Şifa kaynağı yeni tatlarla tanışın
Globalleşen dünyada teknoloji ile birlikte artık herşeydan haberdar yaşıyor, istediklerimize rahatlıkla ulaşabiliyoruz. Eskiden sadece kitaplarda resmini gördüğümüz egzotik meyvelerden, sebzelerden tutun da değişik tahıllara kadar artık herşeyi en yakın pazarda ya da markette bulabiliyor ya da internetten sipariş vererek kapımıza kadar getirtebiliyoruz.
Önceden adını bile bazılarımızın duymadığı ya da paketini gördüğümüzde içeriğini ve faydalarını bilmediğimiz için denemeye bile cesaret edemediğimiz sofralarımızı renklendirecek yeni lezzetlerle tanışalım!
Kinoa
Güney Amerika'da başta Peru olmak üzere yüksek oranda ve kaliteli proteine sahip bir tahıl olan kinoa,Avrupa'da ve son yıllarda ülkemizde de bilinirliği artan bir besindir. Özellikle hayvansal proteinden uzak kalmak isteyen, veganlar ve vejetaryanlar için son derece lezzetli bir alternatif olan kinoada etten çok daha fazla protein bulunmaktadır. Zengin amino asitlere sahip, yaşlanma etkilerini geciktiren ve hücre yenileyici bir tahıl türü olan kinoa, Özeliikle demir eksikliğinden kaynaklanan kansızlıkta vücudun enerji üretimini destekleyerek, yorgunluk, halsizlik gibi sorunlara çözüm getirmektedir.
Tahıllarda bulunan glütenden yoksun olduğu için ,yani glutensiz olduğu için glutene alerjik Çölyak hastaları için de rahatlıkla tüketebilecekleri bir üründür.Kalorisi yüksek olmasına rağmen, protein açısından son derece zengin, yağ oranı son derece düşük bir besin olduğundan, son dönem diyet listelerinin favori besinlerinden olmuştur.Yüksek lif oranına sahip olması kinoayı tok tutan ve kabızlığa etken bir besin haline getirmiştir.
Kinoa,magnezyum ve demir deposu olmasının yanı sıra, A, B, C, D, E ve K vitaminleri açısından zengin olduğu için kemikleri ve dişleri de güçlendirir. Magnezyum zenginliği ile kronik migren rahatsızlıklarında , migren ataklarının azalmasında etkili olan bir besindir. Pişirilmesi de pirince benzeyen kinoanın 100 gramında 120 kalori vardır. Yaklaşık %70 'i sudan oluşan bu harika tahıl,filizlendirilirse içeriğindeki protein miktarı artar. Günlük kalsiyum ihtiyacını karşılamak için haşlanarak salatalara eklenebilir.
Karabuğday(Greçka)
Özellikle kuzey ülkelerinde (Kuzey Amerika, Polonya, Rusya, Ukrayna) geleneksel bir besin olan , aslında tahıl sanılan ama tahıl olmayan, kuzukulağıgillerden üçgen yapıya sahip bir besindir.
Gluten sindirimi zorluğu, gaz, şişkinlik, ishal, ağrı, kramp gibi sorunların yaşayan ve gluten alerjisii olarak bilinen Çölyak Hastalığında ,hastaların en rahat tüketebildikleri besinlerden biridir. Ayrıca mükemmel bir magnezyum, potasyum,fosfor ve demir kaynağı olarak bilinmektedir.
Yüksek miktarda proteine sahip olmasına rağmen, düşük miktarda yağ ihtiva etmesi, kara buğdayın da diyet yapanlar ve formunu korumak isteyenlerin sofralarında ilk sırada yer almasını sağlamıştır. Açlık duygusunu bastırmada ve kan şekerini düzenlemede ve vücutta yağ depolanmasını engellemede etkili olan bu besin, yüksek lif oranına sahip olduğu için kabızlıkta da oldukça etkindir. Vücut tarafından üretilemeyen, sekiz farklı amino asiti ihtiva eden kara buğday, içeriğindeki antioksidanlarla, hücre yenilenmesini sağlar, bunama, kanser gibi hastalıkların ilerlemesini yavaşlatır. Demir açısından zengin olması ve kansızlığa iyi gelmesi yanı sıra , potasyum, magnezyum ve fosfor deposu olarak ta bilinir. Kalp ve kanser gibi kronik rahatsızıklarda etkili olan karabuğday, sporcularda da peroformans artmasını sağlar.
Şimdilerde neredeyse her markette yerini alana karabuğdayı yıkadıktan sonra kaynar su dökerek 30-40 dk kadar tencerede beklettin. Yenmeye hazır yumuşak bir hal aldığını göreceksiniz.Salatalarınıza katabilir veya kısır gibi hazırlayabilirsiniz.Ayrıca soğan ve salça ile hazırlayarak sıcak yemek formunda da tüketebilirsiniz.
Maş Fasulyesi
Bakliyatlar içerisinde çoğumuzun pek dikkate almadığı ya da sonradan duymaya başladığı bir tahıldır maş fasulyesi.Güney Amerika'da yetişen bu protein zengini besin,ülkemizde de en çok güney Doğu Anadolu'da bilinmektedir.Akdeniz bölgesinde,'Cin Börülcesi ' olarak bilinen bu besin,zengin lif oranına sahip olması nedeniyle özellikle kollestrolün düşmesinde etkilidir. Glisemik indeksi düşük olduğu için kana yavaş karışır ve kan şekerinin düzenlenmesini sağlar.Yüksek lif oranına sahip olan maş fasülyesi tokluk hissi veren ve yağ oranı düşük besinler arasında diyetlerin vazgeçilmezlerindendir.Yüksek lif oranına sahip olması maş fasulyesini aynı zamanda bağırsak dostu yapmaktadır.Portein, lesitin ve çinko deposu olan maş fasulyesi,karaciğerin yağlanmasını azaltarak daha verimli çalışmasını sağlar,kanser riskini azaltır.
Aynı zamanda cildin elastikiyetini tekrar kazanmasında saçlar ve tırnakların güçlenmesinde de etkilidir.
Organik maş fasülyesi, mercimek ya da ayçekirdek içi filizlendirildiğinde canlı besinler sınıfına girer ve besin deeğeri artar.Baklagilleri filizlendirerek onları canlı tutabilir ve besin değerlerini arttırarak super besin (super food ) haline getirebilirisiniz.
Filizlendirme İşlemi Nasıl Yapılır ?
Bir kasenin içinde organik tohumlar ,üzeri iki parmak kadar su ile kaplanacak şekilde ıslatılır ve üzeri nemli bir tülbent ile örtülür. 2-3 gün boyunca gün içerisinde tohumlar su serperek nemli tutulur.İkinci günden itibaren tohumlar filiz vermeye başlar.Filizlerin biraz daha uzamasını isterseniz 1-2 gün daha bekleyebilir, filiz veren tohumları salatalarınıza katabilirsiniz. Bu şekilde tüketilen filizler , besin değerleri en az 5-10 kat artmış zengin, enzim zengini besinler haline gelecektir.Filizlerinizi cam bia kavanozda 1 hafta kadar buzdolabında rahatlıkla saklayabilir ve diledikçe tüketebilirsiniz.
Haftada 3-4 kez düzenli olarak tüketilmesi tavsiye edilen maş fasülyesi daha çok piyaz , salata ve salataya katılan filizler ve çorba olarak tüketilmektedir.
Siyah Pirinç
Tahıllar arasında sofralarımıza yabancı ama, son dönemde duymaya başladığımızı bir çeşit olan siyah pirinç ile tanışalım.Besin değeri son derece yüksek olması nedeniyle tarihte sadece eski Çin 'de kralların tüketebiildiği ve 'Yasaklı Pirinç' olarak geçen siyah pirinç, zengin lif oranına sahip, demir ve magnezyum deposu olarak bilinmektedir.Beyaz pirince oranla daha fazla magnezyum içeren siyah pirinç, aynı zamanda beyaz pirinçten daha yüksek antioksidan değerine sahiptir. Şeker oranı düşük olduğu için şeker hastaları için de uygun olan siyah pirinç, bağışıklık sistemini de güçlendiren bir etkiye sahiptir. Kalp sağlığının korunmasında da ayrı bir önem taşıyan siyah pirinç, enerji deposu olarak, yaşlanma etkilerini giderip hücre yenilenmesini de sağlar. Vegan ve vejetaryanlar için de oldukça iyi bir alternatiftir.Kemik, kas, ve sinir dokusunun çalışmasında ve tamir edilmesinde son derece etkili olan bu mucize besin,, rengi tamamen doğal olan ve genetiğiyle oynanmamış bir pirinç olarak diğer pirinç türlerine göre biraz daha pahalıdır.
Son dönemde doğal aroması ve farklı tadıyla sofraların aranan lezzetleri arasına girmiştir.Pirinç gibi pişirilen siyah pirincin pişme süresi biraz daha uzundur. Salatalara katılarak ya da yemek yanında garnitür olarak servis edilebilir.
Alfa Alfa
Baklagiller ailesine ait ve besin değeri son derece yüksek olan alfa alfa, A, B, C, D, E ve K vitaminleri açısından oldukça zengindir. Kollestrolü düşürmeye yarar ve kan şekerini düzenler.Yüksek oranda life sahip olduğu için sindirim sistemini düzenler,kabızlığı giderir ve karaciğerin fonksiyonlarını verimli olarak yerine getirmesini sağlar. Vücudu toksinlerden arındıran alfa alfa, güçlü bir anti oksidan deposu olduğu için hücre yenilenmesini sağlar ve menapozun ağır belirtilerini azaltır.Kalsiyum, magnezyum, fosfor ve demir açısından zengin olduğundan, eklem ağrılarında da oldukça etkilidir.Filizlendirilmiş olarak, salatalara eklenerek tüketilebilir.