SAKIN KESME
Ey hemşehri! Sakın kesme,
yaş ağaca balta uran el unmaz;
Na, kütükler!.. Nice yıldır,
hiçbirine kervan gelmez, kuş konmaz;
Bunları kes, o baltanla
bu çürümüş ağaçları yere ser.
Bak, sizin köy şu yemyeşil
koruluğun gölgesinde ne güzel!..
Gönülleri açmadadır,
yaprakların arasından esen yel.
Yazık, günah olmaz mı ki,
çıplak kalsın bu zümrüt yurt, şirin yer?
Hem dünyada en birinci borç değil mi her kula,
Bir tohumu fidan yapmak, fidanı da bir orman?...
Eğer böyle olmasaydı, ne kalırdı oğula:
"Mirâsımı artır" diye öğüt veren atadan?...
Sakın kesme, her dalından bir güzel kuş ses versin;
Sakın kesme, gölgesinde yorgun çiftçi dinlensin;
Sakın. kesme, şu sevimli köye kanad-kol gersin;
Sakın kesme, aziz vatan günden güne şenlensin!...
MEHMET EMİN YURDAKUL