11.03.2024 - 11:10 | Son Güncellenme:
Ramazan ayı içerisinde sıkça sorulan konu başlıkları arasında yer alan orucu bozan şeyler nelerdir sorusu geliyor. Müslümanlar bir ay boyunca oruç ibadetini yerine getirmek için çalışacak insanların doğası gereği bazı hallerde istenmeden de olsa oruç bozulabiliyor. Peki oruçluyken adet olmak orucu bozar mı? Regl olmak orucu bozar mı? İşte Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından o soruya verilen yanıt...
ORUÇLUYKEN ADET OLMAK/REGL OLMAK ORUCU BOZAR MI? DİYANET BİLGİSİ
Kadınlar ay hâli (hayız) ve lohusalık (nifas) denilen özel hâllerinde namaz kılmazlar, oruç tutmazlar. Daha sonra tutamadıkları oruçlarını kaza ederler.
Oruca niyetlenen bir kadın, gün içerisinde âdet görmeye başlarsa orucunu bozar, temizlenince bu günün orucunu da kaza eder (Merğînânî, el-Hidâye, II, 276). İftar vaktine kadar oruçlu gibi davranması doğru değildir. Ancak Ramazanın hassasiyetine riayet ederek başkalarının yanında yiyip içmemesi uygun olur.
RAMAZAN-I ŞERİF AYI HAKKINDA!
Peygamber Efendimizin “Allah’ım, Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a kavuştur” diye dua ettiği mübarek Ramazan ayına bir kere daha kavuşmanın mutluluğu içindeyiz.
Yine O’nun “Evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennemden kurtuluş” olarak nitelediği bereketli ve manevi kazancı büyük olan böyle bir aya bizleri sağlık ve afiyet içinde kavuşturan Yüce Rabbimize hamd olsun. Bu ayın hepimize, millet ve memleketimize hayırlar getirmesini Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.
Dini hayatımızda önemli bir yeri olan Ramazan ayını, diğer aylardan ayıran ve daha faziletli ve üstün kılan bir takım özellikleri ve manevi güzellikleri vardır. Pek çok manevi tecellilere sahne olan bu ayın taşıdığı özellikleri maddeler halinde kısaca özetleyecek olursak:
İnsanlığı, içine düştüğü karanlık ve huzursuz ortamdan çıkarıp aydınlığa kavuşturan yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim bu ayda inmeye başlamıştır. Bu husus Kur’an-ı Kerim’de şöyle bildiriliyor:
Kur’an-ı Kerim miladi 610 yılının Ramazan ayında Mekke yakınlarındaki Hira dağında “Oku” emri ile inmeye başlamış, ayetler ve sureler halinde 23 sene devam ederek Peygamber Efendimizin veda haccında son ayetin gelmesiyle tamamlanmıştır.
Beşeriyetin batmayan bir güneş gibi doğan bu yüce kitap, dünya durdukça insanlığı aydınlatmaya devam edecektir.
2) Mübarek Ramazan ayına girer girmez, diğer aylardan farklı bir yaşantı içine gireriz. Gündüzleri yemek içmek gibi hayati zevklerden ve her türlü aşırılıktan çekinerek tuttuğumuz oruçlarla, geceleri dini bir vecd içinde kıldığımız teravih namazları ile, okuduğumuz hatimlerle gönüllerimize iman nurunun ilahi hüzmeleri dökülmeye başlar. Ramazan sonuna kadar devam eden ve günden güne gönüllerde feyzi artan manevi neşe ile mü’min, kendisine, ailesine ve içinde yaşadığı topluma ve hatta bütün insanlara yararlı bir kişi olarak bayrama erişir.
Ramazan ayı rahmet ve bereketi bol bir aydır. Bu ayın gelmesiyle iyilikler çoğalır, kötülükler azalır, yoksullara ve düşkünlere yardım elleri uzanır.
Evet bu ay rahmet ayıdır. Bin aydan hayırlı olan “Kadir Gecesi” bu ayın içindedir. Bu gece bizim için iyi değerlendirilmesi gereken büyük bir ilahi lütuftur.
Ramazan ayına mahsus ibadetlerimizin başında oruç gelir. İslamın beş temel ibadetinden biri olan oruç; kitap, sünnet ve icma ile sabittir.
Peygamber Efendimizin “Allah’ım, Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a kavuştur” diye dua ettiği mübarek Ramazan ayına bir kere daha kavuşmanın mutluluğu içindeyiz.
Yine O’nun “Evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennemden kurtuluş” olarak nitelediği bereketli ve manevi kazancı büyük olan böyle bir aya bizleri sağlık ve afiyet içinde kavuşturan Yüce Rabbimize hamd olsun. Bu ayın hepimize, millet ve memleketimize hayırlar getirmesini Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.
Dini hayatımızda önemli bir yeri olan Ramazan ayını, diğer aylardan ayıran ve daha faziletli ve üstün kılan bir takım özellikleri ve manevi güzellikleri vardır. Pek çok manevi tecellilere sahne olan bu ayın taşıdığı özellikleri maddeler halinde kısaca özetleyecek olursak:
İnsanlığı, içine düştüğü karanlık ve huzursuz ortamdan çıkarıp aydınlığa kavuşturan yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim bu ayda inmeye başlamıştır. Bu husus Kur’an-ı Kerim’de şöyle bildiriliyor:
Kur’an-ı Kerim miladi 610 yılının Ramazan ayında Mekke yakınlarındaki Hira dağında “Oku” emri ile inmeye başlamış, ayetler ve sureler halinde 23 sene devam ederek Peygamber Efendimizin veda haccında son ayetin gelmesiyle tamamlanmıştır.
Beşeriyetin batmayan bir güneş gibi doğan bu yüce kitap, dünya durdukça insanlığı aydınlatmaya devam edecektir.
2) Mübarek Ramazan ayına girer girmez, diğer aylardan farklı bir yaşantı içine gireriz. Gündüzleri yemek içmek gibi hayati zevklerden ve her türlü aşırılıktan çekinerek tuttuğumuz oruçlarla, geceleri dini bir vecd içinde kıldığımız teravih namazları ile, okuduğumuz hatimlerle gönüllerimize iman nurunun ilahi hüzmeleri dökülmeye başlar. Ramazan sonuna kadar devam eden ve günden güne gönüllerde feyzi artan manevi neşe ile mü’min, kendisine, ailesine ve içinde yaşadığı topluma ve hatta bütün insanlara yararlı bir kişi olarak bayrama erişir.
Ramazan ayı rahmet ve bereketi bol bir aydır. Bu ayın gelmesiyle iyilikler çoğalır, kötülükler azalır, yoksullara ve düşkünlere yardım elleri uzanır.
Evet bu ay rahmet ayıdır. Bin aydan hayırlı olan “Kadir Gecesi” bu ayın içindedir. Bu gece bizim için iyi değerlendirilmesi gereken büyük bir ilahi lütuftur.
Ramazan ayına mahsus ibadetlerimizin başında oruç gelir. İslamın beş temel ibadetinden biri olan oruç; kitap, sünnet ve icma ile sabittir.