SEN ÖĞRETMENSİN
Sen, Yunusça sevdâlanan yürek,
Sen Yusuf'ça bükülmeyen bilek
Sen, ipeğe sarılmış çeliksin;
Sen; öğretmensin.
Uzak dağ köylerinin çiğdem çiçeği
Öksüz navruzu, zemherilerin.
Bahar muştusu kardelensin;
Sen; öğretmensin.
Hani,
Gün batımı tepe başlarında
Yalnız ağaçlar olur ya;
Yurdumun dört yanında
En ücra dağ başlarında
Yalnız ağaçlar ihtişamında,
Kızıl gurup güzelliğindesin;
Sen; öğretmensin.
Ben tanırım seni,
Çektiklerini ben bilirim.
Dağ köylerinin tipi uğultularında
Yalnızlığını sigara dumanlarına
Efkârını memleket türkülerine yükleyensin;
Sen; öğretmensin.
Sen, bazen Volga, bazen Tuna
Bazen Seyhan, Deli Kür Çay
Bazen Çoruh, bereket yüklü Fırat,
Kaynağı Cennet olan Dicle'sin;
Sen; öğretmensin.
Fatihler yetiştiren Akşemsettin,
Yavuz'un can dostu Hasan Can.
Dervişsin Yesevî ocağında.
İnsan sarrafı,
Yarınların mimarı,
Ahlâk abidesisin;
Sen; öğretmensin.
Kara katran gecelere aydınlık
Sislere rüzgardır ülkün.
Almadan veren elsin,
Mum gibi eriyensin;
Sen; öğretmensin.
Seni arayanların
Nerede bulacaklarını biliyorum:
Yunus'un sevgisinde,
Yusuf'un çilesinde,
Aydınlık yarınların gözbebeklerindesin;
Sen; öğretmensin..
Sen, elinde ak tebeşir
Kara tahta başında
Karanlık yarınlara
Ak ipliklerle
Aydınlık şafaklar örensin.
Sen; öğretmensin.
Ve;
Yiğitçe kafa tutarken kahpeliklere,
Bileğini bükerken nâmertliklerin
Kahpe kurşunlarla vurulan devsin.
Bayrağın gölgesinde bayraklaşırken
Gönüllerdesin;
Sen; öğretmensin...
İHSAN UĞRAŞ