Siyaset312'nin getirdiği mahcubiyet

312'nin getirdiği mahcubiyet

12.07.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

312'nin getirdiği mahcubiyet

312nin getirdiği mahcubiyet


Siyaset Kürsüsü


       Sayın Erbakan'ın cezasının Yargıtay tarafından geçen hafta onaylanması, TCK'nın 312. maddesinin, Türkiye'nin çirkin görünümlerinden birisi olduğunu ve Türkiye'ye yakışmadığını bir kez daha gösterdi.
       Bu yanlışta inat edildiği takdirde Türkiye, 1960 yılında idam ettiği bir başbakandan 40 yıl sonra, başka bir başbakanı da mahkum etmiş olacak. İdamın utancı hala hafızalarda canlılığını korurken bu mahkumiyet kararının infazı da Türkiye'yi çok büyük bir mahcubiyet içine sokacaktır.
       Sayın Erbakan'a isnat edilen suçun, beğenilsin veya beğenilmesin, nihayetinde bir konuşma olduğu; bu konuşmanın da 6 yıl önce bir seçim kampanyası esnasında yapıldığı ve davanın aradan 4 yıl geçtikten sonra açıldığı dikkate alınırsa, Türkiye'nin dünyanın gözü önünde düşeceği kötü durum daha iyi anlaşılacaktır.
       Kararın onaylandığı gün, Batı Avrupa Birliği'nin önemli bir toplantısı için Paris'te bulunmaktaydım. Yargıtay'ın onama kararını duyduğum esnada yanımda bulunan Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanı Lord Russel Johnston'a bu haberi verdiğimde ilk tepkisi, "böyle bir şey inanılmaz, böyle bir şey olamaz" şeklinde oldu. Eminim ki, özellikle yurtdışında bulunan ya da yabancılarla temas halinde olan birçok temsilci ve yetkilimiz, bu konu ile ilgili sorulara muhatap olduğunda çok sıkıntılı ve zor durumlara düşecektir.
       Aslında bu utanılacak durumdan kurtulmak için gerekli fırsat af yasası çıkartılırken yakalanmıştı. Hatırlanacağı gibi 312. maddeden mahkum olanlar eğer bu suçu basın yolu ile işlemişlerse af kapsamı içine girmişlerdi. Sadece siyasetçiler kasıtlı olarak bu kapsamın dışında tutulmuştu. O zaman birkaç arkadaşımızla birlikte Sayın Başbakan'ı ziyaret edip bunun yanlışlığını kendisine izah etmiştik. Sayın Ecevit'e nasıl Turgut Özal 141, 142 ve 163. maddeleri Meclis'in alkışları arasında kaldırmanın itibarını taşıyorsa, kendilerinin de bunu yapabilecek kişi olduğunu söylediğimizde, bizleri gayet sıcak karşılamış; fakat zamanlama açısından biraz süreye ihtiyaç olduğunu söylemişti.
       Şimdi, Yargıtay'ın son kararından sonra 312. maddenin en azından vicdanların kabul edebileceği ve "suçun unsurlarının" açıkça belirtebileceği bir şekilde değiştirilmesi için zamanın geldiğini görüyoruz. Sayın Erbakan'ın kesinleşen cezası üzerine kamuoyunun ve basının ortaya koyduğu tepkisi de bunu doğrulamaktadır.
       Burada 312. maddenin değiştirilmesini isteyen bizlere de bir görev düşmektedir. O da "Olacak işi olmayacak hale getirecek" davranışlardan uzak durma olgunluğunu ve mesuliyetini göstermektir.