Birecik Barajı'nın suları Bizans tarihinin izlerini taşıyan verimli ilçe Halfeti'yi yutacak. Halk bereketli bahçelerini, tarihi evlerini bırakıp, kıraç Yeni Halfeti'ye göçecek
Ahmet Tulgar Halfeti / Fotoğraflar: Murat Düzyol
Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesi aralıktan itibaren Birecik Barajı'nın suları altında kalacak bir tarih ve doğa harikası. Halfeti halkı şimdi yaşamlarını yeni Halfeti'de nasıl yeniden kuracaklarını tartışıyor.
Şanlıurfa - Birecik karayolunun 90. kilometresinde kuzeye doğru giden yola sapın. 30 kilometre daha Güneydoğu'nun sarı sıcağında yol alın. Sonra tepeden aşağı bakın. Kol kola girmiş dağların oluşturduğu çemberin ortasında, dipte bir vaha: Halfeti.
Kıvrıla kıvrıla akan Fırat'ın kıyısında, sarı taş evleri, Bizans değirmenleri, doğuya özgü bir tevekkülle sessizce karşı kıyıya gidip gelen salları, şaşırtıcı yeşil ve siyah güllerin açtığı bahçeleriyle üç bin yıldır yolculara kendini açan bir serap. Tepeden aşağılara indikçe soğuyan bir gündüz düşü. Aralık ayından itibaren Birecik barajından gelmeye başlayan sularla 10 ay içinde tümüyle uyanacağımız düş kent.
'Yeni'yi sevmediler
Fıstık bahçeleri, camisi, kilisesi sular altında kalacak, anısız kalmış iki binlik nüfusuysa 15 kilometre ötedeki, bir toplama kampına benzeyen yeni Halfeti'ye göç edecek talihsiz bir ilçe.
Halfeti sulara gömüleceği günü beklerken, Halfeti halkı harıl harıl hangi dala tutunabileceğini, haritadaki bu değişimin gündelik yaşamlarının krokisini nasıl değiştireceğini tartışıyor.
Artık o bildik yollardan, tanıdık bahçelere gidilmeyecek. Akşamcılar ayaklarının alıştığı, kıyıdaki bira bahçesine inemeyecek, çocuklar suda taş kaydıramayacak. Halfeti adında bir yaşam biçimi onu kuşaklardır yeniden üretenlerin ellerinden kayıp gidecek.
Halfeti Tarım Müdürü Mehmet Güneş, "İlçenin beşte ikisi sular altında kalıyor bu beşte iki üretim yapılan bahçe ve tarlaları, en verimli toprakları, en önemli tarihi eserleri ve en önemli idari binaları kapsadığı için bu ilçenin tamamı demek oluyor. Adamın kıyıdaki fıstık ağaçlarının 100 tanesi su altında kalıyor, 20 tanesi kurtuluyor. Adam bu 20 ağaçla geçinemez ki" diyor.
İlçe sakinleriyse hem yeni Halfeti'nin kurulduğu Karaotlak mezrasının eski Halfeti'ye uzaklığından şikayetçi hem de 1998'de saptanan kamulaştırma bedellerinin bir türlü ödenmemesinden.
Değişimden en fazla etkilenen Çekem Mahallesi'nin muhtarı Saadettin Turan halkın şikayetlerini şöyle dile getiriyor: "Yeşil alanlar sular altında kalıyor. Kıraç topraklarda nasıl tarım yapacağız?"
Dernek kurdular
Halfetililer bu korunaklı, özel toprak parçasında kuşaktan kuşağa aktarılan sakin, barışçıl bir hayat kurmuşlar. Gözleri güzelliğe alışmış. Tarih bilinci gündelik hayatlarının bir parçası olmuş. Şimdi Yeni Halfeti'nin o tektip, şantiye benzeri, ruhsuz evlerine taşınmayı bir türlü sindiremiyorlar.
Birecik Barajından Etkilenen Halkın Danışma ve Dayanışma Derneği'ni bünyesinde barındıran Çok Amaçlı Toplum Merkezi'nin (ÇATOM) saha elemanı Emine Çetintaş'la görüşüyoruz. Çetintaş, değişimin genç kuşakları Halfeti'deki izolasyondan kurtararak olumlu yönde etkileyeceğini söylediğinde şaşırıyoruz. Kendisinin bölgeye gönderilmiş resmi bir propagandist olduğunu düşünüyoruz. Ama Çetintaş doğma büyüme bir Halfeti'li olduğunu, sadece çocukluğunun anılarıyla dolu bu ilçenin kaçınılmaz sonunu bir avantaja dönüştürme çabası içinde olduğunu belirtiyor.
ÇATOM'daki ANAP İlçe Başkanı Hüseyin Çapan ise aynı görüşte değil: "İstimlak ödemeleri bir türlü yapılmıyor. Ve paranın değeri düşüyor. Ödemeler başlar başlamaz Halfeti halkı dava açacak ve bedellerin yükseltilmesini talep edecek."
Halfeti adı yakın tarihimize maalesef doğal ve tarihi zenginlikleriyle değil, Abdullah Öcalan'ın köyü Ömerli'nin bağlı olduğu ilçe olarak geçti. Ancak Öcalan'ın köyü baraj suyundan etkilenmeyecek.
Halfeti'liler Karaotlak'taki Yeni Halfeti'de uzun süre kalamayacaklarını, bir süre sonra büyük şehire göç edeceklerini söylüyorlar. "Biz burada maruldan zeytine herşeyi yetiştiriyoruz. Ama bahçelerimiz suyun altında kalınca sadece fıstığa bağımlı kalacağız" diyorlar.
Emine Çetintaş, "Belki suyun gelmesiyle burası turizm ya da su sporları merkezi olabilir" diyor. "Gençler bu yüzden yabancı dil öğrenme çabasına giriştiler."
Avustralyalı öğretmen
Canberra Üniversitesi'ndeki bir profesörden Halfeti'nin hikayesini dinleyen gönüllü eğitmen Tony Richings tası tarağı toplayıp Avustralya'dan Halfeti'ye gelmiş ve bir haftadır bir bodrum katındaki Öğretmenevi'nde Halfeti'lilere İngilizce dersi veriyor. Richings, "15 ülke dolaştım, bugüne kadan Halfeti'deki kadar sıcak ilişkiler görmedim" diyor.
TRT ise pilot olarak seçtiği 10 ailenin gündelik yaşamını dört yıl boyunca tesbit etme ve değişimin belgeselini yapma kararı almış.
Aralık ayında Halfeti'nin çatıları, bahçe duvarları, geçmişi yaşanmışlık yapan unutuşun tozlarından yıkanmaya başlayınca, o çatılardaki cibinliklerle örtülü tahtlarda bir yastıkta uyunmuş uykulardan uyanarak, o bahçe duvarlarını aşarak yaşadıkları aşkları yitirerek buralardan göç edecek bir halk, unutuşun tozlarından arınırken, hayatlarının tözünden de uzak düşecek.