıklaması duymaktan bıktık. Daha fazla milyonlarca mülteciyi barındıran Türkiye’ye karşı AB’nin Suriye’deki insani durum ve halka yardım konusunda hatırlatma yapması ise artık tam bir saçmalık ve bu durum artık bir AB trajedisine dönüşmüş durumda."
AB’ye ‘Gönüllü insani kabul programı' hatırlatmasında bulunan Bakan Çelik, şunları kaydetti: "AB, Suriye’deki insani duruma gerçekten önem veriyorsa, önce söz verip de yapmadıkları, kendi üyelerinin Suriyeli mültecileri alması için ‘gönüllü insani kabul programı’ taahhüdünü yerine getirsin. Ardından da Cumhurbaşkanımızın terörden arındırılmış bölgelerde insanların evlerine dönmesi için o bölgeleri imar etme teklifine olumlu cevap versinler. İnsani duruma karşı sorumlu davranmak istiyorlarsa buyursunlar bu konularda ellerini taşın altına soksunlar. Herkes şunu net görmeli: Türkiye’nin Afrin harekâtına karşı çıkmak, o bölgede harekât öncesi var olan terör hegemonyasına ve terör eliyle yerel halkın yerinden edilmesine destek vermektir."