Yaklaşan sınavlarla birlikte kaygı seviyesi bütün öğrencilerde artmış durumda. Birçoğu kaygı dolayısıyla daha önce öğrendiklerini, çok iyi bildikleri bilgileri bile sınav esnasında etkili bir şekilde kullanamamakta, başarı ve performanslarda ciddi azalma görülmektedir.
Öğrenciler psikoterapi seanslarına özellikle yoğun bir çalışma temposu sonrası artık bunalmışlık ve tükenmişlik hisleri ile başvurmaktadır. Sınav öncelerinde aşırı heyecan, mide bulantısı, karın ağrısı, kalp çarpıntısı gibi belirtilerle görülmektedir. Dikkatin dağılması, konsantrasyonda zorluklar, özgüvende azalmalar öğrencinin sınav esnasında başarı performansını etkilemektedir. Başvuran bazı öğrenciler kaygılarını fark edebilmekte bazıları ise sınav kaygısı yaşasalar bile bu durumun farkında olmamaktadır.
Öğrencilerin sınava hazırlanırken yaptıkları yanlışlardan biri hayatlarından her şeyi soyutlayarak, yaşam içerisindeki bütün aktivitelerden kendilerini izole ederek sadece ve sadece sınava çalışmalarıdır. Bu bazen ebeveynlerin istediği, beklediği ve takdir ettiği bir durumda olabilir. Ancak çok uzun zaman bu tempo ile öğrenciler devam ettiğinde bir zaman sonra kendilerinde çalışacak güç bulamaz hale gelirler. Özellikle sınava çok az kala yada aylar öncesinden bu karamsarlığa girdiklerinde, kaygı ile birlikte sınav performansları ciddi oranda düşmektedir. Hayatlarından çıkardıkları ödül bir zaman sonra hayattan zevk alamamaya yol açar ve ilk başta azimle başladıkları çalışmalarını bırakırlar. Çalışmayı bırakmak bazı konuların unutulmasına neden olur yada dikkatte azalmalar meydana gelir. Bu sebeple yapabilecekleri tempoda ama istikrarlı devam etmeliler. Bazen ufak molalar verip kendilerini ödüllendirmeliler.
Bazı öğrenciler, “eğer bir kez hoşuma giden bir aktiviteyi yaparsam sonra ders çalışamam bundan da korkuyorum” diyerek yaşadıkları durumu ifade ederler. Sınav zamanı bile olsa aslında öğrencilere, ders ve diğer yaşam aktiviteleri arasında ayırım yapmalarını, zamanı etkin kullanabilme becerilerini öğrenmeleri gerekmektedir. Örneğin, arada sinemaya gitmek, arkadaşları ile buluşmak, sosyal olmak gibi aktivitelerden sonra çocukların moral seviyelerinde artış olur ve bu mutlulukla daha iyi çalışabilirler.
Zihnin odaklanma süresi vardır. Kaygı ile saatlerce ders çalışsanız bile, huzurla çalıştığınız bir saat daha etkili olacaktır. Kaygı öğrenmeyi bozar, fiziksel rahatsızlıklar ortaya çıkartabilir, dikkati dağıtır ve karamsarlığa neden olabilir. Kaygı seviyesi artan öğrenciler, sınav başarıları iyi olsa bile “Ya kazanamazsam, ya istediğim bölüme, okula giremezsem” gibi sürekli sorgulanmaya açık olan soruları kendilerine sorarlar.
Özellikle sınav kaygısı yaşayan öğrenciler için aile desteği çok önemlidir. Kaygı arttığı zamanlarda ailelerin çocukları ile ilgili, hayatlarına dair tek ve son seçeceğin sınav olmadığını ama ellerinden geleni yapmaları gerektiğini söyledikleri rahatlatıcı konuşmalar stresi azaltacaktır. Ancak yine de bazı öğrenciler bu durumu tek başlarına yada aileleri ile çözememektedir. Ne olursa olsun kaygı seviyeleri devam etmekte bazen ağlama, huzursuzluk ve karamsarlıkları devam etmektedir. Böyle zamanlarda psikolojik destek almak onların sınav kaygılarını azaltacak ve performanslarının artmasını sağlayacaktır.